Kültür-Sanat

ONLAR ‘ŞEFKAT KAHRAMANLARI’

YENİ Asya İstanbul Hanım Okuyucuları tarafından düzenlenen program ilgiyle izlendi. Program, Yeni Asya Neşriyat standı ve gıda kermesiyle misafirlerini karşıladı.

İlknur Biçer’in sunumuyla gerçekleşen programda Semiha Koçalan’ın Kur’ân tilâvetinin ardından açış konuşmasında Melek Artan, Asr-ı Saadetten bu yana kadınları anlattı. Artan konuşmasında, “Vahyi ilk tasdik eden kadın Hz. Hatice. Hz. Peygamberin (asm) aile hayatının inceliklerini asırlar sonraya taşıyan kadın, Hz. Aişe. Peygamber Efendimiz (asm) ahirzamana işaret ettiği bir hadisinde şöyle buyurmuş, ‘Ahirzamanda kadınların samimî dinlerine ve kuvvetli itikatlarına tabi olunuz.’ Ve Bediüzzaman bu hadis-i şerifi kadınların fıtratına uygun olarak yorumlamış. ‘Hanımların aczinde kuvvet ve şefkatinde kudsiyet vardır. Ahirzamanda iman hakikatleri hanımlar arasında ziyade inkişaf edecektir’’ dedi.

Artan konuşmasında, Beidüzzaman’ın, hanımların şefkat kahramanı olduklarından, bu zamanda erkeklerden ziyade bir iştiyakla Risâle-i Nur’a tam çalıştıklarından ve Risâle-i Nur’un bu şefkat madenleriyle fütuhat yapacağı müjdelerinden kısaca bahsettik sonra, “Sen de fedai olacaksın ve fedainin feda edemeyeceği hiçbir şey yoktur” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Başakşehir Çınar Koleji kongre salonunda gerçekleştirilen programda senaryosunu Ayşenur Yaşar’ın kaleme aldığı dört perde ve on sahnelik “Nur’un Fedaileri” isimli bir tiyatro oyunu sahnelendi. Tiyatroda, önce Risâle-i Nur hizmetinde saffı evvel olan hanımların hatıraları canlandırıldı. Şefkat Kahramanı olan hanımların eşlerine olan destekleri; çocuklarıyla, komşularıyla beraber hizmete dair fedakârlıkları gözyaşlarıyla izlendi. Onlar, yeri geldi, Ebu Talha misali iman hizmeti için evlerini bıraktılar, yeri geldi kar, fırtına, baskın demeyip Nur derslerine iştirak ettiler ve Risâle-i Nur hizmetini bizlere, bu günlere, ulaştırdılar.

Ardından bizler çıktık sahneye temsilî olarak. Yani bu günün hanımları… Ahirzamanın gittikçe artan gündelik meşgalelerinden, nefis mücadelelerinden, ancak büyük bir azim ve gayretle çıkıp yine hizmet için koşan hanımlar ve onların fedakârlıkları canlandırıldı. Ve bugünün hanımı, bizim adımıza bize seslendi: “Hizmetin işi önce görülsün.”

Programın nihayeti, hizmetin saff-ı evvelleri

Bu kudsî dâvâyı omuzlarında taşıyıp bu günlere getiren hüsn-ü misaller, saff-ı evveller…

Programın sonundaki ibret ve şevk tablosu onlardı. İlerleyen yaşlarına rağmen bitmeyen gayretleri, kısılmayan sesleriyle hem halen hem kalen bizler için hâlâ birer hüsn-ü misaller.

Şükran Berk, Türkan Polat, Sevim Morgül, Kezban Tokpınar, Talia Morgül (Çalışkan)… Bu ablalarımız, annelerimiz sahnedeydi ve arkalarında hizmet eden nice hanımların destekleriyle bizlere seslendiler: “Risâle-i Nurlar içinde bir Bediüzzaman var, onu bulun. Sizlerle iftihar ediyoruz. biz başlattık, siz devam edin. Hizmetin kıymetini anlayıp hizmet ediyorsunuz. Allah, Nurlardan ayırmasın, ebedî muvaffak etsin. Bizim hayatımız kitapların yolunu gözlemekle geçti.” diyerek Zübeyir Gündüzalp Ağabeyin “İstanbul’u hanımlar fethedecek” sözünü hatırlattılar. Bu sözleri ve halleriyle tadına doyulmayan kudsî ve mübarek bir manzara sundular bizlere.

Hasıl-ı kelâm, büyük bir şevkle, dilimizde manevî tatlı bir lezzetle, zaman zaman şefkatin coşturduğu gözyaşlarımızla izledik programı. Ve Zübeyir Gündüzalp’in dediği gibi bir kere daha kuvvetle hissettik ki, “İslâm yoluna giren bilir ki, bu yol kıldan ince, kılıçtan keskindir. Her kişinin değil, er kişinin işidir.”

“Er kişi” vazifesi yapan Nur’un bütün fedai hanımlarına selâm olsun.

ZEHRA MORGÜL TERCAN

24.04.2009