Yabancı basında Türkiye’deki mahalli seçimlerle ilgili ‘seçmenlerin ağır baskılara rağmen Türkiye demokrasisini savunmak adına inatla direnç sergilediği’ yorumu yapıldı.
Batılı başkentlerde Türkiye’deki yerel seçim sonuçları hakkında yapılan ilk analizlerde üç nokta öne çıktı. Birincisi, inşa ettiği “tek adam rejimiyle” ülkesinin “rekabetçi otokrasi” olarak sınıflandırılmasına yol açan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk halkı nezdindeki popülaritesinin gerilemiş olması. İkincisi, seçmenlerin ağır baskılara rağmen Türkiye demokrasisini savunmak adına inatla direnç sergilemesi ve bu inadı ile ana muhalefetteki CHP’yi 47 yıl sonra Türkiye’nin birinci partisi konumuna taşıması. Üçüncüsü de Erdoğan’ın “irtifa kaybı” olarak nitelendirdiği seçim yenilgisini 31 Mart’ı 1 Nisan’a bağlayan gece yaptığı konuşma ile kabul etmiş ve “Bu seçimin galibi demokrasimizdir, milli iradedir” diyerek de “Hiçbir suretle milletimizin kararına hürmetsizlik etmeyeceğiz. Milletle inatlaşmaktan uzak duracağız” güvencesini vermiş olması.
Seçimler dünyaya ders veriyor
Independent Türkçe’nin haberine göre, ABD’nin önde gelen gazetelerinden Washington Post (WP), yerel seçimlerle ilgili iki analiz yayımladı. Ishaan Tharoor’un “Türkiye’nin şok seçimleri, dünyaya bir ders daha veriyor” başlıklı analizinde, Cumhuriyet Halk Partili (CHP) İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Türkiye’de yeni nesil siyasetçilerin baş figürü” diye nitelendi. Aslı Aydıntaşbaş’ın analizindeyse yerel seçim sonuçlarının, Erdoğan açısından “tehlike oluşturduğu” savunuldu. Analizde, “Bu oylama çok açık bir şekilde protesto niteliğindeydi. Türk seçmenler, genel seçimleri kazanmasının üzerinden bir yıl geçmeden Cumhurbaşkanı ve politikalarından duyduğu hoşnutsuzluğu gösterdi” denildi. İmamoğlu’nun 2028’de yapılması öngörülen genel seçimlerde Erdoğan’a rakip olabileceğinin belirtildiği analizde, ekonomik sıkıntılar ve yüksek enflasyona dikkat çekilerek “Muhalefet muhtemelen yakında erken seçim istemeye başlayacak” dendi.
Haber Merkezi