"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gaddar “ikinci nefs-i emmâre”

M. Latif SALİHOĞLU
02 Eylül 2024, Pazartesi
Hani söylenir ya “Tebdil-i mekânda ferâhlık var” diye. Bizimki de o hesap. Nakl-i mekân ederek ve bilhassa tefekküre sevk eden, ferâhlık veren mekânları tercih ederek okuma seans-larına devam ediyoruz.

Bir başka tabirle, Toroslar’da yaşayan yörükler misâli, biz de bu büyük dağ silsilesinde konar-göçer olduk. Mersin civarındaki Toroslar mevkiinde sonra, şimdi Maraş yakınlarındaki bir mevkiye nakl-i mekân ettik. Okuma meraklısı arkadaşlarla birlikte, “Külliyatı devretme programı”mına yeni mekânda devam ediyoruz.

Allah, cümlemize feyizli, bereketli okumalar nasip etsin.

*

Yeni mütalaa konumuz “nefs-i emmâre”ye dairdir. Bu meseleyi mütalaa ederken gördük ki “nefs-i emmâre” bir değil, ikidir. Dahası “ikinci nefs-i emmâre” birincisinden daha fenâ, daha şedit ve çok daha uzun ömürlüdür. Hatta, ömür boyu devam eden bir düşman-ı gaddar gibidir.

İşte, bu meseleye dair yapmış olduğumuz mütalaa ve müzakerenin bir meyvesi.

Birinci nefs-i emmare imana gelip “mutmainne” olduktan sonra, bütün silâh, mühimmat, âlet ve edevâtını ikinci nefs-i emmareye devrediyor.

Şöyle ki: Bir mü’min, binci nefsi öldürüp ondan kurtulsa bile, ikincisinden kurtula-mıyor. Tâ âhir ömre kadar, seninle canlı halde yaşıyor ve ancak seninle birlikte ölüyor.

Meselâ: Kişi sağlam bir iman ve itikada sahip olduğu halde, söz konusu ikinci, gizli ve gayet sinsî olan nefs-i emmâre, o mü’min kimseyi gayet günahkâr bir hayat olan kâfirlerin veya münafıkların hayatını yaşamaya özendirip onu zorlayabiliyor.

Yani, kişi kuvvetli iman sahibi olduğu halde, yaşayışı itibariyle sanki imanı yokmuş gibi acip hallere düşebiliyor. İşte, burada hükmeden şey, sinirlere, damarlara kadar yerleşip sinen ikinci nefistir.

Şüphesiz, bu hâlin düşündüren pek mühim bir hikmeti var. Bu ve benzeri himtetli hallerin en tatminkâr izahı ise, bilebildiğim kadarıyla sadece Risâle-i Nur’da bulunur. Bundan dolayıdır ki, Nur Risaleleri’ni okumamış bazı büyük veliler bile, ikinci nefs-i emmarenin mahiyetini bilmediklerinden, zaman zaman hayret ve taaccüp içinde kalmışlar; bazen de, bunalım geçirecek kadar sıkıntı çekip daralmışlardır.

*

Evet, iman ve hidayet dairesi içine girenleri bile günah noktasında en fazla zorlayan damarın kaynağı, başta da ifade ettiğimiz gibi “ikinci nefs-i emmâre”ye gidip dayanıyor.

Birinci nefs-i emmâre, kişiyi imân ve irşad dairesine girip girmeme noktasında zorluyor. Kişiyi, içinde bulunduğu dinden-imandan soğutup dünyaya sevk etmeye, günah deryasında daldırmaya, yahut dalâlet vâdisine doğru sürüklemeye çalışıyor.

Cüz’î iradenin sarfından sonra devreye giren Cenâb-ı Hakk’ın küllî iradesiyle nefs-i emmâresini yenen ve hidâyete mazhar olan insan, bu kez ikinci bir nefs-i emmârenin daha şedit olan hile ve desise-leriyle karşı karşıya geliyor.

İşte, bu ikinci nefs-i emmâredir ki, bir mü’mini inandıklarını yaşamamaya, hatta inandıklarının tam tersi bir istikamete sevk etmeye çalışıyor.

Üzeri kamufleli olan bu korkunç silâh ve mühimmat ise, inanan kimsenin bünyesi içinde âhir ömre kadar varlığını muhafaza ediyor. Üstelik, çoğu kez akıl ve iradeyi bile dinlemeyerek hükmünü icra etmeye çalışıyor.

İktibas: “Bu ikinci nefs-i emmârede şuursuz kör hissiyat bulunduğu için, akıl ve kalbin sözlerini anlamıyor ve dinlemiyor ki onlarla ıslâh olsun ve kusurunu anlasın. Bu acip asırda dehşetli bir aşılamak ve şırıngayla hem hakikî, hem mecazî iki nefs-i emmâre ittifak edip öyle seyyiata, öyle günahlara severek giriyor. Kâinatı hiddete getiriyor.” (Kastamonu Lâhikası: 180)

Kâinatı hiddete getirecek günahlara giren imân ehlinin, bu dehşetli vaziyetten kurtulmasının çare ve çıkış formülleri üzerinde dururken, duâ ile bize inayet eden Rabbimize iltica etmeyi unutmamalı.

Okunma Sayısı: 1335
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Kübra Nur ÇAKIROĞLU

    2.9.2024 14:29:23

    Çok güzel, çok istifadeli bir yazı. Kaleminize sağlık ağabey. Allah razı olsun. Âmin.

  • Abdullah tunç

    2.9.2024 00:53:21

    Çok önemli bir konu, bir mesele.Manevi hayatımı zı yakından ilgilendiren bir ders.Nefsi emmare ve ikin ci nefis,veya mecazi nefis.Bilmiyorum bu şekil de bir teşhis ve tespit ya pan başka alim var mı? Nefsi emmare ile mücade le, nefsi mecazi ile yapılan mücadeleden daha kolay dır.Birinci nefsi emmare öldükten sonra silahlarını, ikinci nefse, yani mecazi nefse devrediyor.Ve asab ve damarlara yerleşiyor. Daha derinden işliyor.His siyat tarzında kendisini gösteriyor.Mücadelesi zordur.Kör hissiyatta mu hakeme yoktur.Buna hakim olmak, ruhtaki şid detli sevgiler,hastalık ve belâ ve sıkıntılarla olur. Bu şekilde insan dünyaya küser ve ciddi olarak ahire te, rabbine yönelir ve böylece ikinci nefse hakim olunur, diye düşünü yorum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı