“Cenab-ı Hak, benim gibi kalemsiz, yarım ümmî, diyar-ı gurbette kimsesiz, ihtilâttan men edilmiş bir tarzda; kuvvetli, ciddî, samimî, gayyur, fedakâr ve kalemleri birer elmas kılıç olan kardeşleri bana muavin ihsan etti. Zayıf ve âciz omzuma çok ağır gelen vazife-i Kur’âniyeyi, o kuvvetli omuzlara bindirdi, kemal-i kereminden, yükümü hafifleştirdi.” (Mek.631 ve B.Lahikası.38)
· “…benim gibi az düşünen ve zuhurata tebaiyet eden ve tetkike vakit bulamayan bir insanın..” (Mek.634)
· “.., benim gibi Türkçesi az, sözleri muğlâk, çoğu anlaşılmaz ve “zahir hakikatleri dahi müşkülleştiriyor” diye eskiden beri iştihar bulmuş ve eski eserleri o suiiştiharı tasdik etmiş bir şahsın…” (Mek.634)