1899 yılında doğmuş, 1974 yılında vefat etmiştir. Çok sık Isparta, Barla, Çam Dağı ziyaretlerimizden birinde (1968’den beri hep ziyaret etmişizdir) kendisi ile görüşmek nasip oldu.
Yılların verdiği Risale-i Nur hizmetinin ağırlığı altında bastonuna dayanarak güler yüzle bizi karşıladı. Elini öpüp kendisi ile sohbet ettik. Üstad Hazretlerinin Lahikaların çok yerinde bahsettiği Süleyman Rüştü Ağabey memuriyetine hiç aldırmadan Üstad’a hizmet etmiştir. Yaşadıklarından çok enteresan olan bir hatırası şu şekildedir:
Daha önce hatıralarını yazdığımız Sav Nur talebelerinden Nur postacısı Hasan Kurt ağabey, Tahiri Mutlu ağabeyden aldığı tashih edilecek Risaleleri Üstad’a götürürken, polislere
yakalanır ve karakola giderken teksir Risaleleri polislere yakalatmamak için bir fırsat kollarken, Rüştü Çakın ağabeyin durduğu yere yaklaşınca hemen teksirleri Rüştü ağabeye verir ve endişeyle giden o kahraman Nur postacısı eserleri emin bir ele verdiği için rahatlar.
Süleyman Rüştü ağabey memuriyetten sonra ticaretle meşgul olmuştur. Gelen Risale-i Nurları muhtelif yerlere göndermiştir. Ağabeyin hapis hayatı da şöyledir: 1935 Eskişehir, 1943 Denizli. 1958 Ankara’da bulundu, toplu olarak çekilen fotoğrafta o da bulunmaktadır. Yazdığım şiirde Isparta Kahramanları derken, bu kahraman ağabey de onlardan birisidir.
Üstad Hazretleri “Ben Isparta’ya niçin geldim? Ben Isparta’ya şunun için geldim: ‘Benim siyasi maksadımı, içtimai gayemi tahakkuk ettirecek birisi buradan çıkacaktır.’” demiştir. Üstad hazretleri Eskişehir müdafaanamesinde Süleyman Rüştü Ağabeyi şu şekilde müdafaa eder: “Bu masumlar içinde istikamet ve namusla mümtaz ve hiçbir su-i ahlakı bulunmayan bir zattır.”
Süleyman Rüştü ağabey bereketli bir ömrün sonunda kahraman bir saffı evvellerden olarak 1974 yılında memleketi Isparta’da vefat etmiştir. Bu fedakâr ağabeyi rahmetle anarken şefaatlerine nail olmayı diliyoruz.