"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Güç yeniden Asya’ya kayıyor

17 Kasım 2022, Perşembe
DR. BÜLENT ADİL, “GÖÇ VE HÜRRİYET İLİŞKİSİ” KONULU SEMİNERDE KONUŞTU:

Artık Amerika ve Avrupa kıtasının güç kaybettiği ve üretimin ve gücün tekrar Asya kıtasına kaydığı görülmektedir. 2025 yılında Çin’in gayri safi milli hasılasının Amerika’yı geçmesi öngörülmektedir.

Bugün yaşadığımız bölgesel çatışmaların ve değişim sancılarının bu sürecin bir sonucu olduğu gerçeğinin göz önünde bulundurulması yapılacak yorumların daha isabetli olmasını sağlayacaktır. 

***

GİRİŞ: Risale-i Nur Enstitüsü Ankara Şubesi’nde Dr. Bülent Adil “Göç ve Hürriyet İlişkisi” konulu bir seminer verdi. Gelir seviyesindeki adaletsizliklerden yola çıkan Dr. Adil, göç eden insanların en temel hakkını korunmasından AB’nin kendi içinde sınırları kaldırmasına kadar bir çok konudan bahsetti. Sorulara da cevap veren Dr. Adil’in seminerinin çok kısa bir özetini veriyoruz.

***

Çinliler birisine beddua etmek istediklerinde ona ‘İlginç zamanlarda yaşayasın’ derlermiş. Bu sözü ilk okuduğumda, ilginç zamanlarda yaşamak nedir, yaşanılan şeyi ilginç yapacak olan şey nedir diye düşündüğümü hatırlıyorum. Bana kalırsa şu an hem ülkemizde hem de dünyada yaşananlar tam olarak ilginç zamanlardan geçtiğimizin bir nevi yansıması gibi duruyor. Tabii bu durumu sadece bize mahsus bir şey gibi düşünmek sanırım doğru olmayacaktır. Aslına bakarsanız tarihin her döneminde insanlar ilginç zamanlar yaşamışlar ve bunlar farklı sebeplerden kaynaklanmış gibi gözüküyor. Özellikle insanlar arasındaki gelir seviyesi farkı çok fazla arttığında bunun mutlaka toplumsal bir karşılığının ve sonucunun olduğunu görmekteyiz. 

Toplumları oluşturan bireyler arasındaki gelir seviyesindeki adaletsizlik bugünün insanları için ne kadar büyük bir problem ise geçmişte de insanların aynı sorunlardan muzdarip olduğu söylenebilir. Tarihçi Walter Scheidel, 2017 yılında yayımladığı, “The Great Leveler: Violence and the History of Inequality from the Stone Age to the Twenty-First Century (Büyük Eşitleyici: Şiddet ve Taş Devrinden 21. Yüzyıla Eşitsizliğin Tarihi)” isimli kitabında; bugün yaşadığımız eşitsizlik düzeyinin tarihte yaşanmamış bir durum olmadığına dikkat çekmekte ve zenginliğin adaletsiz dağılımının ve gelir eşitsizliğinin aslında tarih boyunca toplumların bir realitesi olduğu ifade etmektedir. 

Scheidel, Roma İmparatorluğunun gücünün ve zenginliğinin zirvesinde olduğu dönemde en zengin aristokratın serveti ile o zamanki kişi başı ortalama gelirin arasındaki farkın 1.5 milyon kat olduğunu belirtmektedir. Bugün dünyanın en zengin kişisi Jeff Bezos’un serveti ile normal bir Amerikan vatandaşının geliri karşılaştırıldığında aradaki gelir uçurumu çok daha iyi anlaşılacaktır. Pandemi ile birlikte ortaya çıkan bir takım sorunlar da zenginin daha zengin fakirin ise daha fakir olmasına yol açmıştır. Özellikle son dönemde tüm dünyada yaşanan fiyat istikrarsızlığı, ekonomik ve siyasi belirsizlikler de bir takım sonuçlar ortaya çıkarmaya gebe görünmektedir. 

Eşitlemenin dört atlısı

Scheidel, toplumların, barış içinde geçen ama eşitsizliğin giderek arttığı uzun dönemler yaşadıktan sonra artık bir noktada insanların bu duruma tahammül edemediklerini ve bunun sonucunda yıkıcı ve geniş kitleleri etkisi altına alan toplumsal olayların ortaya çıktığını ifade etmektedir. Scheidel, eşitlemenin dört atlısı adını verdiği bu olayların; kitlesel savaşlar, şiddet içeren devrimler, öldürücü salgınlar ve devletlerin çöküşü şeklinde ortaya çıkabileceğini belirtmektedir. Son dönemde dünya üzerinde yaşanan olaylara baktığımızda bu başlıklara çok da yabancı olmadığımızı söylemek sanırım yanlış olmayacaktır. 

En zengin yüzde birlik bir oranın dünyadaki zenginliğin yüzde 50’den daha fazlasına sahip olduğu bir dünyanın içine düştüğü çıkmazın aslında anlaşılabilir olduğu düşünülebilir. Bunun yanında bugün gelinen noktada Sovyetler Birliğinin parçalanmasından sonra ortaya çıkan tek kutuplu dünyanın çok kutuplu bir yapıya doğru evrildiğini görmekteyiz. İnşallah olmaz ama bu durumun da ortaya kitlesel bir savaş tehtidi çıkarma potansiyelinin varlığını gözardı etmek çok da mümkün değildir. 

Güç, Doğu’ya kayıyor

Asya Kalkınma Bankası, 1820 yılında, sanayi çağının başlangıcında, dünya üretiminin yaklaşık beşte üçünün Asya tarafından gerçekleştirildiğini saptamıştır. 1940’a gelindiğinde ise bölge, dünya nüfusunun beşte üçüne ev sahipliği yaptığı halde, üretimde oran beşte bire düşmüştür. Hızlı iktisadi büyüme bugün bu oranı beşte ikiye yükseltmiştir ve Banka, 2025 itibarıyla Asya’nın tarihî seviyeleri yeniden yakalayacağını tahmin etmektedir. (Asya Kalkınma Bankası, Emerging Asia, Manila, Asya Kalkınma Bankası, 1997, s.11)

Artık Amerika ve Avrupa kıtasının güç kaybettiği ve üretimin ve gücün tekrar Asya kıtasına kaydığı görülmektedir. 2025 yılında Çin’in gayri safi milli hasılasının Amerika’yı geçmesi öngörülmektedir. Bugün yaşadığımız bölgesel çatışmaların ve değişim sancılarının bu sürecin bir sonucu olduğu gerçeğinin göz önünde bulundurulması yapılacak değerlendirmelerin daha isabetli olmasını sağlayacaktır. 

Bu arada dünyanın yüzleşmesi gereken bir de küresel ısınma sorunu var ki bu soruna bağlı olarak yaşanacak kıtlık ve büyük göç dalgalarının ortaya çıkaracağı ekonomik, sosyal ve politik sorunların bugünden öngörülmesi çok da mümkün olmamakla birlikte milyonlarca insanın yaşadığı yerleri terk ederek hayatını sürdürmek için daha elverişli bölgelere göç etmesi kaçınılmaz görülmektedir.  

Bu noktada bilhassa bölgemizde daha iyi bir hayat arayanların ve çatışma alanlarından kaçanların halen de doğuyu değil batıyı tercih ediyor olmasının üzerinde ayrıca düşünmek gerekir.  

Tüm bu bileşenleri ayrı ayrı ya da bir arada değerlendirdiğinizde yakın gelecekte yaşanacak yeni göç dalgalarının olası etkilerinin insanların hayatında ciddi değişikliklere ve toplumsal kırılmalara yol açacağı daha iyi anlaşılacaktır. 

ANKARA - YENİ ASYA

Okunma Sayısı: 7300
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı