30 Aralık gecesi Konya’da “İttihad-ı İslam ve Tesanüt” konulu bir seminer gerçekleştirildi.
İttihad-ı İslam manen kudsi bir saraydır
Seminerin takdim konuşmasını yapan Said Çamkerten, Sami Cebeci’yi ‘’54 senelik hizmet eri’’ olarak tanıttı. Sami Cebeci, takdimin ardından seminerine başladı kısaca şunları söyledi:
İttihad-ı İslamın, Bediüzzaman’ın hayatının mühim bir gayesi olduğunu, İslam aleminde bunun ilk tezahürü olarak Bağdat Paktı olduğuna işaret etti. Bu ittifaka Bediüzzaman’ın çok sevindiğini söyledi. Ancak, süreç içinde İngiltere ve Amerika’nın dahil olmasıyla ismi CENTO olarak değişen bu paktın bu gayeden uzaklaştığını ve anlaşmayı imzalayanların başına feci işler geldiğini belirtti.
“21. Lem’a”nın Nurcuların yol haritası olduğunu, 20. Lema’nın da tüm cemaatleri birbirine bağlayan manevi bağların notları olduğunu örnekleri ile okudu.
‘’Hayat vahdet ve ittihadın neticesidir’’ diyerek cemaatin şahsı manevide erime neticesinde olan bir birliktelikten hayat ve nuraniyet kesbettiğini ifade etti. Tesanüdü, el ele verip aynı maksada yönelme olarak tanımlayan Sami Cebeci, tesanüd bozulsa cemaatin tadı kaçar. Üç elif bir çizgi üzerinde tesanüd sırrı ile ittihad neticesinde 111 kıymetinde olduğunu ifade etti.
Taksimu’l-amal ve uhuvvet yoluyla tam bir tesanüdle tefani sırrıyla dört adam dört yüz adam kuvvetinde olur. Bedizzaman’ın ve talebelerinin bu sırra binaen bugünlere kadar geldiğini belirtti. Asrı saadette Peygamberimize yapılan eza ve cefanın temelinde ‘’kıskançlık’’ olduğunu anlattı.
İttihad-ı İslamın “Cemahiri Müttefikai Amerika” şeklinde olması gerektiğini, Üstadın bunu örnek verdiğini hatırlattı. Hakka hizmeti ağır bir defineyi taşımaya benzeterek o davaya ne kadar omuz verilse memnun olunması gerektiğini ifade etti.
İttihad-ı İslam’dan maksadın ittifaktan ve ittihattan ibaret olduğunu ve bunun da ittihâd-ı kûlübten (kalplerin birliğinden) geçtiğini belirtti.
Bu zamanın en büyük farz vazifesi İttihad-ı İslam’dır. Tüm cemaatler için kalbi bir birliğe ihtiyaç duyulduğunu anlattı.
SÜLEYMAN ECER - KONYA