Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, global çalkantıyla Türkiye’nin iç siyasi meseleleri birleştiği zaman, bunun ekonomi üzerinde belli ölçülerde olumsuz etkileri olabileceğini kaydetti.
Babacan, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonunun (TUSKON) düzenlediği toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin artık ekonomik istikrarla ilgili sorunlarının büyük ölçüde geride kaldığını, ancak siyasi istikrarı devam ettirmesinin büyük önem taşıdığını söyledi.
Global krize işaret eden Babacan, dünyanın şu anda büyük buhran döneminden sonraki en ciddi krizini yaşadığını, finans kuruluşlarının bu krizden zararının 1 trilyon dolar olacağının tahmin edildiğini ifade etti. Söz konusu zararın 200 milyar dolarının açıklandığını, diğer zararların bilançoların açıklanmasıyla görüleceğini belirten Babacan, şöyle devam etti: “Dünyada bu kadar çalkantı olurken, dev bankalar sarsılırken ekonomimiz bu depremi oldukça dayanıklı şekilde atlatıyor. Sorun sadece ekonomik kriz olsa size belki çok rahat diyebilirdim ki; (korkmayın arkadaşlar, bu dönemde de ülke global ekonomik krizi atlatır, bir sıkıntı olmaz.) Ancak, bunun üzerine kendi iç siyasi gelişmelerimiz de eklenince tablo biraz daha farklılaşıyor. Global çalkantıyla kendi iç siyasi meselelerimiz birleştiği zaman, bunun ekonomimiz üzerinde maalesef belli ölçülerde olumsuz etkileri olabilir. Bunu görmek lazım ve süreci çok dikkatli bir şekilde yürütmek lazım. Bizler hükümet olarak, sizler iş dünyası olarak bu hassas dönemi büyük bir dikkatle, her adımda tedbirli geçirmemiz lazım.”
“AB ÇALIŞMALARI YAVAŞLAMADI”
Ali Babacan, AB’ye üyelik sürecindeki çalışmalara da değinerek, tüm bakanlıkların günlük çalışmaları ile aslında AB süreci içinde yer aldıklarını, AB ile ilgili çalışmalarda herhangi bir yavaşlama veya rehavetin söz konusu olmadığını kaydetti. Babacan, “Yaptığımız tüm çalışmalar AB ilgili. Ama bunları AB, AB diyerek yapmıyoruz” diye konuştu. Vakıflar Yasası ve 301. madde ile ilgili değişikliğin yapılmaması halinde bunun Türkiye’nin AB ile ilgili çalışmalarının durduğu olarak değerlendirileceği yönünde algılamalar bulunduğunu ifade eden Babacan, bu algılamaların tersine her iki konuyla ilgili çalışmaların devam ettiğini aktardı. Attıkları her adımın ve yaptıkları çalışmaların AB’ye üyelik sürecinin bir parçası olduğu için 2002-2004’teki gibi heyecan olmayacağını, artık biraz “sıradanlaşma”nın söz konusu olduğunu söyleyen Babacan, “Olacak mı olmayacak mı? Müzakere tarihini alacak mıyız, almayacak mıyız? Bunlar yok. Bundan sonra artık önümüzdeki en önemli konu, Türkiye’nin üye olması. Belki tarih yaklaştığında o heyecan yine olacaktır” şeklinde konuştu. Konuşmasının ardından TUSKON üyelerinin sorularını yanıtlayan Babacan, vize konusunun uzun vadedeki çözümünün Türkiye’nin ekonomik kalkınmasından geçtiğini, ancak 5 yıl öncesine göre bazı Avrupa ülkelerinde vize prosedürünün şu anda daha kolay olduğunu vurguladı. Ali Babacan, Afrika’ya ilişkin sorular üzerine ise, Mozambik ve Tanzanya dahil 15 Afrika ülkesinde büyükelçilik açılacağını, bu yıl içinde 10 ülkede, gelecek yıl da 5 ülkede açılışların gerçekleştirileceğini bildirdi. Afrika ülkelerindeki temsilciliklerin Türk işadamlarının bu bölgede daha rahat iş yapmasına katkı sağlayacağını vurgulayan Babacan, ayrıca iş adamlarının Afrika ülkeleriyle olan ilişkilerinin kendilerini bu konuda daha da cesaretlendirdiğini ifade etti.
|