"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çocuğumuza namazı nasıl öğretelim?

Süleyman KÖSMENE
12 Ekim 2022, Çarşamba
Nuray Hanım: “Şu hadis-i şerifi nasıl anlamalıyız: “Çocuklarınıza yedi yaşını bitirince namazı emrediniz, on yaşını bitirdiklerinde -namaz kılmazlarsa kendilerine hafifçe- vurunuz.1”

Asır Başkalaşmış

Bu hadis-i şeriften öncelikle anlayacağımız, namazın ne kadar ehemmiyetli bir ibadet olduğudur. Ve ebeveynin, çocuklarının namazı konusunda ne derece sorumlu olduklarıdır. Ve çocuğun namaza alışmasının hayatının en birinci meselesi olduğudur. 

Kendimize baktığımızda da, bizim dinden, imandan, namazdan, ibadetten en az bir yabancı kadar uzak bir çağda yaşadığımızı anlıyoruz.  

Biz “helaket ve felaket asrının” çocuklarıyız. Yaşadığımız asrın bize de sirayet eden bozuk itikadı nedeniyle anlayamadığımız hadisleri okuduğumuzda sakın anlamakta acele etmeyelim. Ve bu bozuk itikat ile hadisleri anlamaya ve yorumlamaya çalışmayalım. 

O asır, asr-ı saadet idi, Hazret-i Peygamber’in (asm) asrı idi. Herkes dine, imana, namaza, ibadete meyilli idi. Zihinler, konuşmalar, sokaklar, komşuluklar, muhabbetler, hepsi, Allah’ın sözlerini ve emirlerini anlamak ve yaşamak üzerine dönüyordu.

İltifat Edelim

Bediüzzaman hazretlerinin içtihat için tespit ettiği şartları özetleyerek hatırlayalım:

Selef-i salihîn asrının çarşısında en makbul şey, Allah’ın razı olduğu hususları öğrenmek, amel etmek, Allah’ın rızasını ve ebedî saadeti kazanmaktı. Kalpler, zihinler, ruhlar bütün kuvvetiyle Allah’ın razı olduğu şeyleri merak ederdi. Öyle ki o mecrada yetişen istidatlar neredeyse “kisbsiz kazanırlar, ateşsiz nurlanırlardı.” Kibrit hükmüne geçen istidatları nurun ala nur sırrına mazhar olurdu.

Şimdi ise Avrupa medeniyetinin tahakkümü ile, felsefe hezeyanlarının tasallutu ile, fen ve teknolojinin kalplere gaflet vermesiyle, herkesin dünyaya dalmasıyla fikir ve kalpler dağılmış, himmetler parçalanmış, zihinler maneviyata yabanileşmiştir.2 

Bunları bahane olsun diye yazmıyorum. Ancak zaman değişmiştir. Asr-ı saadette “namaz için vurmaktan” iltifat anlaşılıyordu. Şimdi iltifat anlaşılmıyor. 

Ebeveynin, ailenin, çevrenin, iletişim araçlarının ve evin içine girmiş bir dünyanın din ve dünya algısında, imanında, namazında, sıkıntı varsa, münkir felsefe her tarafı sarmışsa, ebeveyn ne yapacaktır, çocuğa imanı ve namazı nasıl anlatacaktır? 

Evet, iltifat ederek anlatabilir. Öyleyse, asr-ı saadetin vurmasına, bu asrın iltifatı diyeceğiz.   

İman Namazdan Önce Gelir

Bu asırda, çocuğa düzgünce akidesinin ve imanının öğretilmesi, namazdan önce gelir. Sıraya koyarsak önce iman, sonra namaz gelir. 

Çünkü bu asırda etraf-ı erbaamızı münkir felsefe zabt etmiştir. Çocuklarımızın değil sadece, bizim de imanımızı, akidemizi tehlikeye sokmuştur. Küçük sorularla büyük imanımızı çalar bir vaziyettedir. İman noktasından donanımımızı sağlamadığımızda, sefih felsefeye ve müstebit medeniyete teslim olmak işten bile değildir. Bu asırda Risale-i Nur’u okumak bu açıdan ekmekten de önemli hale gelmiştir. 

Öyleyse, ruhumuzda bir iman inkılabı gerçekleştirecek derecede güçlü olan Risale-i Nur kitapları ortada serbest dolaşırken, çocuklarımıza düzgün bir akide öğretecek bir iman sıhhatine ve ibadet terbiyesine ulaşamamışsak çocukları bırakalım, kendimizi dövelim.  

Hiç şüphesiz çocuklarımıza dini, imanı, namazı sevdirmek ve öğretmek ne kadar zor da olsa, görevimizdir ve önemlidir. Yarın Cennette de onlarla beraber olmak istiyorsak eğer. Madem zor bir asrın çocuklarıyız; bizim için ve çocuklarımız için bu işi sabırla ve sevgiyle ele almayı, en temel mesele saymalıyız.   

Allah’a dayanarak bu ehemmiyetli sorumluluğu omuzlarımıza alırsak, inşallah Allah yardım edecektir.

Dipnotlar: 

1- Ebu Davud, Salat, 26; Tırmızi, Salat, 299

2- Sözler, s. 544

Okunma Sayısı: 3606
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İbrahim

    12.10.2022 22:25:43

    Şu nokta da çok önemli; İllede vurun, şiddet uygulayın demiyor, buraya takılmamak gerek. Zorlama, baskı anlamında değil bu. Bu açıdan bir yaklaşım ile değerlendirirsek yanlış anlaşılır ve farklı kapılara yol açılır diye düşünüyorum. Resulullah (a.s.v) ın çocuk eğitiminde ki ciddiyete bir vurgusu var, eğitimde ki ciddiyete dikkat çekme var. Çocuğun gelişimi esnasında onu yakinen takip et ve durumuna göre ne gerekiyorsa onu yap var, ona vur, şiddet uygula değil, eğitimin ciddiyetine bir dikkat çekme var. Her çocuğun fıtratı farklı, olaylara vereceği tepki farklı. Bazı çocuklara bazen ciddi bir tepki vermek gerekebilir, bunu hissedersen, farkedersen göster. Gel bu tarafa, gitme o tarafa noktasında anlamaya biliyor bazı çocuklar, onun için bir tehlike arz ediyor ise, daha ciddiyetle onun dikkatini çekecek bir tepki gerekebilir, bu illede vurmak değil. Bu aşamaları yakinen takip et ve hassasiyetle ve işin ciddiyetini anlayacağı şekilde eğitimine eğil var.

  • Mehmet

    12.10.2022 09:19:36

    Ağabey Allah ebeden sizden razı olsun, cidden çok uğraşıyorsunuz. Lâkin bu fetvanız Risale-i Nur'daki ölçüye uymamaktadır. Emirdağ-II'de 10 yaşındaki çocuklar için "şiddetle namaz kıldırmak ve alıştırmak Şeriat'ta var" demektedir. Evet yazınızda ifade ettiğiniz gibi "helâket ve felâket asrı"ndayız. Fakat Üstad da bunu bilerek yukarıdakini yazmış. "Üstad'dan bugüne zaman değişti." de diyemeyiz, çünkü onun Âhirzaman Müceddidi olduğunu kabul ediyorsak hükümlerinin de bütün Âhirzaman'da cari olduğunu kabul ve ikrar etmemiz icap eder. Hem yine Üstad'dan beri şartların değiştiği gerekçesiyle onun hükümlerinin geçerli olmadığını düşünürsek bunun yol açacağı suistimalin –hafazanallah– haddi hesabı olmaz. Yukarıdaki fetvanızı eğer ben yanlış anlamadıysam, uykusuz bir zamanınızda yazdığınızı tahmin ediyorum kıymetli ağabeyim. Es-selâmu aleyküm.

  • Mehmet

    12.10.2022 02:57:32

    Önce namazlarımızı kılarak model olacağız.2 ya da 3 yaşlarında yanımıza gelip namaz kılmaya başlıyorlar.Biraz büyüdüklerinde ara veriyorlar.Zamanla oturacak inşallah.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı