"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Aşure gününde neler yapalım?

Süleyman KÖSMENE
23 Ekim 2015, Cuma 10:00
Merve Hanım: “Aşure günü nedir? Tarihi önemi nedir? Bu günde neler yapılır?”

TARİHE MEYDAN OKUYAN GÜN

Bu gün 10 Muharrem. Yani Aşure Günü. 

Hazret-i Âdem Aleyhisselâm zamanından beri müstesnâ bir gün olarak harika olaylara şahitlik eden Muharrem’in onuncu gününe Aşure günü deniyor. Arapça “aşr” veya âşir” kelimelerinden türetilmiş olan “aşûra”, onuncu gün demektir. 

Aşûrâ gününe izâfe edilen bir hayli tarih vardır. Nice günler unutulmuş, geçmiş; ama bu gün unutulmamıştır. Yani bu gün, tarihe meydan okuyan gündür.

Allah’ın Arşı, Melekleri, gökleri, yeri ve Hz. Âdem Aleyhisselâm’ı bu gün yarattığı; Hazret-i Âdem Aleyhisselâm’ın tövbesinin bu gün kabul edildiği; Hazret-i Nuh Aleyhisselâm’ın gemisinin Cûdî Dağına bu gün oturduğu; Hazret-i Yûnus Aleyhisselâm’ın balığın karnından bu gün çıkarıldığı; Hazret-i İbrâhim, Hazret-i Mûsâ ve Hazret-i İsa Aleyhimüsselâm’ın bu gün doğdukları; Hazret-i İbrâhim Aleyhisselâm’ın Nemrut’un ateşinden bu gün kurtulduğu; Hazret-i Yakup Aleyhisselâm’ın oğlu Yûsuf Aleyhisselâm’a bu gün kavuştuğu; Hazret-i Eyüp Aleyhisselâm’ın hastalıktan bu gün şifâ bulduğu; Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâm’ın kavminin Firavunun zulmünden bu gün kurtulduğu ve Firavunun bu gün denizde boğulduğu; Hazret-i Dâvud Aleyhisselâm’ın tövbesinin bu gün kabul edildiği; Hazret-i Süleyman Aleyhisselâm’a bu gün mülk verildiği; Hazret-i İsa Aleyhisselâm’ın bu gün gök yüzüne yükseltildiği rivâyetleri mevcuttur. 

AŞURE GÜNE ORUCU

Buharî’de, Hazret-i Âişe’den de (ra) şöyle bir rivayet mevcuttur: Câhiliyet devrinde Kureyş Muharremin onuncu gününde (Aşûrâ gününde) oruç tutardı. Hicretten önce Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm da bu gün oruç tuttu. Medine’ye hicretlerinden sonra da Muharremin onuncu günü oruç tutmaya devam etti. Ashaba da bu gün oruç tutmalarını emretti. Ancak Hicretin ikinci senesi Ramazan orucu farz kılınınca Muharremin onuncu günü orucunu bıraktı. Artık dileyen bu orucu tuttu; dileyen tutmadı.1

Hazret-i Âişe’den (ra) bir diğer rivayet de şöyledir: “Ramazan orucu farz kılınmazdan önce Müslümanlar Muharremin onuncu gününde (Aşûrâ gününde) oruç tutarlar ve Kâbe’ye yeni örtü örterlerdi. Cenâb-ı Hak Ramazan orucunu farz kılınca, Allah Resûlü Aleyhissalâtü Vesselâm: “Muharremin onuncu günü orucunu tutmak isteyen yine tutsun; tutmak istemeyen de tutmasın!” buyurdu.2

BUGÜN YAPILMASI FAZİLETLİ OLANLAR  

Hazret-i Nuh (as) zamanından beri bütün Hak dinlerde makbul bir gün olan Muharremin onuncu gününde oruç tutmak, Yahûdiler için farz kılınmıştı. Peygamber Efendimiz (asm) önceleri Muharremin onuncu gününde oruç tutmuş, Yahudilere muhalefet olsun diye de bu gün nafile oruç tutmak isteyenlere ya bir gün öncesi ile, ya da bir gün sonrası ile birlikte oruç tutmalarını tavsiye buyurmuştur. 

Netice olarak, Muharremin onuncu günü bir gün öncesi veya bir gün sonrası ile oruç tutmak sünnettir.  

Bunun dışında Muharremin onuncu gününe mahsus olarak yapıla gelen yıkanmak, gözlere sürme çekmek, süslenmek, kına yakmak, bayramlaşmak, hububat ile karışık aşûre pişirmek, sadaka vermek, mescitleri ziyaret etmek, kurban kesmek gibi davranışlar sünnet değil, mubahtır. 

Muharremin onuncu gününde “aşûre” adıyla bilinen aşı pişirmek ve dağıtmak, örfümüzce benimsenmiş güzel bir âdettir.   

HAZRET-İ HÜSEYİN (RA) İÇİN DUÂ

Bedîüzzaman Hazretlerinin “vak’a-i ciğersûz” diye nitelediği3 Hazret-i Hüseyin’in (ra) Kerbelâ’da şehit edilişi de, kaderin bir cilvesidir ki, Hicrî 10 Muharrem 61 yılında, yani bu gün vaki olmuştur. 

Muharremin onuncu gününün Şiâ için siyâsî önem ihtiva etmesi ve bir matem günü olarak ilân edilmesi de bundandır. 

Bu vesileyle; bundan bin üç yüz altmış dört yıl önce bu gün insafsızca şehit edilen ve Üstad Bedîüzzaman Hazretlerinin (ra), Cevşenü’l-Kebîr’i ders aldığını bildirdiği iki imamdan birisi olan4 Hazret-i Hüseyin’in (ra) Cennet-mekân ruhunu bu gün hayırla ve duâ ile analım. 

Dipnotlar:

1- Buhârî, C. 6, Savm, No: 944.
2- Buhârî, C. 6, S. 106.
3- Bedîüzzaman, Mektûbât, S. 99.
4- Bedîüzzaman, Emirdağ Lâhikası, S.183.

Okunma Sayısı: 10640
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı