s.NO kONU
saYFa
19.
“tevafukla bu keramet nasıl kat’î sabit oluyor?” diye kardeşlerimizden
birinin sualine küçük cevaptır.
.................................................................................................................................
84
20.
risale-i nur’un fıtraten ve zamanın vaziyetine göre talebesi olacak,
başta masum çocuklardır.
...........................................................................................................................................
86
21.
Bir suale mecburî cevabın tetimmesidir.
............................................................................................................
89
22.
denizli tüccarı aslı Burdurlu Hafız Mustafa’ya hitaptır.
..............................................................................
92
23.
Bu hizmetimizin neticesi olan risale-i nur’un serbestiyetini, değil yalnız
biz ve bu Anadolu, âlem-i İslâm alkışlıyor, takdir ediyor.
..........................................................................
93
24.
Ben Cenab-ı Hakka şükrediyorum ki, nefsimi kendime beğendirmemiş
ve kusurlarımı kendime bildirmiş.
..........................................................................................................................
97
25.
demek
MeyveRisalesi
, Asa-i Mûsa gibi, çok firavunları susturur,
mağlûp eder.
..................................................................................................................................................................
100
26.
Ayetü’l-Kübra
’nın matbu nüshaları perde altında çok hizmetleri görmüşler.
..............................
101
27.
Ankara ehl-i Vukufu risale-i nur’a ait kerametleri ve işaret-i gaybiyeleri
inkâr edememişler.
.....................................................................................................................................................
103
28.
sizi eski talebelerim ve arkadaşlarım ve kardeşim ve biraderzadem
Abdülmecid ve Abdurrahman’lar bildiğimden, bu mahrem sırrı size açtım.
................................
105
29.
Ben kendim, bütün hayatımın harika kısmını, evvelce gavs-ı Azam’ın bir
silsile-i kerameti telâkki ediyordum; şimdi risale-i nur’un bir silsile-i kerameti
olduğu tebeyyün etti.
.................................................................................................................................................
108
30.
İnsanın fıtratındaki merak, insaniyet damarıyla sizin, farz ve lâzım
vazifeniz zararına o hâdise, o geniş boğuşmalara sevk ediyor.
...........................................................
111
31.
Bir-iki sene zarfında denizli kahramanları, yirmi sene kadar risale-i nur’a
hizmet ettiklerinden, biz risale-i nur Şakirtleri ebede kadar onların bu
iyiliklerini unutmayız.
.................................................................................................................................................
115
32.
İkramı izhar mektubunun tetimmesi.
.................................................................................................................
118
33.
Şimdi bir hâlimi size beyan etmek lâzım geliyor; tâ başka sebepler sizi
müteessir etmesin.
......................................................................................................................................................
119
34.
Bu zamanda en büyük bir ihsan, bir vazife, imanını kurtarmaktır,
başkaların imanına kuvvet verecek bir surette çalışmaktır.
...................................................................
121
35.
risale-i nur sair ilimler gibi okunmamalı. Çünkü ondaki iman-ı tahkikî
başka ilimlere ve maariflere benzemez.
...........................................................................................................
123
36.
Yedi seneden beri ateş püsküren zalim beşerin hâli, bugün daha çok
ıztıraplı bir hâle girmiş bulunuyor.
......................................................................................................................
126
37.
risale-i nur’un mesleği tarikat değil, hakikattir; sahabe mesleğinin
bir cilvesidir.
...................................................................................................................................................................
130
38.
Ayetü’l-Kübra
, güneş gibi, iman nurlarını ruhlara telkin edebilir.
......................................................
133
39.
risale-i nur’da müteferrikan parçaları bulunmalarına binaen gayet
muhtasar konuşacağım.
...........................................................................................................................................
134
i
çindekiler
| 6 | Emirdağ Lâhikası
