"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

'Savcıların uzaklaştırılması bir baskı aracıdır'

30 Aralık 2014, Salı 17:43
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) dört savcıyı görevden ulaştırma kararına ilişkin, "Savcıların görevden uzaklaştırılması, iktidarın yolsuzluklarla ilgili karartma ve yolsuzlukların üzerine gidenlere bir tehdit, baskı aracı oluşturmaktan başka bir anlam taşımamaktadır" dedi.

Parlamento Muhabirleri Derneği'ni ziyaret eden Gök, Türkiye'nin medya özgürlüğü konusunda utanç listesinde olduğunu öne sürerek, "İktidara göre bir medya oluşturulmaya çalışıldı. Türkiye'de giderek artan enflasyon, yoksulluk, işsizlik ve yolsuzlukları unutturan, onların üzerini kapatan yayınların yapılması yönünde bir medya oluşturulmaya çalışıldı. Bu nedenle Türkiye'de medyanın içinde bulunduğu durum gerçekten vahimdir. Medya şu anda iktidarın en katı biçimiyle diktasını oluşturduğu bir kurum haline gelmiştir" diye konuştu. 

2014'ün medya çalışanlarının özgürlüklerine ilişkin önemli kayıpların ve çok sayıda işten çıkarmaların yaşandığı bir yıl olduğunu savunan Gök, "spiker Sedef Kabaş'ın Twitter'da bir savcıyı hedef gösterdiği iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınması"na ilişkin bir soru üzerine, "Sedef Hanım ne yapmış? Yolsuzluklarla mücadele etmiş, yolsuzluklarla ilgili takipsizlik kararı verenleri eleştirmiş. Ülkemizde gelinen manzarada yolsuzluk yapmak neredeyse itibar meselesi, yolsuzlukla mücadele etmek içeri alınmanın, gözaltına alınmanın bir gerekçesi olmaya başlamıştır. Bunu dünyanın hiç bir yerinde kimse kabul etmez. Türkiye bu korku imparatorluğunun yarattığı bu girdaptan kurtulacaktır. Yolsuzlukla mücadele herkesin başlıca görevidir. Sedef Hanım sadece görevini yapmıştır" değerlendirmesinde bulundu.

HSYK 2. Dairesi'nin cumhuriyet savcıları Zekeriya Öz, Celal Kara, Muammer Akkaş ve Mehmet Yüzgeç’in açığa alınmaları kararına ilişkin bir soru üzerine Gök, "Adı geçen savcılar daha önce Ergenekon davalarında da görev yapmışlardı. O zaman kimsenin aklına 'ortada bir hukuksuzluk var, bu savcılar hakkında bir işlem tesis edeyim' diye bir şey gelmedi. Ne zaman aklına geldi? Yolsuzluklar ortaya döküldüğü zaman, yolsuzlukların üzerine gidildiği zaman geldi. Eğer Ergenekon ile ilgili bir işlem başlatmış olsalardı belki şu anda bunu anlayabilirdik ama yolsuzluklarla anılan dosyaları ortaya çıkarıldığı bir tabloda bu savcıların görevden uzaklaştırılması yine iktidarın yolsuzluklarla ilgili karartma ve yolsuzlukların üzerine gidenlere bir tehdit, baskı aracı oluşturmaktan başka bir anlam taşımamaktadır" görüşünü paylaştı.

Emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un katıldığı bir televizyon programında, "Orduya kumpas kuranları tespit ettikleri ve bu isimleri Başbakan'a ilettiklerini ancak bir sonuç alamadıkları"na ilişkin açıklamalar yaptığının hatırlatılması üzerine Gök, "Bu kumpasın içinde zaten Başbakan da vardı. Yani kuzuyu kurda teslim etmiş İlker Başbuğ. O dönem de askeriyeye bir kumpas kurulduysa bu Başbakan'ın bilgisi dahilinde değil midir?" dedi.

Gök, bir gazetede yer alan "360 bin kişinin yasadışı olarak dinlendiği"ne ilişkin haber üzerine yönetilen bir soruya da "360 bin kişiyse az, bu sayının çok daha fazla olduğunu düşünüyorum. Ortada yasadışı Türkiye'de herkesin dinlendiği bir ortamda yaşıyoruz" yanıtını verdi.

TBMM'ye geçen hafta sunulan "Kişisel Verilerin Korunması Tasarısı"na dikkati çeken Gök, "O kanunda zaten Türkiye'de fişlemeleri yapan, dinlemeleri yapan MİT, Emniyet, Jandarma, MASAK bunların dışında tutuldu. Yani şimdi bunun daha da önünü açan bu tip yasal olmayan uygulamaların daha da artıran bir döneme girildi. Vahim bir tablodur. İşte bu kanunla getirilen düzenlemelerle Esad'a rahmet okutan uygulamalar getiriyorlar. Esad bunların yanında çırak kalacaktır. Türkiye Suriye'deki rejimden çok daha öte bir istihbarat ve muhaberat devleti olma yolunda hızlıca gidiyor. Bu gidişe her beraber dur diyeceğiz" diye konuştu.

 

-Asgari ücret zammı

 

Asgari ücrete yapılan zammı da değerlendiren Gök, "Türkiye'de açlık sınırının 1450 TL olduğunu ve asgari ücretliye verilen 960 TL'nin bunun altında kaldığını" dile getirerek, "Bu insanlara 'siz aç kalmaya mahkumsunuz, açlığınıza devam edeceksiniz' demektir. İnsanlarla alay etmektir. Onların kaçak saraya harcadıkları paralarla, yolsuzluklarla, kendi yandaşlarına, akrabalarına aktardıkları paralarla biz asgari ücretlilerin 2-3 kat maaş almasını sağlayacak olanakları çok rahatlıkla bulurduk. Bu asgari ücret, insanlarımızla alay etmektir" ifadelerini kullandı.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın bir gazetede yer alan "günah keçisi ilan edildiği, emekli olduktan sonra konuşacağı" şeklindeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Gök, şunları söyledi:

"İktidarın getirdiği baskıcı dayatmalara karşı, iktidarın kurmak istediği diktacı anlayışa karşı bir duruş sergilenmesi ortaya çıkıyor. Anayasa Mahkemesi bu konuda Türkiye'de gerçekten önemli kararlara imza atmıştır. Şüphesiz burada üyelerinin bir kısmı Cumhurbaşkanı tarafından atanan, siyasal erk altında atanan bir mahkemenin siyasal etkinin dışında kalması düşünülemez. Çok ciddi baskıların olduğu muhakkaktır. Elbette Haşim Kılıç da bu dönemde yaşadıklarını, bildiklerini, duyduklarını kamuoyu ile paylaşacağını ifade etmiştir. Bence bir an önce paylaşmakta yarar vardır."

Dört eski bakanla ilgili Meclis'te kurulan Soruşturma Komisyonu'nun "Yüce Divan" oylamasına ilişkin soru üzerine Gök, "Başbakan Davutoğlu geçenlerde 'Biz yolsuzluk yapan her kim olursa kolunu kopartırız' demişti ama 'büyük abi' de biliyor ki o kol koptuğu zaman bir sonraki sıra kendine gelecektir" diyerek, şöyle devam etti:

"Türkiye yolsuzluklardan arınmalıdır. Hodri meydan; yolsuzluğu kim yapıyorsa yapsın onun hesabını hangi partiden olursa olsun hesabını ortakça soralım. AKP'liler korkmasınlar, cesur olsunlar. Onlar yemin ettiler. Onlar yemin ederken anayasaya, hukuka, demokrasiye bağlı kalacaklarına dair yemin ettiler. Bu yeminlerin içerisinde tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak vardı. Şimdi AKP milletvekilleri aklar mı karalar mı göreceğiz."  

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 19 Ocak'ta Bakanlar Kurulu'na başkanlık etmesine ilişkin soruya da Gök, cumhurbaşkanlarına verilen bu görevin sembolik olduğunu ve olağanüstü durumlar için bir teamül olduğunu ifade ederek, "Bu cumhurbaşkanı devlet geleneklerini zorluyor. Devletin tüm kurullarını kurumlarını tahrip ediyor. Devletimizin kendisini tahrip ediyor. Devleti çökertiyor bu cumhurbaşkanı. Bu cumhurbaşkanı aklındaki başkanlık modelini Anayasa'da yer almamasına rağmen fiilen uygulamak istiyor. Böyle bir olay yok."

Daha sonra tüm gazetecilerin yeni yılını kutlayan CHP Grup Başkanvekili Gök, PMD Başkanı Göksel Bozkurt ile birlikte pasta kesti.

PMD Başkanı Bozkurt da "2015 yılının 'yasaksız, baskısız, sansürsüz ve gazetecilerin işten kovulmadığı ve istihdam sağlandığı bir yıl olmasını dilediğini" söyledi.

Okunma Sayısı: 1190
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı