2014 yılının Nisan ayında Yeni Asya Neşriyat’ın hazırlayıp bandrol almak için Kültür Bakanlığı’na başvurduğu Vesvese Risalesi’nin ilk kez geri çevrilmesiyle tanıştık bandrol engeliyle.
Risale’nin Bakanlık tarafından reddedilme gerekçesi ise “Yazarın yasal varisi değilsiniz” idi. Bandrol engeli olarak adlandırılan, Yeni Asya gazetesinin de sürekli gündeminde tuttuğu yasak işte tam böyle başladı.
Oysa Risale-i Nur Külliyatı 55 senedir sayısı 14’e varan farklı yayınevleri tarafından sahiplenilerek serbestçe basılıyordu. Bandrol engeli yalnızca Yeni Asya Neşriyat’a değil, külliyatın basımını gerçekleştiren tüm yayınevlerine uygulandığı için fiilen Risale-i Nur’ların neşrinin durması durumu da ortaya çıktı. En şedit darbe dönemlerinde bile uygulanmaya cüret edilemeyen bu yasak, dindar kimlikleriyle bildiğimiz siyasetçilerin eliyle “Müjde! Devlet Risale-i Nur’lara sahip çıkıyor, yasaklanmadığı gibi koruma altına alınıyor” şeklinde sevimli kılınmaya çalışıldı. Modern çağ insanının zihnini meşgul eden suallere Kur’an’dan aldığı hakikatlerle tatmin edici cevaplar veren, milyonların imanının kurtarılmasına vesile olan, neredeyse tüm dünya dillerine çevrilen Risale-i Nur; anavatanında yasaklanacak ve aylar süren mahzun bekleyişine başlayacak, muhtaç gönüllerden ırak kalacaktı.
Bandrol engelinin devam ettiği günden bugüne geçen yaklaşık 8 aylık süreçte ne gibi gelişmelerin yaşandığını tekrar hatırlamak ve bazı meselelerin izahında fayda var:
BANDROL NEDİR, NİYE ALINIR?
Bandrol, korsan kitapların satışını engellemek, eserlerin tescillerini kayıt ve kontrol altında tutmak için Kültür Bakanlığı tarafından verilen hologram baskılı ufak bir puldur. Bir kitap hazırlamışsanız ve yasal yollardan satışını gerçekleştirmek istiyorsanız, Kültür Bakanlığı’na başvurmanız ve bandrol olarak adlandırılan bu etiketi almanız gerekir.
ÜSTAD’IN YASAL VARİSLERİ KİMLERDİR?
Üstadın hayatta olan iki yasal varisi vardır. Birisi Abdülmecid Ünlükul’un torunu Seyda Ünlükul, diğeri ise kızı Saadet Ünlükul Hanım’dır.
Vesvese Risalesi’ne bandrol almak için Kültür Bakanlığı’na başvuran Yeni Asya Neşriyat, ilk kez “red” cevabı aldı. Senelerdir hiçbir engelle karşılaşmadan birçok yayınevi tarafından alınan bandrol yasağının neden ve niçin getirildiğiyle alâkalı olarak Kültür Bakanlığı’na yöneltilen sorular cevapsız kaldı. Üstad’ın yasal varislerinden Seyda Ünlükul’un söz konusu yasağın kaldırılmasıyla ilgili Kültür Bakanlığı’na başvurusunun da dikkate alınmadığını Risale-i Nur Enstitüsü Sekreteri Ahmet Dursun’un bu yazısından öğreniyoruz. Evet, bakanlık yasal varise bile bilgi vermiyordu.
BEDİÜZZAMAN DAHİ MEZARINDAN ÇIKSA...
Aynı şekilde Ahmet Dursun, bir keresinde yetkililerden “Şu anda Bediüzzaman dahi mezarından çıksa, yine bandrol veremeyiz” cevabını aldığını da ifade ediyor. Yorumu takdirinize bırakıyoruz.
Peki, bakanlığın uyguladığı bandrol engelinin hukukî bir karşılığı var mıydı? Avukat Kadir Akbaş’a göre hayır. 55 yıldan beri süregelen bir fiilî durum neticesinde doğan bu hukukî durumu bakanlığın değiştirme yetkisi yok. Hele de hiç kimse hak sahipliği konusunda iddiada bulunmamış, bu konuyla ilgili kesinleşmiş bir mahkeme kararı ibraz edilmemişken…
YASAK NASIL BAŞLADI?
Kadir Akbaş, bandrol yasağının nasıl başladığıyla ilgili de şu açıklamaları yapmıştı:
“Muhterem ağabeylere, Risale-i Nur’ları sadeleştirme tahrifatının önüne geçilmesi için varisliklerinin tesbiti adına dâvâ açmaları ve bu dâvâyı gerekçe göstererek yayınevlerine bandrol verilmesinin durdurulması suretiyle sadeleştirmenin önüne geçileceği telkin edildi.
“Bunun üzerine ağabeyler adına Gebze Sulh Hukuk Mahkemesi’nde ‘mirasçılık belgesi verilmesi talebi’ ile bir dâvâ açıldı. Ardından bu dâvâ gerekçe gösterilerek, Risale-i Nurların basımında neşir hakları yönünden bir belirsizlik olduğu, hak sahiplerinin belirlenmesi amacı ile dâvâ açıldığı belirtilerek Risale-i Nurların basımı için bandrol verilmemesi talebinde bulunuldu.”
Bu gelişmeler üzerine Risale-i Nur’ların neşri sekteye uğradı.
Kadir Akbaş'ın bandrol engeliyle ilgili gazetemizde yayınlanan röportajını okumak için aşağıdaki başlıklara tıklayabilirsiniz.
- Risale-i Nur’un neşir hakkı bütün Nur Talebelerinindir
- Risale-i Nur’un devlet korumasına ihtiyacı yok
- Keyfî tasarruf yetkisiyle Risale-i Nur korunamaz
- İktidar hukuka uyarsa bandrol engeli kalkar
TORBA KANUN HAZIRLANIYOR
Sırf Kültür Bakanlığı ile bu işin çözülemeyeceği anlaşılınca, hükümet Risale-i Nur’ları devlet tekeline alma konusunda Bakanlar Kurulu’na yetki veren Torba Kanunun 87. Maddesini hazırladı. Kaderin garip bir cilvesidir ki, AKP eliyle yasalaştırılmaya çalışan bu kanunun iptali için CHP’li milletvekilleri Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Şu an ise Anayasa Mahkemesi’nin esas karara varması bekleniyor. Hukukçular dünyanın hiçbir ülkesinde bu tür bir yasağın olmadığını, böyle bir tasarrufun “tekelcilik” ve “fikir hürriyetine ve yayılmasına” bir darbe olduğunu belirterek, kanunun anayasaya ve uluslar arası hukuka aykırı olduğunu ifade ediyor.
Anayasa Mahkemesi’nin karara varması beklenirken, külliyatı Diyanet’in tekeline veren Bakanlar Kurulu kararı da Resmi Gazete’de yayınlandı. Külliyatta yer alan Cevşen, Hizb-ül-Kur’an ve hatta Namaz Tesbihatı dahi Risale-i Nur’un tüm hak ve yetkileriyle birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı’na verildi.
DİYANET DE BASSIN
Risale-i Nur’ların basım hakkını Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmesi başlı başına ayrı bir mesele… Üstad’ın vasiyetini yerine getirdiklerini iddia eden kişiler bir noktayı atlıyorlar. Üstad “Yalnızca Diyanet tarafından basılmalı” dememiş, “Diyanet eliyle basılmalı” demiştir. Ki Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de, 10 Mayıs 2014 tarihinde Kazım Güleçyüz ile yaptığı telefon görüşmesinde İşarat’-ül İcaz’dan sonra diğer eserleri de basacaklarını belirtip şunları söylemişti: “Bunu Üstad ‘Risaleler Diyanet’in malıdır’ dediği için yapacağız, ama tekelimize almadan; çünkü Risale-i Nur ümmetin malıdır.” Kaynak
Risalelerin ümmetin malı olduğu ve tekelleştirmenin yanlış olduğu vurgusu Diyanet İşleri Başkanı tarafından bile dile getirilmişken, halen daha ısrarla bunu zorla tevile çalışmak insaf ehlinin işi olamaz.
RİSALE-İ NUR'UN DEVLET KORUMASINA İHTİYACI VAR MI?
Genel Yayın Yönetmenimiz Kazım Güleçyüz, Afyon İlme Hizmet Vakfı tarafından organize edilen programda en zor zamanlarda dahi Risale-i Nur'u neşir hizmetin kesintisiz devam ettiğini belirtmiş; "Devlet bu eserleri himaye ve koruma altına almak istiyor" iddialarına karşı da Risale-i Nur'un devlet korumasına ihtiyacı olmadığını, Risale-i Nur'un sivil bir hareket olduğunu ve bugüne kadar devlete rağmen, devletin çıkardığı engelleri aşarak geldiğini söylemişti.
Fiilen Risalelerin basımı engellendikten sonra Yeni Asya her fırsatta bu konuyu gündemde tutmaya gayret gösterdi. Logosunun yanına ve internet sitesine yerleştirdiği sayaç ile Risale-i Nur’a bandrol engelinde kaçıncı günde olduğumuzu sürekli hatırlattı. “Devlet bu işi çözecek, siz ne karışıyorsunuz!” diyenlere rağmen. 45 yıldır hakkın ve hakikatin yanında olmayı meslek ittihaz eden, gelip geçici siyaset rüzgarlarına karşı eğilip bükülmeyen Yeni Asya’nın bandrol meselesiyle ilgili bu kararlı tavrı, kanun maddesi iptal edilinceye kadar sürecek ve Risale-i Nur yeniden özgürlüğüne kavuşacaktır inşallah.
Yeni Asya Medya Grubu Hukuk Danışmanı Avukat Kadir AKBAŞ ile bandrol engeli hakkında yapılan röportaj
Mücahit Çakır
[email protected]
@sehavetkar