27 Mayıs 1960 darbesi sonrası cuntacılar, Diyanet İşleri Başkanlığını kontrol etmek için başkan yardımcılığına emekli bir asker getirerek, darbenin meşrÛ olduğu, halka Âyet ve hadislerle faziletlerinin anlatılması istendi.
27 Mayıs darbesinin ardından emekli Tuğgeneral Sadettin Evrin, Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı görevine getirilirken, müftülüklere gönderilen tamimlerde darbenin meşrû olduğunun halka anlatılması talep edildi. Başbakan Adnan Menderes ile bakanlar Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idam edildiği 27 Mayıs darbesinin üzerinden 59 yıl geçti. Türk siyasî hayatında millî iradeye yönelik ilk askerî müdahale olan 27 Mayıs, demokrasiyi kesintiye uğratan darbeler zincirinin ilk halkası olarak toplumsal yapı üzerinde de derin yaralar açtı. 27 Mayıs sonrası darbecilerin müdahale ettiği kurumlardan birisi de Diyanet İşleri Başkanlığı oldu. Darbecilerin ilk yaptığı işlerden birisi de 10 yıl kadar başkanlık yapan Eyüp Sabri Hayırlıoğlu’nu baskıyla emekli etmek oldu. Arşiv belgeleri ve kaynaklardan derlenen bilgilere göre darbecilerin stratejik gördüğü Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı görevine emekli Tuğgeneral Sadettin Evrin getirildi. Devlet Arşivleri’nde yer alan belgeler, cuntacıların yönetiminde etkili oldukları Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden darbeyi meşrû gösterme çabasına girdiklerini gösteriyor.
Hükümete destek dini vecibe
Darbenin hemen ardından Evrin imzalı il ve ilçe müftülüklerine gönderilen 4 Haziran, 28 Temmuz ve 28 Eylül 1960 tarihli belgelerde “Vaaz ve hutbelerde 27 Mayıs inkılabının taşıdığı büyük mananın halka ve köylüye kafi derecede ve ayet-hadislere istinaden anlatılması” istendi. Darbenin hemen ardından 4 Haziranda müftülüklere gönderilen tamimde 27 Mayıs darbesi “millet ve memleket hayrına yapılmış hürriyet ve inkılap hareketi” olarak nitelenip şu ifadelere yer verildi; “Bugün; yurdumuzun en ücra köşesine kadar idareyi fiilen ele alıp millî menfaatlerimizi korumak için var kuvvetiyle çalışan hükümetimize destek olmanın dinî bir vecibe teşkil ettiğini, aksine hareketin dünyada ve ahirette mesuliyeti ve hüsranı mucip olacağını vaizlerimizin vaazlarında, hatiplerimizin hutbelerinde ayet ve hadislere istinaden halkımıza duyurmanın temini ve neticeden bilgi verilmesini ehemmiyetle rica ederim.”
Hutbe emrinin uygulanması
Diyanet İşleri Başkanlığının bu genelgesi müftülükler tarafından ek bir yazı ile bütün imam, hatip, vaizlere imza karşılığı verilerek emre uygun davranmaları talep edildi. Kaynaklara göre bu emirler mülkî ve askerî yetkililer tarafından köy camilerine varıncaya kadar ısrarla takip edilerek ibadethanelerde darbe hükümetini destekleyici yönde vaazlar yaptırılıp hutbeler okundu. 28 Temmuz 1960 tarihinde müftülüklere gönderilen yazıda ise darbenin dini bakımdan “kıymet ve manasını” halka anlatmanın en mühim vazife olduğunun altı çizilerek Diyanet teşkilâtına ve teşkilat mensuplarına önemli görevler düştüğü belirtildi. Emirlerin yerine getirilmesinin sorumluluğunun müftülerde olduğu uyarısı yapılan tamimde ayrıca yapılan çalışmalarla ilgili detaylı raporlar istendi.
AA