Bir televizyon kanalında, yaptıkları çalışmaların Erdoğan'ın bilgisi dahilinde yaptıklarını söylediği iddia edilen Yılmazer, "Buradaki amacım Başbakan'a hakaret değil, aleyhimdeki iftiraları ortaya koyup açıklığa kavuşturmaya yöneliktir" dedi. 

İstanbul 19. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan sanık Ali Fuat Yılmazer getirildi. Yılmazer'in avukatı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı duruşmaya katılmadı.

"BİR TANE BİLE HAKARET SÖZÜM YOK"

Sanık Yılmazer, savcılıkta verdiği ifadesinin geçerli olduğunu belirterek "İki televizyon programında yaptığım konuşmalar üzerine hakkımda hakaret suçlamasında bulunuldu. Ben defalarca bu programları izledim, dinledim. Bir tane bile hakaret olarak değerlendirilebilecek sözüm yoktur" dedi.

"BAŞBAKAN'IN TALİMATLARI DOĞRULTUSUNDA TUTUKLAMA YAPTIK" DEMEDİM

Yılmazer, basın ve yayın organlarında yayımlanan bilgilerle hakkında iddianame düzenlendiğini ifade ederek "Haricen derlenen bilgilerdir. Bunları kabul etmiyorum. 'Başbakan'ın talimatları doğrultusunda tutuklama yaptık' gibi bir beyanım olmamıştır. Bunu da televizyon programında söyleyip açıklığa kavuşturdum" dedi.

"HAYATİ TEHLİKE TEŞKİL EDEN YAYINLAR NEDENİYLE AÇIKLAMALARDA BULUNDUM"

Amacının başbakanı veya kurumları hedef alıp hakaret etmek olmadığını söyleyen Yılmazer, "Terörden dolayı hedef olan şahısların korunması kararı gereğince 3 yıl koruma altındaydım. O günlerde koruma kararım kalkmıştı. Basın ve yayın kuruluşlarında benimle ilgili hayati tehlike teşkil edecek yayınlar yapılması nedeniyle asılsız yayınları açıklığa kavuşturmak düşüncesiyle bu programlara çıkıp açıklamalarda bulundum. Bu nedenle hakaret kastım kesinlikle yoktur. Suçlamayı kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı.

"AMACIM BAŞBAKANA HAKARET DEĞİL, İFTİRALARI AÇIKLIĞA KAVUŞTURMAKTI"

Hakime, iddianameyi görmediğini söyleyen Ali Fuat Yılmazer, "Benim ağzımdan çıkan kelimeleri kullanmışlar mı?" diye sordu. Hakim de iddianameyi verebileceklerini, Başbakan'a yönelik hakaretle suçlandığını belirtti. Bunun üzerine o günlerde hükümet ve Başbakan'a yönelik komplo yapıldığı yönünde iddialarda bulunulduğunu sözlerine ekleyen Yılmazer, "Kamuoyunda 7 Şubat (MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve bazı MİT görevlilerinin ifadeye çağrılması olayı) olarak yansıyan olayın gerçek yüzü emniyetin Başbakan aleyhine komplo hazırladığı yönündeki iddialara yönelik olarak televizyondaki bu programda açıklamalarda bulundum. Ben orada Başbakan'ın izni olmadan, bu çalışmaların yapılmadığını, hazırlanan çalışmaların Başbakan'ın bilgisine sunulduğunu anlattım. Buradaki amacım Başbakan'a hakaret değil, aleyhimdeki iftiraları ortaya koyup açıklığa kavuşturmaya yöneliktir" diye konuştu. Hakim, dosya eksikliklerinin giderildikten sonra dosyanın bilirkişiye gönderileceğini belirterek duruşmayı erteledi.

DAVANIN GEÇMİŞİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu Savcısı Hasan Bölükbaşı tarafından hazırlanan iddianamede, suç duyurusu dilekçesinin Emniyet Genel Müdürlüğü 1. Hukuk Müşavirliği ve müşteki Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatları tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verildiği belirtiliyor. Dilekçede, Ali Fuat Yılmazer'in 19 ve 22 Mart 2014 tarihlerinde katıldığı televizyon programında yaptığı konuşma sırasında "göreve ilişkin sırrın açıklanması", "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama", "gizli kalması gereken belgeleri açıklama", "yasaklanan bilgileri açıklama", "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum organlarını aşağılama", "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçlarını işlediği iddia ediliyor. 

Kamuoyu önünde tartışılan soruşturmalarla ilgili Ali Fuat Yılmazer'in oluşturduğu algının, müştekinin onur ve şerefini zedeleyici mahiyette olduğunun değerlendirildiği belirtilerek, "kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret" suçundan 1 yıl 4 aydan 2 yıl 8 aya kadar hapis isteniyor. Sanık Yılmazer, söz konusu televizyon programlarında dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ergenekon, Balyoz, İnternet Andıç'ı gibi soruşturmalardan dava öncesi bilgisinin olduğunu iddia etmişti.

DHA