Ankara'dan İstanbul'a ülkemizdeki adaletsizliği protesto etmek için 'Adalet Yürüyüşü' yapan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ''Adalet nedir diye merak edenler Hz. Ömer'in hayatına baksınlar ve örnek alsınlar'' dedi.
Bazı gazetelerin Ankara Temsilcileri ile birlikte Ankara’dan İstanbul’a “adalet yürüyüşü” başlatan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştük. Bir süre beraber yürüdüğümüz Kılıçdaroğlu mola yerinde sorularımızı cevaplandırdı.
Yeniçağa mevkiinde görüştüğümüz Kılıçdaroğlu’na sağlığını, yorgun olup olmadığını ve yürüyüşün amacını sorduk. 69 yaşındaki Kılıçdaroğlu her gün 20 kilometre yürüyor. 15 Haziran’da başlattığı yürüyüşünü 7-8 Temmuz tarihlerinde İstanbul’da Maltepe Cezaevi’nde noktalamayı düşünüyor.
Şu ana kadar 175 kilometre yürüyen Kılıçdaroğlu, “Yorulmadık dersem doğru söylemiş olmam. Parmaklarımda yavaş yavaş sıkıntılar başladı. Tuzlu ve sirkeli suda ayaklarımı dinlendirmeye çalışıyorum” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu öğle molasındaki kamp bölgesinde sorularımızı şöyle cevaplandırdı.
KORKU İKLİMİNDE BİR ŞEYLER YAPMAMIZ LÂZIMDI
Ankara’da mı, yoksa yolda mı olmak isterdiniz?
Gönül isterdi ki Ankara’da olalım, gönül isterdi ki birlikte olalım. Gönül isterdi ki ülke de barış, huzur adalet olsun, ama bunlar olmayınca sizin bir şeyler yapmanız gerekiyor. İşvereni, işçisi korkuyor, esnafı korkuyor, emeklisi korkuyor, üniversite hocası korkuyor, dolayısıyla bu korku ikliminde bir şeyler yapmamız lâzımdı. Siz siyaset yapıyorsanız bir görev üstlenmeniz lâzım. Biz bu görevi olabildiğince 80 milyonu kapsayacak şekilde adalet kavramı üzerinden yapıyoruz. Çünkü eksiğimiz adalet. Adaletin olduğu yerde zaten bu sorunların hiçbirisi olmaz.
Niye yürüdüğümü soruyorlar ve yürüyüşümüzü eleştiriyorlar. Türkiye’de hem adaletin olmadığını söylüyorlar, hem de benim yürümemi eleştiriyorlar. Benim bu ülkeye karşı borcum var. Ben bu ülkede herkesin huzur içerisinde yaşamasını istiyorum. Kimse düşüncelerinden, inancından, kimliğinden, yaşam tarzından ötürü suçlanmamalı. Hepimiz burada yaşamaya mecburuz. O zaman kavga ederek mi yaşayacağız, huzur içinde mi yaşayacağız? Ben huzur içinde yaşanmasından yanayım. Bunun yolu da adalettir. Hukukta ve inançta adalet temel bir kavram. Hayatın hangi açısından bakarsanız bakın adaletsiz bir yaşama şansı yok.
BERBEROĞLU’NUN TUTUKLANMASI BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA OLDU
“Herkes kendi mahallesindeki adaletsizliğe mi karşı?” gibi bir eleştiri var. Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasından sonra böyle bir yürüyüşe başlanız, öncesinde neden bu eylemi yapmadığınız şeklinde eleştiriler var. Bu konuda neler söylersiniz.
Biz o zamanda benzer girişimde bulunduk. Tutuksuz yargılanmaları konusunda. Meclis başkanıyla görüştük bunun için. Hukukçularla görüşeceğini söyledi, ama bir görüşme olmadığını öğrendim.
Ben bütün siyasî düşüncelere saygı duydum. İnsanlar siyasî düşüncelerinden dolayı suçlanmamalı. Bu adalet yürüyüşü Enis Berberoğlu tutuklandı, hapse atıldı diye başlamadı aslında. Enis Berberoğlu’nun tutuklanması bardağı taşıran son damla oldu.
Ben her zaman bütün mazlûmları savunacağımı, herkesin hakkını hukukunu arayacağımı defalarca ifade ettim. Üç günlük çocuk annesinden ayrıldığı için onun hakkını aradım. Üç günlük asker hapisteydi, onunda hakkını aradım.
Bizim bu yürüyüşümüzün her halde şöyle bir etkisi oldu. Bugün hapisten çıkarılan bir er geldi. “Biz 40 erdik, bizi serbest bıraktılar” dedi. Düşünün 15 Temmuz’dan beri hapisteler bunlar. Er nasıl darbe yapacak ki? Darbeyi yapacak olan komutandır. Tutuklayacaksanız komutanı tutuklayın.
Bu yürüyüşü bir adalet yürüyüşü olarak kabul etmek lâzım.
ADALET GELİNCEYE KADAR BİZİM MÜCADELEMİZ SÜRECEK
Yürüyüş Maltepe’de bitecek mi, sizi hangi sonuç tatmin edecek?
Parlamentonun iradesi, bir kişinin iradesinden koptuğu, bağımız olduğu zaman bu ülkede adaletin kapıları açılır. Siyasî Partiler Kanunu’nun değişmesi lâzım. Lider sultasının kalkması lâzım. Yargının bağımsız ve tarafsız olması lâzım.
Adalet gelinceye kadar bizim mücadelemiz sürecek. Bu bir yürüyüş olabilir, bir oturma eylemi olabilir. Bu Meclis’te bir protesto olabilir. Parlamentoda daha sert muhalefet olabilir. Burada önemle üzerinde durduğumuz nokta şudur; elbette ki bu yürüyüşten sonra bizim çabalarımız çalışmalarımız olacak.
Ama yapacağımız atacağımız her adımda şu noktaya özenle dikkat ediyoruz: Toplumun genel kabul görmediği bir faaliyetin içinde olmayacağız. Toplumun kabul görmesi lâzım. Yani saldırı olmayacak, cam çerçeve kırılmayacak, insanlar rahatsız edilmeyecek. Biz adalet yürüyüşümüzü de bu çerçevede yapıyoruz.
PROVOKASYON İHTİMALİ YOK DERSEN DOĞRU OLMAZ
Provokasyon endişeniz var mı?
Yok dersem doğruyu söylememiş olurum. Bu yürüyüşü eleştirmek amacıyla yapılan konuşmalar bir anlamda provokasyona davetiye olarak algılanıyor. Bu bizi rahatsız ediyor. Yolda giderken Rabia işareti yapanlar da var.
Yürüyüş fikri kimden çıktı?
Buna benzer bir karar yaklaşık 2-2,5 ay önce benim kafamda vardı. Orada sadece bir adalet pankartı ve Kızılay’da bir dakika durma, ertesi gün 2 dakika durma bir başka gün 3 dakika, 4 dakika... O şekilde vardı. Fakat bunu bir türlü hayata geçiremedik. Enis Bey’e hapis cezası verilince “böyle rezalet olamaz” dedik. Hemen MYK’yı topladık. Durum değerlendirmesi yaptık. Yürüme fikri ortak düşünce olarak ortaya çıktı. Bu ülkeye adaletin ve huzurun gelmesi lâzım diye düşünüp böyle bir ortak karar ortaya çıktı ve yürüyüşe başladım.
BAHÇELİ’NİN ELEŞTİRİLERİNİ ANLAMAKTA ZORLANIYORUM
Bahçeli’nin iktidardan daha sert eleştiriler yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sayın Bahçeli’nin bu yürüyüşe, benim düşündüğüm dozdan daha yüksek dozda muhalefet etmesini ben anlamış değilim. Bu ülkede adaletin olmadığını her halde benim kadar Sayın Bahçeli’nin de görmesi lâzım.
Elbette bize karşı eleştiri yapabilir, bunu anlayışla karşılarım. Ama adalet yürüyüşü bağlamında bir eylemin Bahçeli’yi rahatsız etmesi benim açımdan kabul edilebilecek bir şey değil. Adaletsizliği görmesi lâzım.
TOPLUMUN BÜYÜK BİR KISMI SİNDİRİLMİŞ VAZİYETTE VE KORKU İKLİMİ VAR
Enis Berberoğlu tutuklanmasa yine yürür müydünüz?..
O atmosferi görmek, yaşamak lâzım. Büyük bir ihtimalle yine yürürdük. Toplumun büyük bir kısmı sindirilmiş vaziyette ve korku iklimi var. Toplum bu korku iklimini aşması lâzım. Aşmasını sağlayacak da biziz aslında. Esnafa diyemezsin ki kalk hakkını ara. Adam korkudan hakkını arayamıyor. Sanayiciye diyemiyorsun, çünkü mal varlığına el konulacak. Gazeteciye diyemiyorsun, biraz dokunursa hapse giriyor. Bu çerçevede bakıldığı zaman görev bize düşüyor. Biz bu görevi yaptık. Bu yürüyüşün getirdiği, toplumda bir silkinme oldu. Umarım bu korku iklimini büyük ölçüde kaldırmış oluruz.
ADALETİ NEDİR DİYE DÜŞÜNENLER HZ. ÖMER’İN HAYATINI OKUSUNLAR
Bir takım çevreler sizin yürüyüşünüzdeki bu kavramının “içinin boş olduğunu” söylüyor. Adalet kavramı sizce neyi ifade ediyor?
Adalet kavramı bütün inançların dayandığı bir kavramdır. Adalet kavramı insanlığın temel kavramlarından birisidir. Yüce Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’de “adaletle hükmediniz” diyor. Sadece Kur’ân-ı Kerîm’de değil, pek çok dinî eserde bunları görmek mümkün. Hazret-i Ömer, “Adalet mülkün temelidir” demiştir. Adalet devletin temelidir.
Sadi, “Dünyanın bütün nehirleri adalete susamış bir insanın susuzluğunu gidermeye yetmez” diyor. Eğer bir ülkede adalet yoksa o ülkede huzur, barış, birlikte yaşama iradesi yoktur. Bana bu eleştiriyi getirenler oturup birkaç tane makale okusalar yeterlidir.
“Adalet nedir?” diye düşünüyorsa Hazret-i Ömer’in hayatına baksınlar. Devletin işlerini yaparken devletin, kendi işine yaparken kendi mumunu yakan bir inançtan geliyoruz. Kul hakkına bu kadar saygı ve önem veren bir inançtan geliyoruz.
Benim bir sorunum yok. Ben ailemi alırım keyfime bakarım. Bir derdim yok, ama bu ülkenin derdi benim derdimdir. Eğer bu ülkenin derdini dert edinmemişsen siyasette ne işin var?
ADALET İNSANLIĞIN OLDUĞU YER YERDE ARANAN TEMEL KAVRAMDIR
Türkiye siyasette yeni bir sayfa açmak zorundadır. Eski siyasî kavgalar, eski siyasî söylemleri bir tarafa bırakmak zorundadır. Türkiye kendisine yeni bir ufuk açmak zorundadır. Bu yeni ufku açmak zorundayız. Geçmişte yan yana gelmeyen, geçmişte bir anlamda kanlı-bıçaklı olan taraflar şimdi öyle değiller artık. Bir arada, huzur içinde, birbirimize saygı göstererek yaşamalıyız.
Adalet insanlığın olduğu her yerde aranan temel kavramdır.
RÖPORTAJ: MEHMET KARA
[email protected] @mkarankara