"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Soçi olimpiyatları: Olimpiyat ruhu acıları dindirebilir mi?

GÖKTÜRK TÜYSÜZOĞLU
04 Şubat 2014, Salı
7-23 Şubat 2014 tarihleri arasında Rusya’nın Kuzey Kafkasya’daki tatil ve eğlence merkezi Soçi şehrinde 22.Kış Olimpiyatları düzenlenecektir.
Olimpiyatların yapılacağı şehrin/bölgenin tarihsel arka planının dramatik bir içeriğe sahip olması, Rusya’nın küresel bir tanıtım kampanyasına çevirmek istediği bu faaliyetin görünümünü olumsuz yönde etkileyebilecektir.
Olimpiyatların temel hedefi barışı, işbirliğini ve dayanışma ruhunu spor yoluyla yüceltebilmek olarak ifade ediliir. Ne var ki, 22. Kış Olimpiyatları’nın düzenleneceği Soçi, yalnızca Rusya’nın turizm ve eğlence merkezi olmasıyla meşhur bir kent değildir. Kuzey Kafkasya’da, Rusya’nın Krasnodar Kraya Federal Bölgesi’ne bağlı ve 343 bin civarında bir nüfusa sahip olan Karadeniz kıyısındaki bu kent, aynı zamanda Batı Çerkesleri olarak da adlandırılan Adigelerin anayurdudur. Ubıh, Şapsığ ve Nogay gibi Batı Çerkesleri ya da Adigeler başlığı altında değerlendirilen halkların 19. yüzyılın ortalarına kadar büyük topluluklar halinde yaşadığı Soçi, bugün itibarıyla çok büyük bir bölümü Ruslar, Ukraynalılar, Gürcüler, Ermenilerden müteşekkil bir nüfusa sahiptir. Kafkas sıradağlarının batısında Karadeniz kıyısında ve Abhazya ile Rusya arasında konumlanmış olan Soçi, sahip olduğu etnik çeşitliliğe binaen yansıtmaya çalıştığı çok kültürlü yapısına karşın, Rus Çarlığı döneminde Batı Çerkeslerine yönelik olarak uygulanan zorunlu göç operasyonlarının merkezi olarak da bilinmektedir. Büyük bir bölümü 1858-1865 yılları arasında olmak üzere Rus kaynaklarına göre 493 bin, Justin McCarthy’ye göre 1.2 milyon, Adige/Çerkes kaynaklarına göre de 1.5 milyon Adige/Çerkes, Kuzey Kafkasya’nın batısında, bugünkü Krasnodar Kraya topraklarından Osmanlı topraklarına göç ettirilmiştir. Bu zorunlu göç operasyonunun en önemli sebebi, Rus Çarlığı’nın güneye doğru yayılma stratejisinin önündeki en önemli engel olan Müslüman Kuzey Kafkas topluluklarının ortadan kaldırılması ve Rusya’nın güneyden savunulması noktasında da önemli bir rol oynayabilecek Kafkas sıradağlarının Rusya’ya bağlanabilmesidir. Bunun yanı sıra, Kafkas sıradağlarının güneyine inerek Osmanlı’yı ve İran’ı kontrol altına alabilmek ve Karadeniz’i güney kıyıları dışında tamamıyla Rusya’nın kontrolüne alabilmek de önemli bir hedeftir. Müslüman Kuzey Kafkas halklarının, özellikle de Ubıh, Şapsığ, Nogay gibi Adige başlığı altında değerlendirilen topluluklar ile Abhazlar ve hatta Çeçenlerin Osmanlı ile bağlantılarının kesilmesi ve böylece Rusya’nın güvenliğinin sağlanması da bir diğer hedef olarak görülmelidir.
Ne var ki, Rus Çarlığı’nın uyguladığı zorunlu göç operasyonları esnasında, sayısı tam olarak kestirilemese de çok sayıda Çerkes (Adige)’in hayatını kaybettiği bilinmektedir. Rus Ordusu, 19. yüzyıl boyunca Kuzey Kafkasya’da sürdürdüğü ve bugünkü tabiriyle etnik temizlik olduğu söylenebilecek operasyonlarıyla yüzbinlerce Çerkes (Adige)’yi katletmiştir. Bunun yanı sıra, Soçi Limanı’nın da aktif olarak kullanıldığı zorunlu göç operasyonları esnasında açlık, hastalık, yol şartları ve Osmanlı topraklarında yerleştirildikleri kamplardaki zorlu koşullar nedeniyle çok sayıda Adige ve Abhaz da hayatını kaybetmiştir. Hayatını kaybedenlerin oranının göçe tabi tutulan nüfusun dörtte birine yakın olduğu çeşitli kaynaklarda ifade edilmektedir. Rusya’nın zorunlu göç operasyonu esnasında kullandığı en önemli limanlar ise Anapa, Tuapse, Gelencik, Taman, Gagra, Sohum ve Soçi olmuştur. Hatta en yoğun göçlerin Soçi limanı üzerinden gerçekleştirildiği de iddia edilmektedir (1 milyona yakın). Rus Ordusu’nun operasyonları ve zorunlu göç hareketliliği sonrasında bölgede yalnızca 80 bin civarında Adige’nin kaldığı ve bunların da devlet gözetiminde belli bölgelere konuşlandırıldığı bilinmektedir. Zorunlu göçe tabi tutulan Adige (Çerkes) ve Abhazların yerleştirildiği kamplar Trabzon, Giresun, Sinop, Samsun, Akçakoca, Burgaz, Varna, Köstence gibi Karadeniz limanlarında kurulmuştur. Bu limanlardaki kamplara ulaşanlar, daha sonrasında Anadolu’nun ve Balkanlar’ın çeşitli bölgelerine dağılmıştır. Hatta o kadar geniş bir coğrafyaya yerleşmişlerdir ki, bugün Suriye, Ürdün ve hatta İsrail topraklarında dahi o dönem zorunlu göçe tabi tutularak Osmanlı’ya sığınan Adige (Çerkes) kökenli insanlara rastlamak mümkündür.
Bu denli ciddi bir insanlık dramına tanıklık etmiş ve başta Şapsığ, Ubıh ve Nogay olmak üzere Adigelerin kaybettiği en son toprak parçalarından biri olarak bilinen Soçi bugün Rusya’nın kendi dış politikasına eklemlediği bir halkla ilişkiler çalışması olan Kış Olimpiyatlarına ev sahipliği yapacaktır. Bu durum, gerek Kuzey Kafkasya’da, gerek Türkiye’de, gerekse de Adigelerin yaşadığı bütün coğrafyalarda tepkiyle karşılanmaktadır. Zira Rusya, 19. yüzyıl boyunca ve özellikle 1850-1870 yılları arasında Adigelere (Çerkeslere) karşı düzenlediği saldırılar ve zorunlu göç operasyonu esnasında hayatını kaybedenlere ilişkin “resmi” bir özür dilemediği gibi, açık bir etnik temizlik girişimi olan ve toplamda 1 milyona yakın insanın hayatını kaybettiği bu süreci gündeme getirmemek için de elinden geleni yapmaktadır. Osmanlı döneminde Ermenilere yönelik olarak düzenlenen tehciri, önce 1995 daha sonra da 2005 yılında aldığı kararlar ile “soykırım” olarak tanıyan Rusya’nın, Çerkeslere (Adigelere) karşı uyguladığı ve çok daha büyük bir kayba yol açan zorunlu göç operasyonunun üzerini kapatmaya çalışması oldukça ironiktir.
Soçi’deki Kış Olimpiyatları’nın merkezi olarak seçilen Krasnaya Polyana, Adigelerin “Kızıl Çayır” olarak adlandırdıkları ve Adige dilinde Kbaada olarak adlandırılan bölge, 1864 yılında Rusların Çerkeslere (Adigelere) ve diğer Kuzey Kafkas halklarına karşı kazandıkları zaferi kutladıkları yer olarak bilinmektedir. Kızıl Çayır adını almasının en önemli nedeni, başta Ubıh ve Şapsığ kolları olmak üzere çok sayıda Adige’nin burada katledilmiş olmasıdır. Rusya’nın Olimpiyat Köyü’nü inşa etmek için Krasnaya Polyana (Kızıl Çayır-Kbaada)’yı seçmiş olması Adigeler tarafından kendilerine yönelik olarak ortaya konan saldırgan bir tavır olarak görülmektedir. Gerek Rusya’da, gerekse de yurtdışında yaşayan Adigeler (Çerkesler) istedikleri zaman Soçi’yi ziyaret edememektedir. Bölgeye gelebilmeleri için Rus makamlarından izin almak zorundadırlar. Hatta Soçi Olimpiyatları’nı protesto etmek için eylemler yapan ya da muhalif açıklamalarda bulunan birçok kişi gözaltına alınmış ya da tutuklanmıştır.
Okunma Sayısı: 1201
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı