Vücut fonksiyonlarını tanzim edip, çeşitli sebeplerle tıkanabilecek damarlarımızın bakımının sağlanması, ilk önceleri huda-i nâbit (İlâhî hikmet ve kudretle yetişip çoğalan), sonraları insanların ziraat teknikleri ile geniş tarım alanlarına yaydığı yulaf nimetinin çok az bilinen faydalarını ve gıda olarak sofralarımızda değerlendirme gereğini gözden geçirmemiz çok önemli bir sağlıklı beslenme şartıdır. Değeri az bilinen yulafın sofralarımızda yer almaması, sağlığımızı negatif olarak etkilediği bilinmesi gereken bir gerçektir.

Yulaf kaliteli oranda E ve B vitaminleri, kalsiyum, magnezyum ve potasyum ile az miktarda selenyum, bakır, demir ve manganez gibi mineralleri ihtiva eden bir depo gıdadır. En önemlisi de vücudun bağışıklık sisteminin savunmasını sağlayan beta glukan maddesini yüksek oranda bulundurur. Vücutta birikebilecek atıkları temizleyebilecek miktarda “Hem çözünebilir hem de çözünemez liflere katkıda bulunmaktadır. Çözünemez lifler sindirim sistemine yararlıdır. Yulafın içinde bulunan çözünebilen lif, kolesterolün arkasından giden sünger gibi iş görmektedir ve arterleri (atar damarları) tıkayıp kalp hastalıklarına sebep olmadan önce onu yok etmektedir.”1 “Bağırsaklarda şişerek kitle oluşturmakta, safra ve yağları emerek kolesterolün kana karışmasını engellemekte ve dolayısıyla da kolesterolün düşmesini sağlamaktadır.” 2

Sağlıklı hayatın devam edebilmesinde çok değerli bir rolü olan yulaf, yapılan birçok klinik çalışmada, “ikisi de önemli boyutta kalp hastalıkları için tehlikeli faktörler olan toplam kolesterol ve aynı zamanda zararlı LDL kolesterolünü azaltmada hünerli olduğu saptanmıştır. Avustralya Gıda ve Diyetetikler Bülteni’ndeki bir araştırmada, araştırmacılar yulafta bulunan beta glukan adındaki maddenin önemli ölçüde LDL (kötü) kolesterolünü yok ettiğini saptamıştır.”3 Ayrıca yüksek kan basıncı (hiper tansiyon) olanlarda, yulaf önemli ölçüde yüksek tansiyonun tıbbî tedaviye ihtiyaç duyumunun azaldığı müşahede edilmiştir. Yulafın bir özelliği de, lif bakımından zengin olduğu için, kilo düzenlemesinde tokluk hissini yüksek seviyede tuttuğundan, bilhassa kahvaltılarda tercih edilmesi fayda sağlar. Özellikle belirtmemiz gerekir ki, diğer tahıl ürünlerine göre, diyabet hastaları yulafı daha az bir riskle tüketebilirler.

Yulaf dengeleyici bir etki ile savunma sistemini yormadan vücudu “kanser, mikrobik enfeksiyonlar, şeker hastalığı ve aşırı kolesterol yüksekliği üzerinde olumlu etkileri olduğuna dair çok sayıda bilimsel çalışma bulunmaktadır. Kemoterapi gibi bir hücre öldürücü (sitotoksik) etkisi yoktur. Tümör gelişimini durdurduğu bilimsel yayınlarda gösterilmiştir. Aynı zamanda bağırsakların çalışmasını düzenliyor, kanserlere karşı koruyucu etki gösteriyor. Bu özelliklerinden dolayı Amerikan Gıda ve İlâç Dairesi (FDA), sağlığı korumak için yulaf ürünlerinin kullanılmasını tavsiye etmektedir.”4

Yulaf vücut direncinin azaldığı ve çalışan ergin yaş grubunda sık sık rastlanan soğuk algınlığı, gribal enfeksiyonlar, yoğun ve stresli işlerde çalışanların sağlığını korumada son derece yararlı olmaktadır. “Avustralya’da yapılan laboratuvar araştırmaları sonucunda 2,5 gram yulaf özütünün 7 hafta süre ile uygulanması sonucu, öğrenmeyi ve zihinsel uyanıklığı arttırdığı, strese karşı direncin sağlandığı, dikkat ve algılama kapasitelerinin belirgin bir şekilde artış gösterdiği gözlenmiştir. Günümüzde ortalama insan ömrü uzadıkça, Alzheimer ve Demans (bunama) gibi hastalıklar ileri yaşlarda insanların korkulu rüyası haline gelmiştir. Bu süreci önlemek için beynimize yatırım yapmamız gerekiyor. Bu bakımdan yulaf ürünlerinin yararlı olabilmesi mümkün.” 5 Onun için bilim adamları “acaba Alzheimer ve Demans (bunama) hastaları için, yulaftan çok zengin beslenme bir çare olabilir mi?” diye sorup, çalışmalarını yoğunlaştırmaktadır. Çocuklar ve gelişme çağındaki gençler için çok besleyici, kuvvet vericidir.“ Yulafta çocuklarda boylanmayı sağlayan hormon vardır.” 6

Yulafın bitmeyen faydalarını anlatmak uzun süreceğinden, bazı kullanım şekillerinden söz etmemiz gerekir. Bilhassa soğuk havalarda 1 bardak suya 10 gram yulaf konur, 10 dakika kaynatılır. Sabah akşam içilebilir. Bir kase yoğurdunun içine 1 yemek kaşığı yulaf ezmesi konur, yumuşaması için bir süre bekletilir. Ayrıca kaliteli bal veya pekmezle tatlandırılabilir. Fındık, yer fıstığı, badem gibi kuru yemişlerle besleyiciliği daha da arttırılabilir. Süt veya yoğurtla lapa kıvamında karıştırılarak zerdeçal, kakao, çörek otu, keten tohumu ayrı ayrı karıştırılabilir. Yulaf karışımlarından evde sevilecek sağlıklı kurabiyeler de yapılabilir. Yulaf un, yulaf ezmesi ve özüt olarak kullanıma arz edilmiştir.

Son olarak hastalıkların korunma ve tedavisinde ism-i Şafi, kan damarlarını, sindirim sistemini zararlı atık birikintilerinden temizleyip ism-i Kuddûs’e mazhar olan yulaf, sağlıklı bir hayat, huzurlu bir sindirim ve pozitif ruhsal bir dengeyi arzu edenler, bu nimeti beslenme sıralamasının baş tarafına yerleştirmeleri isabetli ve sonuçları sevindirici bir karar olacaktır.

SAĞLICAKLA KALIN.

Dipnotlar:

1) David GROTTO, Hayat Kurtaran 101 Yiyecek, s. 364 Martı yayıncılık
2) Prof. Dr. Erdem YEŞİLADA. İyileştiren Bitkiler, s. 93 Hayykitap 2015.
3) Dr. David GROTTO. Age. S. 365.
4) Dr. Ümit AKTAŞ, İlaçsız Yaşam s. 138, Hayykitap 2015.
5) Prof. Dr. Erdem YEŞİLADA, Age. S. 371.
6) Tahsin YALAZ, Baharatlar ve Günlük Gıdalardan Şifa Reçeteleri, s. 201 Hikmet Neşriyat 2001.