"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Aziz Sancar'ın kaleminden: Yiyeceğimiz vardı ama ayakkabı bizim için bir lükstü

08 Temmuz 2016, Cuma 14:38
Geçen yıl Nobel Kimya Ödülü'ne layık görülen Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar'ın kendi el yazısıyla kaleme aldığı ve Nobel Komitesi'ne gönderdiği biyografisi yayımlandı.

Sancar'ın biyografisinde, çocukluk ve gençlik dönemlerine ilişkin dikkat çeken, "Bir Türk vatanseveri olarak büyüdüm ve hala daha öyleyim ayrıca bilim adamı olmayı amaçlayan ve sonrasında bunu icra eden biriyim. Babam çiftçi iken, annem, ev ve çocuklarla ilgileniyordu. O günün standartlarına göre orta sınıf bir aile idik. Her zaman yeterli yiyeceğimiz vardı ama ayakkabı bizim için bir lükstü ve 7.sınıfa kadar tek bir ayakkabıyı sadece okula giderken giyerdik. Annem, Savur'un yanındaki küçük bir köyün imamının okuma yazması olmayan bir kızıydı. Okuma yazması olmamasına rağmen annem, tanıdığım en zeki kadın idi." ifadeleri yer alıyor. 

Geçen yıl Nobel Kimya Ödülü'ne layık görülen Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar'ın kendi el yazısıyla kaleme aldığı ve Nobel Komitesi'ne gönderdiği biyografisi Onur Üyeliği'ne seçildiği Anıtkabir Derneği Dergisi tarafından yayımlandı. 

"YETERLİ YİYECEĞİMİZ VARDI AMA AYAKKABI BİZİM İÇİN BİR LÜKSTÜ" 

Anıtkabir Derneği Dergisi tarafından Sancar'ın kendi el yazısıyla kaleme aldığı biyografisinde dikkat çeken ifadeler şu şekilde: "Abdülgani ve Meryem Sancar’ın sekiz çocuğunun yedincisi olarak, Mardin’in Savur denilen küçük ilçesinde 8 Eylül 1946’da dünyaya geldim. Ayrıca iki üvey erkek kardeşim vardı. Babam çiftçi iken, annem, ev ve çocuklarla ilgileniyordu. O günün standartlarına göre orta sınıf bir aile idik. Her zaman yeterli yiyeceğimiz vardı ama ayakkabı bizim için bir lükstü ve 7.sınıfa kadar tek bir ayakkabıyı sadece okula giderken giyerdik. Çocukluğumun çoğunu evimizin alt kısmında yer alan bize hem gelir hem de besin kaynağı sağlayan vadide, meyve ve sebze ağaçlarının altında uzanarak geçirdim. Ayrıca bize yıl boyunca hem et hem de süt sağlayan hayvanlarımız vardı. Çocukluğumun en mutlu zamanları ise baharda bahçemizde açan çiçeklerdi. O dönemlerde İslam hakkında bilgi edinmeye başlamıştım ve cennetin, badem ağaçlarının çiçek verdiği dönemde arka bahçemiz gibi gözükmesi gerektiğine inanıyordum. 

BABAMIZ KAYBOLAN KEÇİLERİ FARK ETMEDEN ÖNCE ONLARI BULMAK İÇİN YORULUYORDUK 

Kısacası, çiftçilikten pek haz almadım. Sebze bahçesindeki balkonlar, taşlarla yerinde duruyordu ve harçsız yapıldığından ben ve erkek kardeşlerimin sürekli bakımlarına ihtiyaç duymaktaydı. Ceviz toplamak zor bir işti ve en küçük çocuklardan biri olarak, tüm cevizlerin düştüğüne emin olmak için ağaçların en tepelerine çıkmak zorundaydım. En kötüsü ise, yavru keçileri gütmekti çünkü yedi yaşındaki küçük bir çocuktan çok daha hızlı koşuyorlardı. Küçük kardeşim ve ben onları gütmekten sorumluyduk ve babamız aradan kaybolanları fark etmeden önce onları bulmak için yorucu saatler geçirmek zorunda kalıyorduk.

AMCAMIZIN EVİNİN ÇATISINDAKİ GENİŞ YATAKLARDA YATMAK BİZİM İÇİN BİR ÖDÜLDÜ

Geniş ailem çocukluğumun ilk dönemlerinde çok önemli bir rol aldı. Amcalarım, yengelerim ve kuzenlerimin çoğu Savur’da yaşıyorlardı ve uzak illerden bizi ziyaret eden birçok yakınımız oluyordu. Mardin’deki Şevket amcam ve ailesini ziyaret etmek başka bir önemli noktaydı. Mardin, M.Ö. 1100 – M.Ö. 1300’den kalan güzel mimarisiyle bilinen bir şehirdi. Amcamızın evinin çatısındaki geniş yataklarda yatmak bizim için bir ödüldü. Uykuya dalarken yakındaki iki Suriye kasabasının ufukta yansıyan ışıklarını izlerdim ve sabahları evimizin 200 metre yakınında bulunan tarihi bu Şehidiye Camiinden gelen ezan sesiyle uyanırdım.

Konuyla ilgili diğer haberler:

Sancar 'başarı'nın sırrını açıkladı

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/bilim-teknoloji/sancar-basari-nin-sirrini-acikladi_397888

Nobel Kimya Ödülü’nü kazanan Sancar'dan gençlere önemli tavsiyeler!

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/bilim-teknoloji/nobel-kimya-odulu-nu-kazanan-sancar-dan-genclere-onemli-tavsiyeler_377610

Nobel ödülü alan Sancar, 40 yıldır DNA'nın hikmetli yaratılışı üzerine çalışıyor

İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, İsveç Akademisi, Karolinska Enstitüsü ve Norveç Nobel Komitesi tarafından kimya dalındaki Nobel ödülüne layık görülen Prof. Dr. Aziz Sancar, 40 yıldır DNA onarımı üzerinde büyük titizlikle çalıştığını söyledi.

Devamını okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/bilim-teknoloji/nobel-odulu-alan-sancar-40-yildir-dna-nin-hikmetli-yaratilisi-uzerine-calisiyor_361807

Yeni Asya Yazarı Halil AKGÜNLER'İN konuyla ilgili önemli yazısı:

DNA ve genetik şifrelerimiz

Hiç dikkatinizi çekti mi, bilmiyoruz. Risale-i Nur’da kâinat ve dünya ve hayattan bahsedilirken bir çok yerde “kitap, defter, mecmua, fihriste, çekirdekteki program” gibi ilginç ve sırlı kelime ve tabirler kullanılır.

Mezkûr kelimelerin ve tabirlerin geçtiği ifadeler dikkatlice okunduğu zaman Üstad Bediüzzaman’ın çok mühim bir ilmî gerçekten haber verdiği kolayca anlaşılabilir: Bu ilmî gerçek ise, DNA ve Genetik Şifreler’dir.

İşte o misallerden birisi:

“Hem herşeyin evveline ve âhirine bakıyoruz; hususan zîhayat nevinde görüyoruz ki: Başlangıçları, asılları, kökleri, hem meyveleri ve neticeleri öyle bir tarzdadır ki, güya tohumları, asılları birer tarife, birer program şeklinde, bütün o mevcudun cihazatını tazammun ediyor. Ve neticesinde ve meyvesinde, yine bütün o zîhayatın mânâsı süzülüp onda tecemmu eder, tarihçe-i hayatını ona bırakır. Güya onun aslı olan çekirdeği, desâtir-i icadiyesinin bir mecmuasıdır. Ve meyvesi ve semeresi ise, evâmir-i icadiyesinin bir fihristesi hükmünde görüyoruz. (Mektubat, s. 225)” 

İşte bu ve buna benzer bir çok ifade doğrudan DNA ve genetik bilimine işaret etmekte. Bir bitkinin bütün programının çekirdeğinde yazılı olduğunu bildirmekte. İfadede geçen, “tarife, birer program, tarihçe-i hayatı, desâtir-i icadiyesi, mecmuası, evâmir-i icadiyesi, fihristesi” tabirleri ne kadar da güzel ve sırlı bir şekilde DNA molekülünü tanımlıyor. DNA tanımına ve işlevine nasıl da tam olarak uyuyor.

 İsterseniz DNA nedir kısaca ondan bahsedelim:

DNA bir moleküldür. Hayatın temelidir. Hücrenin en önemli programıdır. Hücre çekirdeğinde bulunur. Bütün canlı organizmanın kendisi ve çevresi ile ilgili bilgileri ihtiva eder.

Canlı için gerekli olan büyüme ve gelişme ile ilgili bütün kodları bünyesinde bulundurur. İki sarmal arasına bazların dizilişlerine genetik kod ve şifre adı verilir. DNA sarmalındaki bağlantı bazları, Adenin (A), Sitozin (C), Guanin (G), Timin (T) diye adlandırılır ve bu dizilişler her canlı için ayrı bir dizilişi ifade eder.

Yani her canlının farklı bir özelliğe sahip olması genetik şifrelerin farklı olması ile tanımlanır. Veya başka bir ifade ile her canlının DNA ve Genetik yapısı farklıdır.

Adeta harika bir bilgisayar programını andıran bu genetik şifreler binlerce bilgiyi de bünyesinde barındırır. Bir gram DNA içinde 1 trilyon CD’lik bilgi olduğu bilim adamları tarafından ifade edilmektedir.

Günümüz bilim dünyasında üzerinde en çok araştırma yapılan husus Genetik bilimidir. Canlı kopyalamadan tutun da, bitki üretimi, biyoteknoloji, tıp ve diğer ıslâh çalışmaları ile bilim dünyası bu sahada çok büyük ilerlemeler kaydetmiştir.

Hatta insanın gen haritası çıkartılarak bir çok hastalığın önü alınmaya çalışılmaktadır. Bazı ilim adamları ise gen teknolojisinden istifade ederek, insan ömrünün şu an için en az % 50 gibi bir miktar uzatılabileceğini iddia etmektedirler!

Görünen o ki bu teknoloji, bazı riskleri beraberinde taşımakla birlikte, önümüzdeki yılların en dikkat çekici teknolojisi olacaktır.

İşte DNA ve Genetik gibi hayat için çok mühim bir hususun Nurlarda yer alması oldukça dikkat çekici bir konudur. Üstelik bu konu için kullanılan tabirlerin DNA yapı ve fonksiyonuna tam olarak uyum sağlaması ayrıca üzerinde durulması gereken bir husustur.

Demek ki Risale-i Nurlar dikkatli incelense daha bir çok ilmî hakikate işaret ettiği ortaya çıkartılabilir.

Yeni Asya Yazarı Halil AKGÜNLER

Yaratılış kavramı nasıl anlaşılmalıdır? İki yaratılış kavramı: İbda ve inşâ

http://www.yeniasya.com.tr/suleyman-kosmene/iki-yaratilis-kavrami-ibda-ve-insa_336748

Gözünüzü seveyim politikayla uğraşmayın

http://www.yeniasya.com.tr/bilim-teknoloji/gozunuzu-seveyim-politikayla-ugrasmayin_397723

Nobel ödüllü Aziz Sancar'dan ''Amerika Diyanet Merkezi'' yorumu...

http://www.yeniasya.com.tr/dunya/nobel-odullu-aziz-sancar-dan-amerika-diyanet-merkezi-yorumu_392047

Nobel ödüllü Aziz Sancar'dan, gençlere önemli tavsiyeler...

http://www.yeniasya.com.tr/dunya/nobel-odullu-aziz-sancar-dan-genclere-onemli-tavsiyeler_391414

DHA

Etiketler: aziz sancar, nobel
Okunma Sayısı: 3969
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı