Midede yanma ve ekşime nedeniyle kullanılan asit baskılayıcı ilaçlarla kanser riskinin arttırılabileceği bildirildi.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Emin Ersoy, reflü hastalığının son 10 yılda toplumun büyük kısmında şikayete neden olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Ersoy, mide içeriğinin yemek borusuna kaçarak hasara neden olmasıyla ortaya çıkan reflü hastalığının çoğunlukla, kötü beslenme, kötü yaşam koşulları, aşırı stresin yanı sıra bazen de mekanik bir bozukluk olan mide fıtıklarına bağlı olarak görüldüğünü belirtti.
Hastaların önemli bir kısmının ilaçla tıbbi olarak tedavi edilebildiğini vurgulayan Ersoy, "Ancak hastalığın nedenleri ile ilgili tedbir alınması son derece önemlidir. Düzensiz ve ağır yağlı yiyeceklere, acılı, gazlı içeceklere, kahve tüketiminin fazla olmasına devam edilirse yani beslenme düzeni değiştirilmeyip, stresli yaşamdan uzak durulmazsa ne yazık ki hastalığın tekrarı ile karşı karşıya kalınabilir. Bu durum aynı zamanda kişinin geçmeyen bir reflü hastalıkları dizisi ile hayatlarını sürdürmesine de yol açar" diye konuştu.
Reflü hastalığında yemek borusuna kaçan mide içeriğinin genellikle asit olduğunu anlatan Ersoy, yemek borusu kanseri başta olmak üzere farklı kanser vakalarında da reflü içeriğinin büyük önem taşıdığını vurguladı.
Ersoy şunları kaydetti:
"Özellikle yıllarca 'midemde yanma ve ekşime var, benim reflü hastalığım var' denilerek rastgele asit baskılayan ilaç alan hastalarda reflü içeriğinin önemi büyüktür. Reflü hastalığının şikayetlerinin tedavisinde kullanılan ilaçların çoğu yemek borusu alt uç ph sınırının 3-5 arasında olmasını sağlar. Bu ph değerinde göç etmiş mide hücre aktivasyonu tetiklenebilir. Yani kanser riskinizi artırmış olursunuz."
Laparoskopik operasyonlar hakkında bilgi veren Ersoy, "Laparoskopik olarak deneyimli merkezlerde yapılan bu operasyonun başarısı yüzde 95 ve üzerindedir" dedi.
AA