Rifat OKYAY |
|
Yalancı aynalar ve biz |
İnsan ve Müslüman olarak nefsimizin mağduriyeti bizim mamuriyetimiz olacaktır. İhsan ve ikramda bulunacak isek muhakkak ve aceleyle kendimize yönümüzü çevirerek, ona iyilik ve güzellik noktalarında hizmette, ikram ve ihsanda bulunmamız gerekir. Fakir arayan zengin durumumuzdan ise zengin olan fakirlik durumumuz evlâdır. Nice nefis mücadelesi var ki fakirliğin bitmez tükenmez hazinelerine sahip olmak, ulaşmak için yapılmıştır. Keşfin, kerametin vasfı Rabbimiz yolunda bir ışık, bir nur olmadıktan sonra kıymeti olmadığı gibi, imanımızın kuvveti ve vasfı bizi her türlü nakisiyet ve olumsuzluktan koruyup kurtarmıyorsa yine bir kıymeti harbiyesi yoktur. Yalanların yandığı yer gönüllerimiz olmalıdır. Doğruluk meşalemiz İnşaallah o zaman daha iyi parlayacaktır. Yeter ki yalanın ve riyanın küllerini savurmak kalbimizin ve niyetimizin içinde olsun. Sekiz yılda kırk Müslüman, Efendimizin (asm) tedrisinde sabır ve teenni ile olurken, elbette ki Rabbimizin tesellisi ve teyidi de yanında ve desteğindeydi. Bir mü'min ve muvahhid olarak hiçbirimiz nefis ve şeytanımıza bu olayın binde birini tattırmadan, hiçbir şekilde, cüz’i olarak yapmaya çalıştığımız iman hizmetlerinde sabırsızlık ve tevekkülsüzlük göstermek, sergilemek hakkımız değildir. Yazılan, konuşulan anlaşılmak ve anlatılmak için değilse neye yarar? Kırk kere kapısına iman ve Kur’ân hakikatlarını tebliğ etmek ve anlatmak için gidilenler ve gidenler vardı. Bizlere ne oluyor ki bir acaip benlik örtüsü altında kendimizi kasıyor, bir ayinelerde görmeye çalışıyoruz... Kâfirlere iman dâveti, Müslümanlara tembellik ve vurdumduymazlık kazandırmayacağı gibi, kazanılmış bir hak da vermemektedir. Çünkü yapılan iş imanımızın bizlere yüklediği bir vazifeden başka birşey değildir. Sadece bizim kendimizi küfürden korumamız yeterli olmadığına göre, iman etmek ve imanımızın faydalarını görmek için fiilen ve kavlen imanımızın gereklerini yaşayarak göstermemiz gerekmektedir. Melek gibi adam günahkâr olamaz. Rabbimizin izniyle günahkârlar meleklerden de üstün adam olabilir. Rabbimize yalvarmak ve O’nun yolunda olmak elbette ki yine O’nun izin ve iradesi dahilinde ve ihsan, ikramıyla elimizdedir. Bir cehd ve gayret, ümid ve aşkla iman, Kur’ân yolunda çalışmalar bizi beklemektedir... 29.01.2010 E-Posta: [email protected] |