Güncel |
MAĞDUR SIFATIYLA SUÇ DUYURUSU |
Balyoz darbe planındaki “tutuklanacaklar” listesinde adları geçen gazetecilerden 26'sı, planı hazırlayanlar hakkında, Türk Ceza Kanununun, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni, TBMM'yi ve hükümeti ortadan kaldırmaya ya da engellemeye teşebbüs suçlarını düzenleyen 309, 311 ve 312. maddelerini ihlâl etmekten, mağdur sıfatıyla suç duyurusunda bulundular. MECLİSE ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURSUN
Sabah yazarı Nazlı Ilıcak'ın okuduğu basın açıklamasında, Meclisin konuya el koyması ve iddiaları incelemek üzere bir Araştırma Komisyonu kurması çağrısı yapılırken, İl İdaresi Kanununun 11/D maddesi ile ona dayanarak yapılan EMASYA protokolünün iptali, anayasanın askerî yargı ile ilgili 156. maddesinin netleştirilmesi ve TSK İç Hizmet Kanununun 35. maddesinin kaldırılması istendi.
AKP YANDAŞLIĞI VE KARŞITLIĞI YORUMU YANLIŞ
Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz, gazeteci listelerini “iktidar yandaşları ve karşıtları” şeklinde niteleyen yorumların yanlış olduğunu, tasnifin “demokrasiye taraftarlık ve karşıtlık” olarak yapılması ve ikinci listedeki isimlerin de buna göre tekrar değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Güleçyüz, Millî Güvenlik Siyaset Belgesinin de iptali veya düzeltilmesi gereğine dikkat çekti.
“Balyoz”a suç duyurusu
“Balyoz” darbe planına ilişkin iddialar kapsamında ‘’tutuklanacaklar’’ listesinde, aralarında Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz’ün de bulunduğu gazeteciler, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Grand Cevahir Otel ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında ‘’tutuklanacaklar’’ listesinde yer aldığı ileri sürülen gazeteciler adına açıklama yapan Nazlı Ilıcak, Türkiye’nin uzun yıllardan beri askeri darbelere maruz kalan bir ülke olduğunu söyledi. Ilıcak, ‘’27 Mayıs 1960’da başlayan süreç, 50 sene geçmiş olmasına rağmen hâlâ sona ermedi. 21’inci asra adım attığımız yıllarda da askerin yoğun bir şekilde siyasete müdahalesinden kurtulamadığımız peş peşe ortaya çıkan belgelerden anlaşılıyor’’ diye konuştu. Taraf gazetesinin 20 Ocak 2010 tarihinden itibaren konuyla ilgili haberler yayımlanmaya başladığını belirten Ilıcak, ‘’Harp oyunu’’ hazırlıklarının ardına gizlenen ayrıntılı bir darbe planının söz konusu olduğunun görüldüğünü söyledi. ‘’Harp oyununda bir iktidarın devrilmesi, yeni bir hükümetin kurulması, çeşitli bürokratların görevden alınmasının yeri olmayacağı açıktır’’ diyen Ilıcak, şöyle devam etti: ‘’TBMM, sıkıyönetim ilanına onay vermediği takdirde alçaktan uçak uçurarak yasama organının tehdit edileceği de yine aynı planda belirtilmektedir. Sözde harp oyununda gazeteciler ‘tutuklanacaklar’ ve ‘faydalanılacaklar’ diye tasnif edilmiştir. 137 meslektaşımızın boynuna onların iradesi dışında ‘işbirlikçi’ yaftasının asılmasını kınıyoruz. Özellikle parlamentoda temsil edilen siyasi partileri harekete geçmeye davet ederken adları ‘tutuklanacaklar’ listesinde yer alan gazeteciler olarak bizler de suç duyurusu yapacağımızı bu vesile ile açıklıyoruz. “PARLAMENTO DARBELERE KARŞI ADIM ATABİLİR”
Parlamentonun darbe eğilimlerinin önünü kesecek ve darbecilerin etkin bir şekilde yargılanmasını sağlayacak adımlar atabileceğini belirten Ilıcak, adımları şöyle sıraladı: “1- 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/D maddesinin, askerin iç güvenlik alanında kullanılmasına darir hükümleri (EMASYA Protokolü) iptal edilmeli. 2- Anayasa’nın 145. maddesine, farklı yorumlara sebebiyet vermeyecek netlik kazandırılmalı; askerî yargı, hiç değilse askerlik hizmet ve görevleriyle sınırlı alanda faaliyet sürdürebilmeli. Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve Askerî Yargıtay kaldırılmalı. 3- İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesi iptal edilerek, ‘cumhuriyeti korumak ve kollamak’ tanımının yanlış değerlendirilmesi sonlandırılmalı. 4- Meclis bir araştırma komisyonu kurup gelişmelere vakit geçirmeden el koymalı. Böyle bir komisyon, siyasî partilerin müştereken inisiyatif almasına imkân verecek; kutuplaşmaları azaltarak, aydınların sorumluluk duygusuyla birlikte hareket etmesinin beklendiği bu hassas dönemde, kısır tartışmaları engelleyecektir.” Ilıcak, basın toplantısının ardından katılanlarla birlikte Beşiktaş’taki özel yetkili Ağır Ceza Mahkemesine gidip şikâyet dilekçesini sunacaklarını belirterek, şöyle devam etti: ‘’Balyoz Harekat Planı’nı hazırlayanlar TCK’nın 309, 311 ve 312. maddelerini ihlâl etmişlerdir. Nedir bu maddeler? Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni, TBMM’yi, hükümeti ortadan kaldırmaya veya engellemeye teşebbüs suçunu işlemişler, bu arada 37 gazetecinin de tutuklanacağını belirtmişlerdir. Darbe suçundan etkilenecek gazeteciler olarak biz suç duyurusunu yapıyoruz.’’
GÜLEÇYÜZ: MGSB DE DEĞİŞTİRİLMELİ ILICAK'IN açıklamasının ardından, toplantıya katılan gazeteciler de görüşlerini dile getirdiler. Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz, gazeteci listelerini “iktidar yandaşları ve karşıtları” şeklinde niteleyen yorumların yanlış olduğunu, tasnifin “demokrasiye taraftarlık ve karşıtlık” olarak yapılması ve ikinci listedeki isimlerin de buna göre tekrar değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Güleçyüz, Millî Güvenlik Siyaset Belgesinin (MGSB) de iptali veya düzeltilmesi gereğine dikkat çekti. Güleçyüz, “Bunlardan öte en önemli olan da sivil bir demokratik anayasaya kavuşabilmemizdir” diye konuştu.
DUMANLI: MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı da artık mızrağın çuvala sığmadığını belirterek, “Resmî makamlar askerle ilgili suçlamalara el atmalı. Nasıl Türkiye’nin en ücra köşesinde devletin memuruyla ilgili soruşturma açılıyorsa, bu da böyle düşünülmelidir. Meseleyi kamplaşma olarak görmeyelim. Tehdit altında olan Türkiye’nin, demokrasimizin itibarıdır” dedi.
ALTAN: ORTAK HASSASİYET GÖSTERİLMELİ Star Gazetesi Başyazarı Mehmet Altan ise esas sorunun ortak hassasiyet göstermemek olduğunu belirtti. Altan “Kafes Planı Balyoz Planı’ndan daha dehşetlidir. Medyanın bir kısmı bunu hiç görmedi. En azından habercilik mantığı olarak bazıları bu planları görmemezlik yapamazlar” diye konuştu. Vakit Gazetesi yazarı Sibel Eraslan da “1982 Anayasası cuntanın kendisidir” dedi.
ÇANDAR: 137 GAZETECİ DE SUÇ DUYURUSUNA KATILABİLİR
SÖZDE “Harp Oyunu”nda “faydalanılacaklar “ olarak tasnif edilen 137 gazetecinin asıl mağdurlar olduğunu kaydeden gazeteci-yazar Cengiz Çandar, “Bu suç duyurusuna katılırlarsa ancak memnun oluruz. Biz bu ayrımı yapmıyoruz. Gerçek haksızlığa uğrayanlar bu suçlamaya katılmalarını bekliyoruz” dedi.
BAYRAMOĞLU: GAZETECİ DEMOKRASİ TARAFINDADIR
GAZETECİ-YAZAR Ali Bayramoğlu, “Planların yayınlanmasaydı burada olur muydunuz?” şeklindeki bir soruya “Öncelikle bunlar yayınlanmasaydı daha iyi olmazdı. Bunlar yayınlanmasaydı burada suç duyurusunda bulunamazdık. Ortaya çıkmasını Taraf sağlamıştır. Sonucu yargı belirleyecektir. Bunların doğru olmadığını düşünenler vahim bir hata içindedir. Eşit güçler arasında bir mücadele yok. Gazeteci tarafsız değil, demokrasi tarafındadır” karşılığını verdi
GÜLERCE: CUNTACILAR BAŞBAKAN ASTI
GAZETECİ-YAZAR Hüseyin Gülerce ise cuntacılara verdikleri rahatsızlığın demokrat duruşları olduğunu söyledi. Gülerce, “Askerî vesayetin sona erdirilmesi için hukukî mücadeleyi vermek amacıyla bir aradayız. ‘Camiye bomba koyulur mu?’ sorusunda şunu düşünmek lâzım; Cuntacılar Başbakan asmışlardır. 12 Eylül darbesini yapmak için bir sene bekleyerek 5 bin kişinin ölümüne sebep olmuşlardır. Kahramanmaraş, Sivas olayları, Başbağlar katliâmı ortadadır” dedi.
27 GAZETECİ, SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
‘’Balyoz” darbe planına ilişkin iddialar kapsamında ‘’tutuklanacaklar’’ listesinde yer aldığı ileri sürülen gazeteciler İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Savcılığa başvuran 27 gazetecinin isimleri şöyle: Kâzım Güleçyüz, Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan, Abdurrahman Dilipak, Ahmet Taşgetiren, Ali İhsan Karahasanoğlu, Cengiz Çandar, Ekrem Dumanlı, Hasan Celal Güzel, Hidayet Karaca, Hüseyin Gülerce, Mustafa Karaalioğlu, Perihan Mağden, Akif Emre, Hasan Karakaya, Mehmet Ocaktan, Nuh Gönültaş, Sibel Eraslan, Sadık Albayrak, Yavuz Bahadıroğlu, Emre Aköz, Serdar Arseven, Mustafa Erdoğan, Etyen Mahçupyan, Gülay Göktürk, Ali Bayramoğlu, Murat Belge. |
RECEP BOZDAĞ 29.01.2010 |