Güncel |
BÇG’den yasa dışı faaliyetlere devam |
Ergenekon savcılarından Murat Yönder’in hazırladığı ve İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen “Poyrazköy iddianamesi”nde, 28 Şubat döneminde kurulan Batı Çalışma Grubunun yasa dışı faaliyetlerine devam ettiği belirtiliyor. İddianamede, “İllegal yapılanmanın, günümüzde, ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’, ardından da ‘Kafes Eylem Planı’ çerçevesi altında yasa dışı eylem ve faaliyetlerine devam ettikleri ortaya çıkmış bulunmaktadır” ifadesine yer veriliyor. BÇG, faaliyetlerine devam ediyor
ERGENEKON savcılarından Murat Yönder’in hazırladığı Poyrazköy iddianamesinde, 28 Şubat döneminde kurulan Batı Çalışma Grubu’nun (BÇG) yasa dışı faaliyetlerine devam ettiği belirtiliyor. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen Poyrazköy iddianamesinde, 28 Şubat döneminde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde kurulan BÇG’den bahsediliyor. İddianamede, “Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde ‘Batı Çalışma Grubu’ adıyla faaliyet yürüten ve oluşumu herhangi yasal bir kaynağa dayanmayan illegal yapılanmanın, faaliyetlerine halen son vermediği ve günümüzde ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’, ardından da ‘Kafes Eylem Planı’ çerçevesi altında yasa dışı eylem ve faaliyetlerine devam ettikleri ortaya çıkmış bulunmaktadır. Yasa dışı olan bu yapılanmanın illegal eylem ve faaliyetleri, ancak bazı kamu görevlilerinin ihbarları ve yürütülen soruşturmalar ile açığa çıkarılıp deşifre edilmiştir.” görüşü dile getiriliyor. İddianamede ayrıca, Ergenekon sanığı Mehmet Adnan Akfırat’tan elde edilen “Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda mezhepçi yapılanma ve DHKP/C ile irtibatlı subaylar” başlıklı belgede, Poyrazköy sanıklarının isimlerinin yer aldığı belirtiliyor. Konuyla ilgili, “Ergenekon terör örgütünün ele geçirilen temel örgütsel dokümanlarında, ‘Naylon terör örgütü kurmak (DHKP/C, Hizbullah vs..)’ içlerine sızmak ve yönetmenin Ergenekon örgütünün stratejilerinden biri olduğu anlaşılmaktadır” deniliyor. |
29.01.2010 |
MAĞDUR SIFATIYLA SUÇ DUYURUSU |
Balyoz darbe planındaki “tutuklanacaklar” listesinde adları geçen gazetecilerden 26'sı, planı hazırlayanlar hakkında, Türk Ceza Kanununun, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni, TBMM'yi ve hükümeti ortadan kaldırmaya ya da engellemeye teşebbüs suçlarını düzenleyen 309, 311 ve 312. maddelerini ihlâl etmekten, mağdur sıfatıyla suç duyurusunda bulundular. MECLİSE ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURSUN
Sabah yazarı Nazlı Ilıcak'ın okuduğu basın açıklamasında, Meclisin konuya el koyması ve iddiaları incelemek üzere bir Araştırma Komisyonu kurması çağrısı yapılırken, İl İdaresi Kanununun 11/D maddesi ile ona dayanarak yapılan EMASYA protokolünün iptali, anayasanın askerî yargı ile ilgili 156. maddesinin netleştirilmesi ve TSK İç Hizmet Kanununun 35. maddesinin kaldırılması istendi.
AKP YANDAŞLIĞI VE KARŞITLIĞI YORUMU YANLIŞ
Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz, gazeteci listelerini “iktidar yandaşları ve karşıtları” şeklinde niteleyen yorumların yanlış olduğunu, tasnifin “demokrasiye taraftarlık ve karşıtlık” olarak yapılması ve ikinci listedeki isimlerin de buna göre tekrar değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Güleçyüz, Millî Güvenlik Siyaset Belgesinin de iptali veya düzeltilmesi gereğine dikkat çekti.
“Balyoz”a suç duyurusu
“Balyoz” darbe planına ilişkin iddialar kapsamında ‘’tutuklanacaklar’’ listesinde, aralarında Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz’ün de bulunduğu gazeteciler, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Grand Cevahir Otel ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında ‘’tutuklanacaklar’’ listesinde yer aldığı ileri sürülen gazeteciler adına açıklama yapan Nazlı Ilıcak, Türkiye’nin uzun yıllardan beri askeri darbelere maruz kalan bir ülke olduğunu söyledi. Ilıcak, ‘’27 Mayıs 1960’da başlayan süreç, 50 sene geçmiş olmasına rağmen hâlâ sona ermedi. 21’inci asra adım attığımız yıllarda da askerin yoğun bir şekilde siyasete müdahalesinden kurtulamadığımız peş peşe ortaya çıkan belgelerden anlaşılıyor’’ diye konuştu. Taraf gazetesinin 20 Ocak 2010 tarihinden itibaren konuyla ilgili haberler yayımlanmaya başladığını belirten Ilıcak, ‘’Harp oyunu’’ hazırlıklarının ardına gizlenen ayrıntılı bir darbe planının söz konusu olduğunun görüldüğünü söyledi. ‘’Harp oyununda bir iktidarın devrilmesi, yeni bir hükümetin kurulması, çeşitli bürokratların görevden alınmasının yeri olmayacağı açıktır’’ diyen Ilıcak, şöyle devam etti: ‘’TBMM, sıkıyönetim ilanına onay vermediği takdirde alçaktan uçak uçurarak yasama organının tehdit edileceği de yine aynı planda belirtilmektedir. Sözde harp oyununda gazeteciler ‘tutuklanacaklar’ ve ‘faydalanılacaklar’ diye tasnif edilmiştir. 137 meslektaşımızın boynuna onların iradesi dışında ‘işbirlikçi’ yaftasının asılmasını kınıyoruz. Özellikle parlamentoda temsil edilen siyasi partileri harekete geçmeye davet ederken adları ‘tutuklanacaklar’ listesinde yer alan gazeteciler olarak bizler de suç duyurusu yapacağımızı bu vesile ile açıklıyoruz. “PARLAMENTO DARBELERE KARŞI ADIM ATABİLİR”
Parlamentonun darbe eğilimlerinin önünü kesecek ve darbecilerin etkin bir şekilde yargılanmasını sağlayacak adımlar atabileceğini belirten Ilıcak, adımları şöyle sıraladı: “1- 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/D maddesinin, askerin iç güvenlik alanında kullanılmasına darir hükümleri (EMASYA Protokolü) iptal edilmeli. 2- Anayasa’nın 145. maddesine, farklı yorumlara sebebiyet vermeyecek netlik kazandırılmalı; askerî yargı, hiç değilse askerlik hizmet ve görevleriyle sınırlı alanda faaliyet sürdürebilmeli. Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve Askerî Yargıtay kaldırılmalı. 3- İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesi iptal edilerek, ‘cumhuriyeti korumak ve kollamak’ tanımının yanlış değerlendirilmesi sonlandırılmalı. 4- Meclis bir araştırma komisyonu kurup gelişmelere vakit geçirmeden el koymalı. Böyle bir komisyon, siyasî partilerin müştereken inisiyatif almasına imkân verecek; kutuplaşmaları azaltarak, aydınların sorumluluk duygusuyla birlikte hareket etmesinin beklendiği bu hassas dönemde, kısır tartışmaları engelleyecektir.” Ilıcak, basın toplantısının ardından katılanlarla birlikte Beşiktaş’taki özel yetkili Ağır Ceza Mahkemesine gidip şikâyet dilekçesini sunacaklarını belirterek, şöyle devam etti: ‘’Balyoz Harekat Planı’nı hazırlayanlar TCK’nın 309, 311 ve 312. maddelerini ihlâl etmişlerdir. Nedir bu maddeler? Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni, TBMM’yi, hükümeti ortadan kaldırmaya veya engellemeye teşebbüs suçunu işlemişler, bu arada 37 gazetecinin de tutuklanacağını belirtmişlerdir. Darbe suçundan etkilenecek gazeteciler olarak biz suç duyurusunu yapıyoruz.’’
GÜLEÇYÜZ: MGSB DE DEĞİŞTİRİLMELİ ILICAK'IN açıklamasının ardından, toplantıya katılan gazeteciler de görüşlerini dile getirdiler. Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz, gazeteci listelerini “iktidar yandaşları ve karşıtları” şeklinde niteleyen yorumların yanlış olduğunu, tasnifin “demokrasiye taraftarlık ve karşıtlık” olarak yapılması ve ikinci listedeki isimlerin de buna göre tekrar değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Güleçyüz, Millî Güvenlik Siyaset Belgesinin (MGSB) de iptali veya düzeltilmesi gereğine dikkat çekti. Güleçyüz, “Bunlardan öte en önemli olan da sivil bir demokratik anayasaya kavuşabilmemizdir” diye konuştu.
DUMANLI: MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı da artık mızrağın çuvala sığmadığını belirterek, “Resmî makamlar askerle ilgili suçlamalara el atmalı. Nasıl Türkiye’nin en ücra köşesinde devletin memuruyla ilgili soruşturma açılıyorsa, bu da böyle düşünülmelidir. Meseleyi kamplaşma olarak görmeyelim. Tehdit altında olan Türkiye’nin, demokrasimizin itibarıdır” dedi.
ALTAN: ORTAK HASSASİYET GÖSTERİLMELİ Star Gazetesi Başyazarı Mehmet Altan ise esas sorunun ortak hassasiyet göstermemek olduğunu belirtti. Altan “Kafes Planı Balyoz Planı’ndan daha dehşetlidir. Medyanın bir kısmı bunu hiç görmedi. En azından habercilik mantığı olarak bazıları bu planları görmemezlik yapamazlar” diye konuştu. Vakit Gazetesi yazarı Sibel Eraslan da “1982 Anayasası cuntanın kendisidir” dedi.
ÇANDAR: 137 GAZETECİ DE SUÇ DUYURUSUNA KATILABİLİR
SÖZDE “Harp Oyunu”nda “faydalanılacaklar “ olarak tasnif edilen 137 gazetecinin asıl mağdurlar olduğunu kaydeden gazeteci-yazar Cengiz Çandar, “Bu suç duyurusuna katılırlarsa ancak memnun oluruz. Biz bu ayrımı yapmıyoruz. Gerçek haksızlığa uğrayanlar bu suçlamaya katılmalarını bekliyoruz” dedi.
BAYRAMOĞLU: GAZETECİ DEMOKRASİ TARAFINDADIR
GAZETECİ-YAZAR Ali Bayramoğlu, “Planların yayınlanmasaydı burada olur muydunuz?” şeklindeki bir soruya “Öncelikle bunlar yayınlanmasaydı daha iyi olmazdı. Bunlar yayınlanmasaydı burada suç duyurusunda bulunamazdık. Ortaya çıkmasını Taraf sağlamıştır. Sonucu yargı belirleyecektir. Bunların doğru olmadığını düşünenler vahim bir hata içindedir. Eşit güçler arasında bir mücadele yok. Gazeteci tarafsız değil, demokrasi tarafındadır” karşılığını verdi
GÜLERCE: CUNTACILAR BAŞBAKAN ASTI
GAZETECİ-YAZAR Hüseyin Gülerce ise cuntacılara verdikleri rahatsızlığın demokrat duruşları olduğunu söyledi. Gülerce, “Askerî vesayetin sona erdirilmesi için hukukî mücadeleyi vermek amacıyla bir aradayız. ‘Camiye bomba koyulur mu?’ sorusunda şunu düşünmek lâzım; Cuntacılar Başbakan asmışlardır. 12 Eylül darbesini yapmak için bir sene bekleyerek 5 bin kişinin ölümüne sebep olmuşlardır. Kahramanmaraş, Sivas olayları, Başbağlar katliâmı ortadadır” dedi.
27 GAZETECİ, SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
‘’Balyoz” darbe planına ilişkin iddialar kapsamında ‘’tutuklanacaklar’’ listesinde yer aldığı ileri sürülen gazeteciler İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Savcılığa başvuran 27 gazetecinin isimleri şöyle: Kâzım Güleçyüz, Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan, Abdurrahman Dilipak, Ahmet Taşgetiren, Ali İhsan Karahasanoğlu, Cengiz Çandar, Ekrem Dumanlı, Hasan Celal Güzel, Hidayet Karaca, Hüseyin Gülerce, Mustafa Karaalioğlu, Perihan Mağden, Akif Emre, Hasan Karakaya, Mehmet Ocaktan, Nuh Gönültaş, Sibel Eraslan, Sadık Albayrak, Yavuz Bahadıroğlu, Emre Aköz, Serdar Arseven, Mustafa Erdoğan, Etyen Mahçupyan, Gülay Göktürk, Ali Bayramoğlu, Murat Belge. |
RECEP BOZDAĞ 29.01.2010 |
Uzman çavuş korucu kurşunuyla şehit edilmiş |
BATMAN'IN Sason ilçesinde bir uzman çavuşun şehit, bir uzman çavuşun da yaralandığı olayla ilgili soruşturmada, olay yerinden toplanan kovanların koruculara ait silâhlardan atıldığı belirlendi. Çekirdeklerinin bulunmaması sebebiyle mermilerin hangi silahtan atıldığı ise henüz belirlenemedi. Edinilen bilgiye göre, Batman’ın Sason ilçesinde düzenlenen operasyonda Jandarma Uzman Çavuş Serkan İpek’in (24) şehit olduğu ve bir uzman çavuşun da yaralandığı olayla ilgili olarak Kulp Cumhuriyet Savcılığının başlattığı operasyon sürüyor. Soruşturma kapsamında Kulp Cumhuriyet Savcılığınca el konulan koruculara ait 3 uzun namlulu silah ve olay bölgesinde toplanan 9 boş kovanla ilgili kriminal inceleme tamamlandı. Kovanların üç korucuya ait silahlardan atıldığının belirlendiği ancak, uzman çavuşu şehit eden mermi çekirdekleri bulunamadığı için kurşunun tam olarak hangi silahtan atıldığı tespit edilemediği kaydedildi. Balistik raporunun soruşturmayı yürüten Kulp Cumhuriyet Savcılığına gönderildiği ve İpek’i şehit eden kurşunun tam olarak hangi silahtan çıktığını belirleme çalmalarının devam ettiği kaydedildi. |
29.01.2010 |
Askerî savcılık iddianameyi istedi |
ANKARA’DAKİ askerî savcılığın, ‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında Poyrazköy’de ele geçirilen mühimmata ilişkin hazırlanan iddianame ve ek klasörleri, dâvânın açıldığı İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinden istediği belirtildi. Alınan bilgiye göre, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesine bugün faks gönderen askerî savcılığın, Poyrazköy’de ele geçirilen mühimmatla ilgili 5’i tutuklu 17 sanık hakkında hazırlanan iddianame ile bu iddianamenin 24 klasörden oluşan eklerini yürütülen bir soruşturma kapsamında incelenmek üzere talep ettiği öğrenildi. Mahkemenin, bu talep üzerine iddianamenin bir örneğini gönderdiği, ek klasörleri de önümüzdeki günlerde yollayacağı ifade edildi. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen Poyrazköy’deki kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin iddianamenin delil niteliği taşıyan 24 ek klasöründe yer alan belgelerin, CD ortamına aktarılacağı ve önümüzdeki günlerde sanık avukatlarına teslim edileceği belirtildi. Belgelerin aktarılması sırasında sanıkların davayla ilgili olmayan ve özel hayatlarını ilgilendiren konuşma ve yazışmaların ayıklanacağı ve CD’de yer almayacağı kaydedildi. |
29.01.2010 |
Gözaltına alınan albay, Erzurum’da |
ERZURUM Özel Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal’ın yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınan Eskişehir Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Recep Gençoğlu, askerî yetkililer nezaretinde uçakla Erzurum’a götürüldü. Albay Gençoğlu, önceki gün akşam 22.15 sıralarında Müftülük Sokak’taki lojmanındaki aramaların tamamlanması ardından, Atatürk Caddesi üzerindeki askerî hastaneye götürüldü. Burada doktor kontrolünden geçirilen Albay, ardından Şair Fuzuli Caddesi üzerindeki Merkez Komutanlığı’na götürüldü. Geceyi buradaki askeri cezaevinde geçiren Albay Recep Gençoğlu, sabah erken saatlerde askerî yetkililer kontrolünde alınarak, 1. Hava Kuvveti Komutanlığı’ndaki havaalanından, askerî yetkililer nezaretinde uçakla Erzurum’a götürüldü. Bu arada, Recep Gençoğlu’nun lojman, işyeri ve arabasında yapılan aramalarda, çok sayıda evrak, bilgisayar harddiski ile CD’lere el konduğu öğrenildi. Söz konusu malzemeler, tutulan tutanakla birlikte Erzurum’a gönderildi. Albay Gençoğlu’nun avukatı Erol Halka, müvekkilinin askerî uçakla, askerî yetkililer tarafından Erzurum’a götürüldüğünü söyledi. |
29.01.2010 |
Âcilen yeni anayasa |
Memur-Sen’in düzenlediği Uluslararası Demokrasi Kongresinin sonuç bildirgesinde, Türkiye’nin demokratikleşme ve çağdaşlaşma yolculuğuna, askerî darbe ürünü 1982 Anayasası ile devam etmesinin mümkün olmadığı kaydedildi. Bildiride, daha özgür, daha demokratik ve daha çağdaş Türkiye için âcilen “sivil irade ve idare ürünü” yeni anayasaya ihtiyaç olduğu vurgulandı. Acilen yeni anayasa
Memur-Sen tarafından düzenlenen Uluslararası Demokrasi Kongresi’nin sonuç bildirgesinde, daha özgür, daha demokratik ve daha çağdaş Türkiye için acilen “sivil irade ve idare ürünü” yeni anayasaya ihtiyaç olduğuna bir kez daha dikkat çekildi. Memur-Sen tarafından 25-26 Ocak 2010 tarihlerinde Grand Rixos Ankara Oteli’nde gerçekleştirilen Uluslararası Demokrasi Kongresi’nin sonuç bildirgesi dün yine aynı otelde düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı. İki gün süren kongre boyunca bilim, medya, siyaset ve sivil toplum temsilcileri, ülkemizin demokratikleşmesine dair görüşlerini ve önerilerini dile getirdiler. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da bir konuşma yaptığı kongrede, Türkiye’nin mevcut sorunlarının demokratikleşmeyle çözüme kavuşturulacağı vurgulandı. Demokratikleşme çabalarının olumlu sonuçlanmasında “yeni anayasa”nın anahtar rolü üstleneceği ifade edildiği kongrenin 9 oturumu sonucunda ulaşılan ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu tarafından açıklanan sonuç bildirgesi 11 maddeden oluştu. “Demokrasimizi genişletecek ve derinleştirecek, temel hak ve özgürlükler ile hukukun üstünlüğünü esas alınmasını sağlayacak demokratikleşme adımları hızlandırılmalı ve kararlılıkla devam ettirilmelidir” görüşlerinin yer verildiği bildirgede, kongre oturumlarında öne çıkan ve toplantının ana temasını oluşturan “bin yıllık desende bir ve beraberiz” ifadelerinin bütün katılımcılar tarafından kabul gören bir bakış açısı olduğu vurgulandı.
DARBE ANAYASASI İLE DEVAM EDİLEMEZ Bildiride, Türkiye’nin demokratikleşme ve çağdaşlaşma yolculuğuna, askerî darbe ürünü 1982 Anayasası ile devam etmesinin mümkün olmadığı kaydedilerek, “Daha özgür, daha demokratik ve daha çağdaş Türkiye için acilen ‘sivil irade ve idare ürünü’ yeni anayasaya ihtiyaç vardır” görüşü yer aldı. Anayasal sistemimizin, “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir” ilkesinin gereği olarak egemenlik yetkisinin sadece TBMM’ne ait olduğu gerçeği üzerine kurulması gerektiği, kuvvetler ayrılığı ilkesinin, yasama ve yürütme erkinin yetkilerini sınırlamanın gerekçesi olarak görülmemesi gerektiği ve yeni bir vatandaşlık tanımı yapılmasının şart olduğunun vurgulandığı bildirgede, bunlar başarıldığında, farklılıklarımızı gerginlik amacı yapmak isteyenlerin hayallerinin sona ereceği ifade edildi. Bildirgede, kamu görevlilerinin siyaset kurumuna katkı sunabilecekleri kanalların açık olmaması ve zeminin bulunmamasının Türkiye açısından büyük kayıp olduğu dile getirildi. Bildirgede, kamu görevlilerine yönelik siyaset yasağının kaldırılarak, bu kaybın telafisi ve kamu görevlilerinin birikimlerini ve deneyimlerini siyaset yoluyla milletin ve ülkenin hizmetine sunmalarının sağlanması gerektiği belirtildi.
ÖZGÜR VE EŞİT EĞİTİM “Eğitimde sosyal adaletsizlik, gelir dağılımındaki dengesizliklerden ve yasaklardan kaynaklanmaktadır” tesbiti yapılan bildirgede şu ifadelere yer verildi: “Bu durumu, yanlış eğitim politika ve uygulamalarının desteklediği görülmektedir. Sosyal adaletle ilgili en temel sorunun daha çok eğitimde erişim ve katılım ile eğitimin çıktıları üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Bu sebeple, eğitimin her kademesinde sosyal adalet, fırsat ve imkân eşitliğinin iyileştirilmesi ve başörtüsü yasağının kaldırılması başta olmak üzere özgürlükçü yükseköğretim sistemi için gerekli yasal düzenleme ve yapısal reformlar bir an önce yapılmalıdır. Türkiye’de sürekli gündemi işgal eden bireysel hak ve özgürlükler bağlamında düşünülmesi gereken bir başka önemli konu din eğitimi, din ve vicdan özgürlüğüdür. Türkiye’de bireylerin din eğitimi alma hakkı Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Ancak uygulamada ise bireylerin inanç özgürlüğü ile din eğitimine yasaklar getirilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin her vatandaşı, herhangi bir din ve mezhep ayrımı yapılmadan, kendi inancını öğrenmekte ve yaşamakta özgür olmalıdır. Bu özgürlüklerin önündeki her türlü kısıtlama kaldırılmalıdır.” |
UMUT YAVUZ 29.01.2010 |
HES’te büyük oyun dönüyor |
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, hidroelektrik santralleri (HES) konusunda çok büyük oyunlar döndüğünü belirterek, ‘’Herkesin dikkatli olması gerekiyor. Santrallerin yapılmasını istemeyen bir lobi var’’ dedi. Bakan Eroğlu, Rixos Otel’de yapılan Valiler Toplantısı’nda, bakanlığın çalışmaları hakkında slayt eşliğinde bilgi verdi. HES yapımına ilişkin ihaleler ve çalışmalara da değinen Eroğlu, işletmeye açılan HES’lerin toplam kurulu gücünün 14 bin 11 megavatsaat olduğunu, elektrik üretim kapasitesinin ise yılda 50 milyar kilovatsaat olarak gerçekleştiğini söyledi. HES’lerin ve barajların ülke için çok gerekli olduğunu belirten Eroğlu, şöyle konuştu: ‘’HES’ler konusunda çok büyük oyunlar dönüyor. Herkesin dikkatli olması gerekiyor. Santrallerin yapılmasını istemeyen bir lobi var. Türkiye’nin iklim durumuna bakınca bunların yapılmasının zaruri olduğu açıktır. Neden? Çünkü Türkiye suyu ancak kış aylarında alabiliyor. Barajlar, santraller olmazsa suyu nerede biriktirip, yaz aylarında kentlere vereceksiniz? Bu suyu kentlere verirken enerjisinden faydalanmak gerekiyor öyle değil mi? Barajlar ve santraller bunun için gerekli işte.’’ |
29.01.2010 |
İçişleri Bakanlığından Akyürek için itiraz |
İçİşlerİ Bakanlığının, Ramazan Akyürek’in, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı görevinden alınmasına ilişkin işlemin yürütmesinin durdurulmasına itiraz edeceği öğrenildi. Ramazan Akyürek, görevden alınmasına ilişkin İçişleri Bakanlığı işleminin iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle Ankara 14. İdare Mahkemesinde dava açtı. Ankara 14. İdare Mahkemesi, İçişleri Bakanlığının görevden almaya ilişkin işleminin yürütmesini durdurmuştu. Davalı İçişleri Bakanlığının, İdare Mahkemesinin bu kararına itiraz edeceği öğrenildi. İtirazı, Ankara Bölge İdare Mahkemesi karara bağlayacak. Eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, 16 Ekim 2009’da görevinden alınarak, Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığına uzman olarak atanmıştı. Akyürek’ten boşalan göreve de Konya Emniyet Müdürü Hüseyin Namal getirilmişti. |
29.01.2010 |
Telekulak mağduruna şikâyeti sorulacak |
UlaştIrma Bakanı Binali Yıldırım, “Yasa dışı dinlemelere yönelik yeni düzenlemeyle savcılık dinlenene ‘Mağduriyet yaşadın, şikâyetçi misin?’ diye soracak” dedi. Bakan Yıldırım, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleriyle PTT Genel Müdürlüğü Avrasya Lokali’nde bir araya geldi. Yıldırım, yasa dışı telefon dinlemelere ilişkin bir soru üzerine, yasa dışı dinlemelerin caydırıcılığı için cezaların artırılması amacıyla düzenleme yapıldığını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yasa dışı dinlemelerde şu anda şikayete bağlı dava açılıyor, soruşturma veya kovuşturma oluyor. Bunu da isteğe bağlı olmaktan ziyade savcının mağdura sorması şeklinde, yine isteğe bağlı ama tersinden resen açma olmuyor. Tekrar dosyanın aleni hale gelmesi, kamuoyunda tartışılmasını uygun bulmuyor, tekrar o acıyı yaşamak istemiyor. Savcılık ona soracak, ‘mağduriyet yaşadın, şikâyetçi misin?’ diyecek. Şimdi sorma yok, resen de yok. Kişi gidip şikâyet ederse bu hukuki süreç başlıyor. Bu biraz daha mağdurun lehine geliştiriliyor. Cezalar caydırıcı niteliği dikkate alınarak artılıyor. Süreçte bir tıkanma, gecikme yok. İmzaya açıldı kanun. İmza süreci tamamlandı veya tamamlanacak. Adalet Bakanlığı asıl kanun sahibi.” |
29.01.2010 |
AYM’den bir iptal daha |
Anayasa Mahkemesi, memurların ‘’toplu müracaat veya şikâyet etme’’ eyleminde bulunmaları halinde aylıklarından kesinti yapılmasına imkan sağlayan kanun hükmünü 10’a karşı 1 üyenin oyuyla iptal etti. Bursa 1. İdare Mahkemesi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 2670 sayılı Yasa’nın 31. maddesiyle değiştirilen 125. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan ‘’Toplu müracaat veya şikâyet etmek’’ alt bendinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmuştu. İptal talebini görüşen Yüksek Mahkeme, memurların ‘’toplu müracaat veya şikâyet etme’’ eyleminde bulunmaları halinde aylıklarından kesinti yapılmasına imkan sağlayan yasa hükmünü oy çokluğuyla iptal etti. İptal edilen hüküm, memurların ‘’toplu müracaat veya şikâyet etmek’’ fiilini gerçekleştirmeleri halinde ‘’brüt aylığından 1/30 ila 1/8 arasında kesinti yapılmasını’’ öngörüyordu. Konya 1. İdare Mahkemesi de 5525 sayılı Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun’un 1. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ‘’... 23/04/1999 tarihinden...’’ ibaresinin iptaline ve yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesi talebiyle Yüksek Mahkemeye başvurmuştu. Başvuruyu esastan görüşen Anayasa Mahkemesi, memurların disiplin suçlarından aldıkları cezaların af kapsamını ‘’23 Nisan 1999’’ tarihiyle sınırlayan düzenlemenin iptal talebini oy birliğiyle reddetti. |
29.01.2010 |
Cumhurbaşkanı seçimi alt komisyona havale |
TBMM Anayasa Komisyonunda görüşülen Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı, alt komisyona havale edildi. TBMM Anayasa Komisyonunda, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine ilişkin usul ve esasların belirlenmesine yönelik Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı görüşüldü. Adalet Bakanı Ergin, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine ilişkin usul ve esasları düzenleyen tasarı hakkında komisyona kısa bir bilgi verdi. Bakan Ergin, Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı’nın, seçmen tabanının genişletilmesi, demokratik katılımın daha çok sağlanması, yönetenleri belirleme sürecine halkın doğrudan katılımı gibi amaçlar gözetilerek düzenlendiğini söyledi. Tasarının tamamı üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasınına ardından komisyon üyesi milletvekillerinin, verdikleri önerge doğrultusunda, tasarı alt komisyona gönderildi. Tasarı, alt komisyonda, Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç’in aynı muhtevalı kanun teklifiyle birleştirilerek ele alınacak. |
29.01.2010 |
Teşvikler devam edecek |
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek kanunlaştı. Kanuna göre, ilk defa işe alınan ve çalıştırılanlar için sigorta primlerinin işveren hissesine ait tutarının İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmasına bu yıl da devam edilecek. Kısa çalışma ödeneği için 2008 ve 2009’da uygulanan esaslar, 2010 yılı için de geçerli olacak. 49 ilde uygulanan teşvikin süresi, 31 Aralık 2012’ye kadar uzatılacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, yetkili sendikanın belirlenmesinde, 1 Ağustos 2010 tarihinden sonra kendisine gönderilen üyelik ve istifa bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirilerini esas alacak. |
29.01.2010 |
Promosyonların tamamı çalışana |
MİLLÎ Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, promosyonların tamamının çalışanlara verilmesi için hazırlanan genelgeyi imzaladı. Eğitim-Bir-Sen’in Millî Eğitim Bakanlığı’nda yetkili sendika olarak katıldığı Kurum İdarî Kurulu toplantısında gündeme getirerek, imza altına aldığı, “Çalışanlara, maaşları karşılığında bankalarca verilen promosyonların tamamının verilmesi” kararı, Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun konuyla ilgili genelgeyi yayınlamasıyla uygulamaya girdi. Millî Eğitim Bakanlığı ile Eğitim-Bir-Sen arasında yapılan Kurum İdarî Kurulu toplantısında, “Başbakanlık tarafından hazırlanarak yayımlanan 2007/21 sayılı genelgenin 4. maddesinde kurumlarca yapılan protokoller uyarınca, banka tarafından verilecek promosyon miktarının tamamının personele dağıtılması genel ilke olarak benimsendiğinden, çalışanlara maaşları karşılığında bankalarca verilen promosyonların tamamının verilmesi yönünde düzenleme yapılması” imza altına alınmıştı. |
29.01.2010 |
Dar gelirli vatandaş kömürle ısınıyor |
Ülke genelinde etkili olan dondurucu soğuklar nedeniyle çok sayıda vatandaşın, geçen yıla göre yüzde 50’ye varan oranlarda fiyatları düşen kömürü tercih etmeye başladığı bildirildi. Tüm Kömür İthalatçıları Derneği (KİDER) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Muzaffer Polat, yaptığı açıklamada, ülke genelinde etkili olan dondurucu soğukların, soba ile ısınan vatandaşların kömür alımlarını hızlandırdığını belirtti. Kömür fiyatlarının geçen yıla oranla yüzde 50’ye varan oranlarda düşüş gösterdiğini ifade eden Polat, geçen yıl tonu 470 dolar olan portakal kömürün toptan fiyatının bu yıl 230 dolara düştüğünü, aynı şekilde geçen yıl ton fiyatı 380 dolara kadar çıkan ceviz kömürün toptan fiyatının da bu yıl 200 dolara kadar düştüğünü bildirdi.
TEZEK, LASTİK YERİNE UCUZ KÖMÜR YAKIYOR
Fİyatlardakİ bu düşüşte birçok etken olduğunu dile getiren Polat, şöyle devam etti: ‘’Çevre Bakanlığınca kömür ithalatının kolaylaştırılması bunların en önemlisi. Daha önce sınırlı sayıda ülkeden kömür alabiliyorduk. Şimdi kömür satın alabileceğimiz merkez sayısı arttı. Durum böyle olunca da kömür ithalatçılarının pazarlık şansı arttı. Özellikle yoksul mahallelerde ısınmak için çok farklı yakıtlar kullanılıyordu. Malî durumu kötü olan vatandaşlar, tezek, lastik gibi kendileri için ekonomik ama çevre için zararlı yakıtlar kullanıyordu. Şimdi artık bu kişiler ucuz kömürü kullanmaya başladı. Bu Bakanlığın uygulamasının ne kadar doğru ve yerinde olduğunu gösteriyor.’’ Polat, kömür fiyatlarındaki düşüş dolayısıyla doğalgazdan kömüre dönüşlerin de başladığını vurgulayarak, doğalgazla ısınamadığından, fazla fatura geleceği düşüncesiyle bütün odaları ısıtamadığından şikâyet eden birçok vatandaşın bu yıl kömür satın aldığını bildirdi.
GEÇEN YILKİ ZAMLAR TEDİRGİN ETTİ
Doğalgazda geçen yıl kış ortasında gelen zamların, insanları bu yıl da havalar soğuyunca zam geleceği yönünde tedirginliğe ittiğini anlatan Polat, şöyle konuştu:’’Doğalgazda, zamlar belli hesaplar çerçevesinde belirlendiği için kışın ortasında da sonunda da fiyatlar artırılabiliyor. Ama kömürde fiyatlar serbest piyasa koşullarına göre belirleniyor. Bu nedenle kış aylarında kömür fiyatlarında ani bir yükselme söz konusu olmuyor. Yani kömürde kışın ortasında zam gelme tedirginliği olmuyor. Aksine bu yıl fiyatlar yüzde 50’ye yakın düştü. Bu da kömüre olan talebi ciddî oranda arttırdı. Eskiden olduğu gibi kömürle ısınma özlemi başlıyor. İnsanlar daha önce evlerinin içinde pijamayla dolaşıyordu, şimdi doğalgazla evini ısıtamayınca hırka giyiyor. Kombinin derecesini yükseltince de fatura biraz kabarık geliyor.’’ Polat, fiyatların düşmesinin kömüre olan talebi artırdığını, kömüre geçişlerin daha da artacağını düşündüklerini sözlerine ekledi. |
29.01.2010 |
Balıkesir büromuzda devir teslim |
Yenİ Asya Gazetesinin Balıkesir Temsilciği görevini bundan böyle Ali Kurnaz yürütecek. Enver Tezer’in yaklaşık yirmi beş yıldan beri sürdürdüğü büro hizmetleri ağır bir kalp ameliyatı geçirmesi dolayısıyla sona erdi. İlerlemiş yaşının yanında sağlık problemlerinin de etkisiyle bu görevini Ali Kurnaz’a devreden Enver Tezer, “Şayet sağlığım elverseydi bu hizmeti bir süre daha götürecektim. Yıllardır emek verdiğim büroyu içim buruk olarak devrediyorum. Ali Kurnaz kardeşimizin bu görevi bizlerden daha iyi yapacağına inanıyorum” dedi. Ali Kurnaz da “Yeni Asya bayrağını dalgalandırmak ve arkadaşların da teşvikleriyle” bu göreve talip olduğunu belirterek “İnşallah ben de temel prensiplerimiz doğrultusunda Enver Ağabeyden devraldığım bu temsilcilik görevini daha fazla gayret ve heyecanla çalışarak sürdüreceğim. Bizi tanıyan veya tanımayan bütün kardeşlerimizin ihlâslı ve samimî dualarına ihtiyacımız var” dedi. Yeni Asya Gazetesi Balıkesir Temsilciliği adres ve telefonları: Karesi Mah. Karesi Sok. No: 15/A Balıkesir Tel: 0(266)-239 65 64, Tel- Fax: 0(266)-244 77 05, GSM: (0532) 465 30 81. |
29.01.2010 |
16 yıl hapis cezası alan terörist yakalandı |
Adana’da, 1992-1997 yıllarında çeşitli terörist eylemlere katıldığı gerekçesiyle hakkında kesinleşmiş 16 yıl 8 ay hapis cezası bulunan sanık yakalandı. Alınan bilgiye göre, 2007 yılında Diyarbakır Özel Yetkili 6. Ağır Ceza Mahkemesince gıyabında yapılan yargılama sonucu, hakkındaki suçlamalar sebebiyle 16 yıl 8 ay hapis cezası verilen Mehmet Önen’in (33) Adana’da bulunduğu bilgisini alan ekipler çalışma başlattı. Önen’in babasının Hadırlı Mahallesi’ndeki evini gözetim altına alan emniyet ekipleri Önen’i evden çıktıktan sonra yakaladı. Önen’in 1993’te Bingöl’ün Genç ilçesinde demiryolu raylarının sökülmesi, 1994’te Suveren Jandarma Karakoluna taciz ateşi açılması, aynı yıl, askerî konvoya pusu kurma olayına karıştığı, Doğanlı mevkiinde Elazığ-Tatvan seferini yapan yük trenine silâhlı saldırıda bulunduğu öğrenildi. Çeşitli olaylara karışan Önen’in, 1994’te Genç ilçesinde jandarma binbaşı Mahmut Şahin ile jandarma komando er Ahmet Nalçacı’nın şehit edilmesi olayında da yer aldığı belirtildi. Emniyet 'e getirilerek işlemleri yapılan zanlı, cezaevine gönderildi. |
29.01.2010 |
Öğrencilere müzikli deprem eğitimi |
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü eski Müdürü ve Türk Kızılayı Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, çocuklara depremden korunma yollarını müzik eşliğinde anlatacak. Prof. Dr. Işıkara, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Millî Eğitim Müdürlüğünün iş birliği ile İstanbul’da depreme karşı bilinçli çocuklar yetiştirmek amacıyla yeni bir proje hazırladıklarını kaydetti. ‘’Depremden Korunma Bilinci’’ seminerlerinde Türkiye’de ilk kez farklı bir uygulamaya imza attıklarını kaydeden Işıkara, çocukların öğrendikleri şeyleri unutmaması için ‘’eğlenerek öğrenmeleri’’nin çok etkili olduğunu belirtti. Projeyi İstanbul’daki bütün ilçelerde uygulamayı düşündüklerini dile getiren Işıkara, ’’İstanbul’da öğrencilerde deprem bilincini artırmaya yönelik seminerlere 13 Ocakta başladık. Çocuklara depremden korunma yollarını müzik eşliğinde anlatıyoruz. Şu anda sömestr tatili nedeniyle projeye ara verdik. Nisan ayına kadar, öğrencilerle buluşmaya devam edeceğiz. Çocuklar eğlenerek öğrenecek. Bu Türkiye’de bir ilk." |
29.01.2010 |
Erzurum -32 ile dondu |
Doğu Anadolu Bölgesi’nde dondurucu soğuk hava etkisini sürdürüyor. İl Özel İdare müdürlüklerine bağlı karla mücadele ekipleri, zaman zaman etkili olan tipiye rağmen kapalı köy yollarının ulaşıma açılması için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Karla mücadele ekipleri, ayrıca yolu ulaşıma kapalı olan köylerden hastaları alarak hastaneye ulaştırıyor. Ekipler dün öğle saatlerine kadar 9 hastayı, kar üstü araçlarla hastanelere yetiştirildi. Bölgede gece en düşük hava sıcaklığı eksi 32 dereceyle Erzurum’da yaşandı. Meteoroloji Erzurum Bölge Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, Sibirya üzerinden gelen soğuk hava, bölgede hayatı olumsuz etkiledi. Gece en düşük hava sıcaklıkları, sıfırın altında olmak üzere Erzurum’da 32, Ağrı’da 29, Ardahan’da 21, Kars’ta 17, Erzincan’da 14 ve Iğdır’da 9 derece olarak ölçüldü. Dondurucu soğuk hava, bölgede hayatı olumsuz etkiliyor. |
29.01.2010 |
-15 derecede balık avı |
Van Gölü’nde avlanarak geçimlerini sağlayan balıkçılar, termometrelerin eksi 15 dereceyi gösterdiği gölde aşırı soğuk havaya rağmen avlanıyor. alınan bilgiye göre, 3 bin 764 kilometrekarelik yüz ölçümü ile Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ise beşinci büyük gölü olan Van Gölü, kış mevsiminde inci kefali avcılığı yapan balıkçıların kazanç kapısı oldu. Dünyada sadece Van Gölü’nde yaşayan inci kefalinin, son yıllarda üreme dönemi olan ilkbahar ve yaz aylarındaki avcılığının önlenmesiyle verimi arttı. Balıkçıların kış balıkçılığına yönlendirilmesiyle göl üzerindeki tekne sayısında da artış oldu. Göle, sabah erken saatlerde açılan balıkçılar, bir gün öncesinde bıraktıkları metrelerce uzunluktaki ağları tekneye çekiyor. Kar yağışı ve dondurucu soğuğa aldırış etmeden ağlara takılan balıkları tek tek ayıklayan balıkçılar, ağlarını yeniden gölün derinliklerine bırakıyor. |
29.01.2010 |
Onları da unutmayalım |
Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kemal Şenpolat, aşırı soğukların yaşandığı günlerde, insanların kendilerini düşündüğü kadar sokakta yaşayan hayvanları da düşünerek, yardım etmeleri yönünde çağrıda bulundu. Şenpolat, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin batısında ve doğusunda yaşanan soğuk günlerde, insanların sokak hayvanlarını gözetmeleri gerektiğini söyledi. Sokak hayvanları için ‘’ben ne yapabilirim ki’’ düşüncesinden herkesin sıyrılıp, ‘’çok şey yapabilirim’’ düşüncesiyle sokak hayvanlarına sahip çıkılabileceğini vurgulayan Şenpolat, şunları kaydetti: ’’Bu dünyada hayvanlarla hep birlikte yaşadığımızı, birlikte olduğumuzu bilerek ve onların da yaşama hakkı olduğunu hissetmeli ve bu soğuk günlerde yiyecek yardımında bulunmalıyız. Anadolu insanının büyük yürekliliğiyle, hayvansever olsun olmasın herkesin duyarlılık göstermesi gerekiyor." |
29.01.2010 |
Ahlâkî yenilenmeye ihtiyaç var |
UluslararasI Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) tarafından düzenlenen “İş hayatında erdemli insan” konulu beyin fırtınası haftasonu UTESAV Genel Merkezi’nde, Akademisyenler, İşadamları ve UTESAV mütevelli Heyeti üyelerinin katılımıyla gerçekleşti. Toplantının açılış konuşmasını yapan UTESAV Başkan Yrd. Sami Yılmaz, UTESAV’ın değerler ve erdemlilik konularına odaklandığını ve bu konularda, ekonomik kalkınma ve değerler, tüketim ve değerler konularında çeşitli beyin fırtınası toplantıları ve sempozyumlar ve proje bazlı çalışmalar sürdürdüğünü belirterek ‘iş hayatında erdemli insan’ konusunda çeşitli bilimsel ve entelektüel faaliyetler yaptıklarını bildirdi. Yılmaz, “Bugün erdemlilik konusunda düzenlediğimiz beyin fırtınası ile iş ve sosyal hayatta değerlerin ortaya çıkartılması ve medeniyetimizin bu alanda kaydettiği birikimin keşfedilerek, günümüze yeni bir üslûpla aktarılması gerekmektedir. İşhayatında özellikle erdemli olmanın, ahlâklı olmanın önemini sürekli vurgulamalıyız. Global ekonomik krizin, gerçekte aşırı hırs ve ahlâksızlık nedeni ile ortaya çıktığını dikkate alırsak bugün iş ve sosyal hayatımızın en öncelikli meselesinin aslında ahlâk ve erdem konusu olduğunu rahatlıkla görebiliriz. Günümüzde aile şirketlerinde aile anayasaları oluşturuluyor. Bu yasalarda bazı değerler kurallar haline getiriliyor. Çünkü bu değerler olmadan iş hayatının sürdürülebilir olması uzun vadede mümkün değildir. Bu yüzden erdemli olmanın işhayatında hakim olması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
TOPLANTININ ARDINDAN SONUÇ BİLDİRGESİ
Toplantının ardından hazırlanan beyin fırtınasının sonuç bildirisindeki görüş ve tavsiyelerden bazıları şunlar:
1. Erdemli insan olmadan iş hayatında erdemli iş adamı ve çalışan olmaz. Konuya daha köklü bir yaklaşım gerekmektedir. 2. Dindar tüccarlar İslâm ahlâkını ilkelerini günümüz şartlarında nasıl uygulanacağı konusunda çok önemli roller üstlenebilirler. 3. İş hayatı ve erdem, tüccar ve erdemliliğin bir arada olamayacağı önyargısını İslâm ortadan kaldırmıştır. 4. Ahlâksızlık iş hayatında başarısızlığa sebep oluyor. 5. İktisadî insan rasyonel bir modeldir. Gerçek akıllı insan uzun vadeli düşünür. Müşterisini aldatmaz. Bozuk mal verdiğinde onu hemen değiştirir. 6. İş adamları para kazanmanın yanı sıra kültür ve san'atla da ilgilenmeli ve geniş bir vizyona sahip olmalıdırlar. 7. İş adamları esasında erdemli olmak istiyorlar, fakat bu konuda bilgi eksikliği var. 8. Bu bilgi eksikliklerini giderebilmek için, iş hayatına inebilecek, pratik hayatta karşılığı olabilecek uygun yöntemlerin belirlenmesi gerekiyor. 9. Güzel insan ahlâklı insandır. Güzel insan olmadan iş hayatında ahlâklı insan olunmaz. 10. Hayat bir bütündür. Hayatın parçalara ayrılmasıyla iş hayatında kapitalist ol, kendi yaşantında ahlâklı ol gibi bir yaklaşım çok yanlıştır. 11. Topluma faydalı olmak aslında kişinin kişisel, manevî tatminini de sağlamaktadır. |
29.01.2010 |
Minare yasağına karikatürlü tepki |
Dünyaca ünlü karikatürist Osman Suroğlu’nun Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı Taş Karikatür Dergisi son sayısında ‘Minarelere Özgürlük’ konusunu işledi. Derginin 500 adedi İsviçre’de faaliyet gösteren Türk derneklerine ve İsviçreli bürokratlara gönderildi. Sanat Eğitim Merkezi kursiyerleri tarafından Büyükşehir Belediyesi sponsorluğunda çıkarılan derginin yeni sayısı geçtiğimiz aylarda İsviçre’de yaşanan minare krizini sayfalarına taşıyarak konuyu çizgilerle protesto etti. İsviçre’de yaşanan minare krizinin özgürlükleri hiçe saydığını ifade eden Taş Karikatür Dergisi Editörü Safa Polat, bu zihniyete sanatçı perspektifiyle tepki gösterdiklerini, bu tepkinin karikatür yoluyla Türkiye’de bir ilk olduğunu söyledi. |
29.01.2010 |
Cami Mimarisi Fikir Yarışması düzenlendi |
Kayserİ Büyükşehir Belediyesi, hayatı boyunca, aralarında Selimiye ve Süleymaniye camilerinin de bulunduğu, 84’ü cami 364 eser yapan Mimar Sinan anısına ‘’Cami Mimarisi Üzerine Fikir Yarışması’’ düzenledi. Serbest, ulusal ve tek kademeli mimarlık yarışması için başvurular, 30 Mart’a kadar alınacak. Yarışma kapsamında, mimarlar, herhangi bir yerden bağımsız olarak, 500 kişilik kapalı ibadet mekânına sahip bir camiye ilişkin proje önerilerini sunacak. Yarışmacılar, şartname alarak isim ve adreslerini yarışma raportörlüğüne kaydettirecek. Şartname bedeli 100 lira olarak belirlendi. Yarışmaya ilişkin sorular, 1 Mart’a kadar cevaplanacak. Yarışma için projeler 30 Mart günü saat 17.00’ye kadar teslim edilecek ve bu süre kesin olarak uzatılmayacak. |
29.01.2010 |
Apple’ın tablet bilgisayarı: iPad |
Neredeyse bir yıldır internette yoğun tartışmalara konu olan yeni Apple ürünü tablet bilgisayar iPad adıyla açıklandı. iPad sadece 0.75 kg ağırlığında, 1.30 cm kalınlığında ve 9.7 inç çoklu dokunuş özelliği taşıyan ekrana sahip. iPad, ivmeölçer sayesinde ister dikey ister yatay tutulabiliyor. Cihazın zenginleştirilmiş ve uyarlanmış bir iPhone işletim sistemi kullandığı görülüyor. Arayüz, iPhone ekranı gibi bolca uygulama ve kısayol barındırıyor. İnternet tarayıcı olarak tablete uyarlanmış bir Safari versiyonu göze çarpıyor. Ekran ise iPhone veya MacBook’lardaki 16:9 oranından ziyade 4:3’e daha yakın. 1 GHz hızında Apple A4 işlemciyle çıkan ürünün sabit belleğinin 16 ile 64 GB arasında olacağı açıklandı. Cihazda Wi-Fi ve Bluetooth 2.1 kablosuz bağlantı özellikleri standart. Ancak 3G modemli versiyonları da piyasaya sürülecek. ABD’de 499 dolardan başlayacak fiyatlar bellek arttıkça ve 3G eklendikçe artıyor. 3G modemi olmayanlar 32GB bellek için 599, 64GB belleklisi için 699 olarak açıklandı. Modellere istenirse 130 dolar farkla 3G modem ekleniyor. |
29.01.2010 |
Ayder’de Kardan Adam Şenliği |
Rİze’de Çamlıhemşin Doğa Sporları Kulübü (ÇADOSK) başkan yardımcısı Osman Demirci, Kardan Adam Şenliği için günlerdir süren hazırlıklarının tamamlanma aşamasına geldiğini belirtti. Birkaç gün öncesine kadar Ayder’de kar olmaması sebebiyle endişelendiklerini, ancak son günlerde yağan kar sonucu yaylada 1 metre civarında kar olduğunu ifade eden Demirci, şunları söyledi: ‘’Bu yıl şenliklere Türkiye’deki tüm dağcılık kulüplerini dâvet ettik. 30 Ocak Cumartesi günü şenlik alanının düzenlenmesi çalışmaları yapacağız. 31 Ocak Pazar günü ise kardan adam yapma, kar üstünde halat çekme, kayak, kar üstünde kano yarışmaları, paintball müsabakası düzenlenecek.’’ |
29.01.2010 |
Çocuk kazalarında oyuncağa dikkat |
Osmanİye Sağlık İl Müdürü Dr. Mehmet Cingöz, oyuncakların çeşitli şekillerde kazalara sebep olduğunu belirterek, oyuncak alırken dikkat edilmesi gereken hususlar konusunda ailelere önemli uyarılarda bulundu. Çocukların yaşadığı kazaların büyük bir bölümünde onların oyuncaktan düşmesi, başlarına oyuncak atılması veya oyuncağa takılıp düşmeleri gibi etkenlerin başrol oynadığını kaydeden Dr. Cingöz, oyuncağın kendisinden kaynaklanan hatalar ve eksiklerinde kazalara sebep olabileceğini söyledi. Sağlık İl Müdürü Dr. Mehmet Cingöz, “Büyük çocuklar için dizayn edilmiş oyuncaklar küçük çocukların eline verilmemelidir” dedi. |
29.01.2010 |