23 Aralık 2013, Pazartesi
Türkiye’deki son gelişmelerin, kader ve hikmet cihetiyle, Risale-i Nur hizmetinin önündeki engellerin bertaraf edilip aşılması noktasında hayırlı neticelere vesile olacağını ifade etmek, herhalde yanlış olmaz.
Eski devirlerdeki engeller, daha ziyade laiklikliği dinsizlik olarak anlayıp o şekilde uygulayan ceberut zihniyetin aamansız baskı ve tazyiklerı şeklindeydi.
Sonrakiler ise daha ziyade “din ve dindarlık” perdesiyle öne sürüldü.
Bu engellerden biri olan ve “siyasal İslam” olarak ifade edilen anlayışın doğurduğu sıkıntı ve problemler, son tartışmalarla çok daha net bir şekilde gözler önüne serildi.
“İktidar eksenli” bir “hizmet” anlayışının çatışmaları beraberinde getirip ötekileştirme, kutuplaşma ve kamplaşma gerilimini körüklemesi ve ilaveten, rüşvet-yolsuzluk iddialarının “dindar” bilinen kadrolar üzerinden de gündeme gelmesine yol açması, Risale-i Nur’da altı çizilerek vurgulanan ikaz ve ihtarların isabetini tekrar tekrar teyid eden örnekler oluşturdu.
Cereyan eden iktidar çatışmasındaki taraflardan birinin, kendisi ısrarla reddettiği ve izlediği yöntemlerde Risale-i Nur prensipleriyle örtüşmeyen cihetler de bulunduğu halde Nurculukla ilişkilendirilen bir hareket olması ve son tartışmaların, Risale-i Nur’la çeliştiği noktalar üzerinden camiayı yıpratan sonuçlar ortaya çıkarması da bir başka önemli husus.
Böylece, ister parti yoluyla, isterse devlette kadrolaşarak iktidarı önceleyen “hizmet anlayışları”nın yol açtığı bu sıkıntılı sonuçlar, dine hizmetin siyaset topuzuyla değil, ancak nur göstererek olabileceği dersini veren Risale-i Nur metodunun haklılığını bir kez daha çok açık bir şekilde ortaya çıkardı.
Bu durum, aynı zamanda, yayın çizgisini Risale-i Nur ölçülerine göre şekillendiren Yeni Asya’nın duruşundaki isabeti de doğrulamış oldu.
Onun için, hadiselere “Risale-i Nur’un ve Yeni Asya’nın önü açılıyor” nazarıyla bakmamızda bir beis olmasa gerek.
Üstadın bir asır önce Hutbe-i Şamiye’de verdiği “Hakikat güneşini perdeleyen maniler zeval bulmaya başlıyor” müjdesinin bir boyutunu bu son gelişmelere bakarak böyle okumamızda da.
Son dönemde başlattığımız neşriyat eksenli hizmet seferberliği dalga dalga her tarafta her tarafa yayılırken, bu çerçevedeki gayret ve çalışmalarımızı böyle bir tesbitten alacağımız ilave şevk ve motivasyonla daha da katlayarak devam ettirmemiz gerekmez mi?
Evet, gazetemiz başta olmak üzere dergilerimizi, kitap neşriyatımızı ve diğer hizmetlerimizi şaha kaldırmak için daha neyi bekliyoruz?
***
Yeni Asya Neşriyat’ta yeni yapılanma
Yeni Asya Neşriyat birimimizi yeniden yapılandırma süreci devam ederken, bu ünitenin koordinatörlüğüne Dergiler Yayın Koordinatörü Abdullah Eraçıkbaş getirildi. Kitapları ve yazılarıyla tanıdığımız Mehmet Ali Kaya da aynı bölümde göreve başladı.
Bu meyanda, yıllardır ağırlıklı olarak risalelerin yeni tanzimle neşri çalışmalarında büyük emekleri geçen Malik Atom emekliye ayrıldı. Daha önce de Neşriyat Yayın Yönetmeni Alaeddin Temur emekli olmuştu.
Neşriyat hizmetinin emektarlarından Atom’a ve Temur’a şimdiye kadar ki gayret ve çalışmaları için teşekkür ediyor; Eraçıkbaş ve Kaya’ya hayırlı başarılar diliyoruz.
Okunma Sayısı: 1871
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.