Aydın’dan Gürkan Özsoy: “1- Şişmanlık günah mıdır? Şişmanlığa günah diyen insanlar bunu fazla yemekle, yani israfla ilişkilendiriyorlar. Hâlbuki bir şişmandan çok daha fazla yemek yediğine şahit olduğumuz zayıf insanlar var. Bu meselenin aslı nedir? 2- Hz. Peygamber (asm), “Kıyamet günü, şişman, iri bir adam mizana getirilip tartılır da, Allah indinde sinek kanadı kadar ağırlığı olmadığı görülür” buyurdular. Ve sonra da Kehf Sûresi 105’i okudular. Bu âyet şişman insanları mı kâfir olarak adlandırıyor veya Hazret-i Peygamberin (asm) hadisinin bu âyetle demek istediği tam olarak nedir?”
Şişmanlık ve Hükmü Nedir?
Şişmanlık, vücutta fazla miktarda yağ birikmesi ile ortaya çıkan ve haliyle tedavi gerektiren bir hastalıktır. Şişmanlık bazen genetik olarak geliştiği gibi, bazen ve genellikle de yemek yeme alışkanlığına ve hareketsizliğe bağlı olarak gelişir.
Fakat şişmanlık gibi bir günah tarifimiz yoktur. Kaynağı helâl olmak şartıyla, kişinin yedikleri veya içtikleri ihtiyacından fazla da olsa, kişiye haram veya günah değildir.
Fakat fazla yemek sünnete aykırıdır. Hazmedeceğin kadar yemek esastır. Bu sebeple sünnet olan, doymadan kalkmaktır. Şifa da bundadır.
Eğer, ihtiyaçtan fazla yemek yemenin hükmü nedir denecek olursa, ‘mekruhtur’ denebilir. Kaynağı haram olmadıkça haramdır denmez.
Küfürle hiç ifade edilmez! Esasen şişmanlıkla küfür arasında hiçbir bağlantı yoktur ve kurulamaz.
Az Yemekte ve Hazımda Şifa Vardır
İsrafın haram oluşu ayrı bir meseledir. Kişi zayıf da olsa, israf ediyorsa günah işlemiştir demektir.
Yani israfı şişmanlıktan veya zayıflıktan farklı değerlendirmek gerekiyor.
Peki, ihtiyaçtan fazla yemekle kişi israf etmiş olmuyor mu?
El-hak, israf etmiş oluyor. Kendine de işkence etmiş oluyor.
Çünkü tıbben biliniyor ki, az yemek şifanın esasıdır. Çok yemek ise hastalıkların menşeidir. Çünkü beden hazmedemeyeceği bir yemekten çok rahatsız olur.
Bediüzzaman, İbn-i Sina’nın şu sözünü naklediyor: “İlm-i tıbbı iki satırla topluyorum: Sözün güzelliği kısalığındadır. Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört beş saat kadar daha yeme. Şifa hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin miktarı ye, nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, taam taam üstüne yemektir.”1
Kıyamet Günü Şişmanın Mizanı
Peygamber Efendimiz’in (asm) ifade buyurduğu, “Kıyamet günü, şişman, iri bir adam mizana getirilip tartılır da, Allah indinde sinek kanadı kadar ağırlığı olmadığı görülür.” hadisini şöyle yorumluyoruz:
1- Şişmanlık veya zayıflık Allah katında makbul bir değer ifade etmez.
2- Şişman ya da zayıf bir adam, eğer midesini haram şeylerle doldurulmuş ise, bu ahirette başını fazlasıyla ağrıtacaktır. Kişiye günah ve bela olarak yetecektir.
3- Allah katında beden azameti ve cüsse büyüklüğü veya küçüklüğü değil, amel, ahlâk güzelliği ve takva önemlidir.
4- Allah’ı çok zikreden ve çok şükreden bir kul, eğer haram lokma yememişse, şişman da olsa, -inşallah- Allah katında makbuldür. Şişmanlıktan ötürü ayrı bir hesabı yoktur. Böyle makbul kişiler, hadis-i şerifin inzarından ve uyarısından hariçtir.
Amelleri Boşa Çıkaran Şey Nedir?
Amelleri boşa çıkaran şey inkârdır, küfürdür, imansızlıktır.
“Onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na kavuşacaklarını inkâr eden, böylece amelleri boşa çıkan, o yüzden de kıyamet gününde amelleri için bir terazi kurmayacağımız kimselerdir.”2 mealindeki âyetin şişman insanlarla alâkası yoktur.
Bu âyet inkârla alâkalıdır.
İnkâr varsa bu bütün amelleri boşa çıkarıyor. Mesele budur.
İnkâr yoksa ameller teraziye girer.
İnkâr bütün amelleri boşa çıkaracağı için, inkârcıya, münkire, kâfire terazi kurmaya gerek olmayacaktır. Yaptıkları iyilikleri karşılığında kendilerine zaten dünya hayatında ikram edilmiştir. Bu kişilere ahirette ikram edilmeyeceği âyetten anlaşılıyor.
Dipnotlar:
1- Lem’alar, s. 151. 2- Kehf Sûresi: 105.