"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Rahman’ın insana olan yakınlığı

Süleyman KÖSMENE
28 Nisan 2016, Perşembe
Mahmut Bey: “İnsan kendi cemaline bakarak Allah’ı nasıl tanıyabilir? İnsanın Rahman suretinde yaratıldığı şeklinde bir hadis var mıdır? Varsa izahı nedir?”

ALLAH ŞEKİLDEN MÜNEZZEHTİR       

Allah’ın ne Zât’ına, ne sıfatlarına, ne isimlerine, ne de Rahman ismine bir “sûret” vermek mümkün değildir. Allah hayal ettiğimiz bütün suretlerden, şekillerden ve biçimlerden münezzeh ve müstağnidir. O’nun misli, eşi, ortağı, dengi ve benzeri yoktur. 

Öte yandan Kur’ân’da da, hadislerde de “Allah’ın Zât’ı” bazen “Rahman” ismi ile ifâde edilmiştir. 

İşte iki âyet:  

*”İlâh’ınız tek bir İlâh’tır. O Rahmân ve Rahîm’den başka ilah yoktur.”1 

*”Rahman Kur’ân’ı öğretti. İnsanı yarattı. Ona konuşmayı öğretti.”2  

Bahsettiğiniz müteşabih hadis Müslim’de geçiyor ve şöyledir: 

“Allah insanı Rahman suretinde yarattı.”3  

Bu hadisin yine Müslim’de şöyle bir rivayeti vardır: “Allah, Âdem’i Kendi suretinde yarattı.”4

Fakat bu hadis müteşabih olduğundan, yani ilim kuvveti olmazsa yorumlaması güç olduğundan, bu hadisin yorumunda batıl mezhepler ile aşk veya sekr halindeki bazı kimseler dalâlete düşmüşlerdir.

Üstad Saîd Nursî Hazretleri ise bu hadisi daha meal safhasında tevhid inancına uygun şekilde şöyle tevil etmiştir. 

Yani bu hadise şu şekilde meal vermiştir: 

“Allah insanı Rahman ismini gösterir surette yarattı.”5  

RAHMAN İSMİNİN TECELLİLERİ      

Bediüzzaman’a göre aşk, sekr ve istiğrak hallerinde (hakikatlerle aklı başından gitmiş ve hale boğulmuş) bulunan kimselerin bu hadis-i şerife maksadını aşan bir mânâ yükleyerek insanın manevî simasına yanlış olarak “Rahman’ın sureti” nazarıyla bakmalarında belki mazur sayılabilirler; fakat aklı başında olanlar tevhit inancına uygun mânâ vermezlerse mesul olurlar.  

Saîd Nursî Hazretleri’ne göre bu hadis-i şerifin çok mânâlarından birisi şudur: İnsan Rahmân ismini tamamıyla gösterir bir surette yaratılmıştır. Kâinat simasında “bin bir ismin” cilveleri adeta tek isme dönüşerek ‘’Rahman ismi”  göründüğü gibi; yeryüzünün simasında Allah’ın mutlak Rabliğinin hadsiz cilveleri yine tek isim gibi gözükerek Rahman ismi kendini gösteriyor. 

 Keza insanın bir bütün olarak maddî-mânevî suretinde de minimum ölçüde yine Rahmân isminin tam bir cilvesi görünüyor. Yani insan Allah’ın bin bir isminin tecellisini üzerinde taşımaktadır. Bu hadisiyle Peygamber Efendimiz (asm) mecâzî bir ifâde tarzı ile, Allah’ın insanı en güzel tarzda, bütün isimlerini gösterir, bildirir, tanır ve tanıttırır biçimde yarattığını veciz bir biçimde beyan etmiştir. 

RAHMAN, REZZAK VE İNSAN    

Yeryüzünde bulunan “hayatı” ve “insanı” Allah’ın yarattığı o kadar açıktır ki... Nasıl ki güneşin timsalini ve aksini tutan parlak bir aynaya, parlaklığına işâreten ve mecazen, “o ayna güneştir!” denilebiliyor ise;  “İnsanda Rahman sureti vardır” denildiğinde de, insanın “Allah’ın Zatına ve sıfatlarına” çok net ve çok açık bir biçimde delâlet ve işaret ettiği ifade edilmiş olmaktadır.6 

Meseleye bir de, Rahman’ın, Rezzak mânâsında7 olduğu noktasından yaklaşacak olursak: İnsanın maddî -manevî bütün sureti, biçimi ve şekli şiddetle rızka muhtaçtır. Hayatının devam ve bekasını sağlayan her şey insan için rızık demektir ve bunu takdir ve ihsan eden de, Rahman olan Cenâbı Hak’tır. “Rahman”, “Rezzak” ve “insan” arasında bu mânâda bir bağ kurmak, elbette mümkündür. 

Netice itibariyle, aklı başında olan insan hangi tavrına, hangi sıfatına, hangi duygusuna, hangi tabiatına, hangi cemaline, hangi azasına baksa; önce kendi varlığını değil, Allah’ın varlığını, birliğini ve sıfatlarını tanır, bilir, görür, gösterir ve idrak eder. Kendini bilen, Rabb’ini bilir. Kendini dikkatle tetkik eden, Rabbini saygı ile idrak eder.

İnsana en yakın olan kendi bedeni değil, kendi nefsi değil, kendi ruhu değil; Rahman’dır.

Dipnotlar:

1- Bakara Sûresi 2/163.
2- Rahman Sûresi, 55/1,2, 3.
3- Lem’alar, s. 103
4- Müslim, Birr, 115; Müslim, Cennet, 28.
5- Lem’alar, s. 103.
6- Lem’alar, s. 104.
7- İşârâtü’1-İ’câz, s. 21.

Okunma Sayısı: 2573
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı