Eskişehir’den Necmi Özkan: “Ettahıyyatü duâsı içinde olan Esselamü aleyke ya eyyühennebiyyü” kelimesini namazda hangi sıfatla okuyacağız?”
NAMAZDA KULLUK SIFATI
Biz kul olduğumuza göre, namazda okuduğumuz bütün duâları, sûre ve âyetleri elbette kulluk sıfatıyla okuyoruz. Namazda Allah’a (cc) karşı başka sıfatımız yoktur.
Bilindiği gibi bu ibare Mi’raçta Allah’ın (cc), kendi Resulüne (asm) verdiği selâm ifadesidir. Biz bu ifade ile, yani Allah’ın (cc), Resulü (asm) için kullandığı aynı ifadelerle namazda Resulullah’a (asm) selâm vermiş olmaktayız.
Bilindiği gibi, Mi’raçta Resul-i Kibriya Efendimiz (asm) ile Cenâb-ı Allah (cc) arasında vuku bulan selâmlaşma ibareleri, Ettahıyyatü duâsı olarak namazımıza girmiş; böylece bu duâ, namazın mü’minin mi’racı olmasının bir alâmet-i farikası olmuştur.
Resul-i Ekrem Efendimiz’in (asm) Mi’raç’da Cenâb-ı Hakk’a karşı sarf ettiği selâm cümlelerini Bedîüzzaman Hazretleri kelime kelime tefsir ediyor.
İbn-i Mesud’un rivayetiyle Hanefilerin okuduğu metnin ilk cümlesi şöyledir:
“Ettahiyyatü lillahi vesselavatü vettayibatü”1
İbn-i Abbas’ın rivayetiyle Şafiilerin okuduğu metnin ilk cümlesi de şöyledir:
“Ettahiyyatü’l-Mübârekâtü’s-Salavâtü’t-Tayyibâtü lillah”2 Burada iki metin arasında bir sıralama farkı gözüküyor. Ayrıca İbn-i Abbas’ın rivayetinde “El-Mübarekâtü” ibaresi fazla bulunuyor. Bu ibare İbn-i Mesud’un metninde bulunmuyor.
Bu durumu bir nakise saymak doğru olmaz. Her iki rivayet de sahihtir. Nitekim yüce dinimizde farklılık; genişliktir, zenginliktir, güzelliktir ve büsbütün rahmettir.
ETTAHİYYATÜ’NÜN KELİME KELİME MANASI:
Ettehiyyâtü: Bütün hayat sahibi varlıkların hayatlarıyla gösterdikleri tesbîhât, Yaratıcı’larına takdim ettikleri fıtrî hediyeler ey Rabb’im, Sana mahsustur. Ben dahi bütün onları bilerek, düşünerek, hissederek ve iman ederek Sana takdim ediyorum.”
El-Mübârekâtü: Bütün bereket ve tebrik sebebi ne varsa, “bârekallah” dedirten ve mübarek denilen hayatın özü ve çekirdeği olan mahlûkların, bilhassa tohumların, çekirdeklerin, tanelerin ve yumurtaların fıtrî mübârekiyetlerini, tebriklerini, bereketlerini ve ibadetlerini onları temsilen Sana takdim ediyorum.
Es-Salâvâtü: Canlıların özü olan ruh sahibi varlıkların husûsî ibâdetlerini ve duâlarını Rabb’im, onları temsîlen Sana arz ediyorum.
Et-Tayyibâtü: Rûh sahibi varlıkların da özü olan kâmil insanların ve mukarrebîn meleklerin kalplerinin tertemiz şükür ve zikirlerini, nuranî ve yüksek ibadetlerini, Rabb’im, onları temsilen Sana takdim ediyorum.
İlk cümle içinde Peygamber Efendimiz (asm) bütün taifelerin, bütün varlık sınıflarının ve bütün kâinat fertlerinin selâmlarını arz ettikten sonra; Cenâb-ı Hak şöyle mukabele buyuruyor:
“Esselâmü aleyke ya eyyühennebiyyü ve rahmetullahi ve berekâtühü” “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi; selâmını getirdiğin varlıkları temsilen senin üzerine olsun ey Şanlı Nebi!”
Peygamber Efendimiz (asm) bu İlâhî selâma da şöyle mukabelede bulunuyor:
“Esselâmü aleynâ ve ala ibadillahissalihin.”
“Senin yüce selâmın bütün varlıklar olarak (veya Cebrail ile birlikte) üzerimize ve senin salih kullarının üzerine olsun.”
CEBRAİL ALEYHİSSELÂM’IN ŞAHÂDETİ
Mi’raçta Peygamber Efendimiz’in (asm) Cenâb-ı Hak ile olan bu selâmlaşmasını işiten ve şahit olan Cebrail Aleyhisselâm da,
“Eşhedü en-lâ ilâhe illallah ve Eşhedü enne Muhammeden Abduhû ve Resûlüh.” diyerek, yani;
“Ben şehâdet ederim ki Allah’tan başka hak Ma’bûd yoktur. Ve yine ben şehâdet ederim ki, Muhammed Allah’ın kulu ve elçisidir.” diyerek bu şahitliği ifade ve ikrar etmiştir.3
İslâmiyet Allah’ın selâmını temsil eden dindir. Bu dini yaşayanlar “salihlerdir.”
Dipnotlar: 1- Müslim, Salât, 16/402. 2- Müslim, Salât, 16/403. 3- Şuâlar, s. 86-88.