"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Levh-i Mahfuz’da neler vardır?

Süleyman KÖSMENE
29 Kasım 2016, Salı
Ankara’dan Rıdvan Şimşek: İlm-i İlahi ve Levh-i Mahfuzda insanın ruhu, bedeni, ağaçlar, kâinat vs. her şey maddi manevi vücutlu şekilde ve hayatlı bir şekilde var mıdır?

İLİM İLE KUDRET FARKLI SIFATLARDIR 

lm-i İlahi ile kudret-i İlahiye farklı sıfatlardır, farklı tecellileri vardır. Allah’ın ilmi kâinatı kuşatmıştır. Kâinatta her şeyin bu gününü bildiği gibi, dününü ve yarınını da bilir. Yarınları takdir eder ve levh-i mahfuzda kayda aldırır. Buna kader diyoruz. Levh- mahfuzdaki kayıtlar günü ve zamanı gelince İlahi kudretin tecellisiyle gerçekleşir ve gün yüzüne çıkar, hayat bulur. Buna da kaza diyoruz. 

İlmin kaza edilmesi için kudretin devreye girmesi lazımdır.  Fakat kudret devreye girdiği zaman da ilim onu kuşatmış haldedir. Yani kudret ilmin haricinde -ilme rağmen farklı- bir tecelliye sahip değildir. İlimde ne varsa tecelliye çıkan da odur. Kudrette ne varsa da ilm-i İlahi onu bilir. Levh-i mahfuzda ise ilm-i İlahinin takdir buyurduğu hadiselerin yaratılış plânları vardır.  

Dolayısıyla insanın ruhu, bedeni, ağaçlar, kâinat vs her şey maddi ve manevî vücutlu ve hayatlı şekilde bir tek yerde vardır: Kudretin taalluk ettiği yerde… Yani bulunduğu yerde… Kudret birden fazla yerde taalluk etmişse hiç şüphesiz eşya birden fazla yerde bulunur. Fakat bunun delili yoktur. Bilinen bir hikmeti de yoktur. Kudretin aynı şeyi birden fazla yerde yaratmasına ihtiyaç da yoktur. Çünkü kudret sayısız ve sınırsız biçimde hep yeni tecellilerdedir.   

OL EMRİNİN TAHAKKUKU    

 Kocaeli/Kandıra’dan Tahsin Yılmaz: “Kün feyekûn gerçeği ile Allah’ın kâinatı altı günde yaratması meselesi birbiri ile çelişmiyor mu?”

Allah’ın dilediği olur, dilemediği olmaz. Allah bir şeyin olmasını istedi mi, ona sadece “Ol” der, o şey hemen oluverir.1 Allah’ın emrinin gerçekleşmesini geciktirecek hiçbir etken yoktur. 

Ancak Allah’ın emrinin tahakkuk etme zamanını ve yerini hikmet sıfatı belirler. Hikmet sıfatı hangi emrin, ne zaman, nerede, nasıl gerçekleşmesini dilemişse, o zaman, o yerde derhal söz konusu İlahi emirler gerçekleşir. Gecikme olmaz. İhmal olmaz. Mani olmaz. 

Cenab-ı Allah dilerse kudretini hikmetinin tasvibinden sonra tahakkuk ettirir. Dünyadaki kudret tecellileri gibi. Dilerse de kudreti ile hikmeti aynı anda tahakkuk eder. Ahiretteki kudret tecellileri gibi. Takdir O’nun, kudret O’nun, hikmet O’nundur. Bu tecellilerin hepsi “Ol der oluverir.” Ayetinde ifadesini bulan çerçevenin içindedir. 

Bu meseleyi Bediüzzaman şöyle açıklıyor: “Dünya dârü’l-hikmet ve âhiret dârü’l-kudret olduğundan, dünyada Hakîm, Mürettîb, Müdebbir, Mürebbî gibi çok isimlerin iktizâsıyla dünyada icad-ı eşya, bir derece tedricî ve zamanla olması, hikmet-i Rabbâniyenin muktezâsı olmuş. Âhirette ise, hikmetten ziyâde kudret ve rahmetin tezâhürleri için maddeye ve müddete ve zamana ve beklemeye ihtiyaç bırakmadan, birden eşya inşa ediliyor. Burada bir günde ve bir senede yapılan işler, âhirette bir anda, bir lemhada inşâsına işareten Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyân, ‘vema emru’s-saati illa ke-lemhi’l-basari ev hüve akrab.’ (Emrin gerçekleşmesi ancak göz açıp kapayıncaya kadar yahut daha kısa bir zamandadır.)2 ferman eder.”3 

HAYVANLAR HANGİ MADDEDEN YARATILIMIŞTIR?

Osman Bey: “Hayvanlar hangi maddeden yaratılmışlardır?”

Kur’ân’da, Allah’ın insanı topraktan4, hayvanları sudan5 yarattığı açıkça beyan edilir. Bedîüzzaman Hazretlerinin bildirdiği gibi zaten toprağın kaynağı taş, taşın menşei de sudur.6 O halde toprak ile su arasında esasen bir akrabalık bağı bulunmaktadır. 

İnsanın bitkilerden ve hayvanlardan beslendiği, bitkilerin topraktan, hayvanların da toprağın bitirdiklerinden beslendiğine dikkat ettiğimizde, canlılarla toprak arasında da son derece yakın bir akrabalık bağı bulunduğunu görürüz. Ve toprağın da su ile beslendiği gözümüzden kaçmaz.

Dipnotlar:

1- Yasin Suresi, 86. 2- Nahl Suresi: 77. 3- Sözler, s. 106. 4 -Bakınız:Rahman Sûresi, 55/14; Saffât Sûresi, 37/11; Hicr Sûresi, 15/28; Sad Sûresi, 38/71; Rum Sûresi, 30/20. 5- Enbiyâ Sûresi, 21/30; Nur Sûresi, 24/45. 6- Sözler, s. 228 (hâşiye).

Konuyla ilgili makaleler:

Kainat 'biz biriz ve bir elden çıkmışız' diyor: Levh-i Mahfuz ve İnsan Hafızası

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/foto-galeri/kainat-biz-biriz-ve-bir-elden-cikmisiz-diyor-levh-i-mahfuz-ve-insan-hafizasi_364034

Okunma Sayısı: 9875
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ökkeş başkonuş

    30.11.2016 15:03:47

    s.a hocam madem kader levhi mahfuzda kayıtlı allah (biz erşeyi bir kütükte kaydettik) diyor, o halde irade ne işe yarıyor sizce insan kaderi değiştirebilir mi değiştirebilirse bu da kayıtlı mıdır levhi mahfuzda şimdiden teşekkürler cvbınızı bekliyorum

  • A.AYDIN

    29.11.2016 20:41:25

    "Evet hayat-ı ezeliye güneşinin ziyası olan, bu meşhud cilve-i hayat, elbette yalnız bu âlem-i şehadete ve bu zaman-ı HAZIRA ve bu vücud-u HARİCİye münhasır olamaz. Belki herbir âlem, kabiliyetine göre o ziyanın cilvesine mazhardır ve kâinat bütün âlemleriyle o cilve ile HAYATDAR ve ziyadardır." Sözler

  • A.AYDIN

    29.11.2016 20:36:25

    "Şecere-i kâinatın bütün dal ve budaklarıyla herbirinin bir mazisi ve müstakbeli var. Geçmiş ve gelecek tavırlardan ve vaziyetlerinden müteşekkil bir silsilesi bulunur. Her nevi ve her cüz'ünün ilm-i İlahiyede muhtelif tavırlar ile müteaddid vücudları, bir silsile-i vücud-u ilmî teşkil eder ve vücud-u haricî gibi, vücud-u ilmî dahi, hayat-ı umumiyenin manevî bir cilvesine mazhardır ki; mukadderat-ı hayatiye o manidar ve canlı elvah-ı kaderiyeden alınır." Sözler

  • A.AYDIN

    29.11.2016 20:31:36

    "Nasılki âlem-i şehadet ve mevcud hazır eşya intizamlarıyla ve neticeleriyle hayatdarlıkları görünüyor. Öyle de âlem-i gaybdan sayılan geçmiş ve gelecek mahlukatın dahi manen HAYATDAR bir vücud-u manevîleri ve RUHLU birer sübut-u ilmîleri vardır ki; Levh-i Kaza ve Kader vasıtasıyla o manevî hayatın eseri, mukadderat namıyla görünür, tezahür eder." Sözler

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı