Samsun’dan okuyucumuz: “Kur’ân-ı Kerîm’i ayakta okuyabilir miyiz? Mezarlıkta Kur’ân’ın ayakta okunması gerektiğini söylüyorlar. Bu doğru mudur?”
Kur’ân her şekilde okunur. “Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. “Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru” derler.”1
Mezarlıkta ayakta okunacağı ile ilgili herhangi bir hüküm yoktur. Belki duruma göreli bir tedbir alınmış ve zihinlerde kalmış olabilir.
ÖLÜM BİR TERHİSTİR
Birgül Zorbaz: Annem kanserden vefat etti. Ciğerlerini sarmış olmasına rağmen hiç acı çekmedi. Allah’a çok şükrederdi. Sahipsiz hayvanları beslerdi, ölmezden yarım saat önce bile martıları beslememi istemişti. Bu hastalığa rağmen acı çekmedi, zayıflamadı ve çok güzeldi, sizce bütün vücudunu saran kanser niye ona acı vermedi? Annemi çok seviyordum ve unutamıyorum. Cevaplarsanız çok sevinirim. Ben her gün ona 4-5 tane Yasin okuyorum.”
Başınız sağ olsun der, taziyetlerimi sunuyorum. Annenizin müzmin bir hastalık neticesinde vefat etmiş olması, inşallah günahlarından arınmış ve Allah katında makbul bir dereceye çıkmış olarak gittiğine dair güçlü kanaat veriyor. Acı çekmemesi sırf Allah’ın lütfudur. Belki acı çekseydi dayanamayacaktı; bu Allah’a şükrüne ve zikrine zarar verecekti.
Peygamber Efendimiz (asm) müjde veriyor ki, imanlı bir hastanın sabredip şükrettikçe günahları dökülür, silinir gider.2 Bize düşen, Allah’tan gelene teslim olmak, O’ndan geldiğimizi ve O’na döneceğimizi bilmek ve acılarımız olduğunda sabretmektir.
Bediüzzaman diyor ki: “Sizlere müjde! Mevt idam değil, hiçlik değil, fenâ değil, inkıraz değil, sönmek değil, firak-ı ebedî değil, adem değil, tesadüf değil, fâilsiz bir in’idam değil. Belki, bir Fâil-i Hakîm-i Rahîm tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekândır. Saadet-i ebediye tarafına, vatan-ı aslîlerine bir sevkiyattır. Yüzde doksan dokuz ahbabın mecmaı olan âlem-i berzaha bir visal kapısıdır.”3
Annenize sevginizi, acınızı ve üzüntünüzü duâ için fırsat bilin. Yasin’ler okumaya ve duâlar etmeye devam edin. Duâlarınızda bağışlamalarınızı geniş tutun. Böylece inşallah hem sizin, hem annenizin, hem babanızın, hem ecdadınızın, hem bütün mü’minin ve mü’minatın rahmete ulaşmasına vesile olursunuz.
BURUN AMELİYAT
Volkan Bey: “Benim burnumda çok büyük sorunum yok, ama nefes alma açısından bazen tıkanıyor ve yattığımda hafif nefes alamama sorunu yaşıyorum. Aynı zamanda kemikli yapıda ve normalden büyük. Estetik ameliyatla küçültebilir miyim?”
Bu sorunu tamamen doktorunuza danışın. Eğer doktorunuz sorunlarınızın bitmesi için ameliyat gerekir diyorsa, ameliyat olabilirsiniz. Çünkü sizinki keyfi değil, soruna bağlı bir operasyon olacaktır. Buna dinen cevaz vardır. Geçmiş olsun.
ORUÇ BORÇLARI
Gülçin Hanım: “Benim geçmiş dönem oruç borçlarım var. İki kere doğum yaptım. Aynı zamanda astım hastasıyım. Kaza oruçlarımı bir miktar tuttum. Tedavide iken doktor oruç tutmamı yasaklamıştı. Bu açıdan ne kadar tuttuğumu, borçlarım için daha ne kadar tutmam gerektiğini bilemiyorum. Bana yardımcı olur musunuz? Birini doyuracak olursam ne kadar para vermeliyim?”
Önce oruç borçlarınızın bir dökümünü yapın. Ne kadar borcunuz olduğunu zann-ı galibinize göre, biraz geniş tutarak hesaplayabilirsiniz. Hesabınız borcunuzu geçsin, zararı yok. Ama altında kalmasın.
Ardından, sağlığınız el veriyorsa bu kısa günlerde tutabilirsiniz.
Eğer sağlığınız elvermiyorsa, doktor yasaklamışsa bu durumda her bir oruç günü için bir fidye verebilirsiniz. Bir fidye geçtiğimiz yıl her bir gün için dokuz lira idi. Bunu fakirlere vereceksiniz. Allah kabul etsin.
Dipnotlar:
1- Âl-i İmran Sûresi: 191. 2- Buharî, Merdâ: 1, 2, 13, 16; Müslim, Birr: 45; Dârimî, Rikâk: 57; Müsned, 1:371, 441, 2:303, 335, 3:4, 18, 38, 48, 61, 81. 3- Mektubat, s. 221.