Kütahya’dan Necati Kader: “İstihare namazı kıldım geçen günlerde, ama içime sıkıntı geldi namazdan sonra. Ve namazı nasıl kıldım diye baktığım zaman aşırı korku ve heyecanla kıldım namazı bozmaya kadar gitti korkudan; ama bozmadım. Sonrasında namaz bittiğinde içimde hâlâ büyük bir heyecan vardı ve bir 3-4 dakika sonra içime sıkıntı geldi. Sonrasında 3-4 defa daha yaptım bunları çok sakin ve düzgün yaptım. Onlarda hiçbir şey olmadı. Bu gelen sıkıntıyı kime sorduysam hepsi şeytandan gelen sıkıntı diyor. Bir de size sormak istedim. Ayrıca annem teyzem ve bir komşumuz da istihare yaptı benim için bu olaydan sonra; hepsi de rüyada beyaz su ve beyaz ışık gördük diyorlar. Yorumu nedir?”
ÖNEMLİ OLAN KALBİN YATIŞMASIDIR
İstihare namazı kılmak demek, içinden çıkamadığımız yol ayırımlarında meseleyi bir kez de namaz diliyle Allah’a danışmak ve Allah’tan hayır umduğumuzu teslim etmek demektir.
İstihare namazı kılındığında rüya için yatmak ve rüya görmek şart değildir, gelecekle ilgili kesin öngörülerde bulunmak şart değildir, istihareden geleceğin bizim arzumuz çerçevesinde şekillenmesini sağlamak murat değildir. İstihare yapmak, kehanette bulunmak ve geleceği görmek demek değildir. İstihareyi böyle anlamak dinî bir yaklaşım değildir. Geleceği görme muradı ile istihare yapılmaz. Yapılırsa doğru sonuç vermez.
İstihare namazı bize sıkıntı da vermez. Bu size gelen sıkıntı namazdan değil; kendi ruhunuzda aşamadığınız bazı düğümlenmelerden kaynaklanmıştır. Namaza yaklaştığınız anda içinizde meydana gelen tecessüsler ruhunuzda sıkıntı meydana getirmiştir.
İstihare, girişilen bir işte Allah’tan hayır umduğumuzu ifade etmek için yapılır. İstihare bu yönüyle duâdan başka bir şey değildir. İstiharede, hayırlı olana gönlümüzü yatıştırması için Allah’a duâ ederiz.
Nitekim Peygamber Efendimiz (asm), istihare için, “istihare namazından sonra kalpten geçen mananın ve oluşan kararlılığın” önemli olduğunu bildirmişlerdir.1 İnsanda bu kalbî kararlılık rüya görmeden de pekâlâ meydana gelebilir.
HAYIR, ALLAH’IN TAKDİRİNDEDİR
Her şart ve zeminde yapılacak istiharenin özünde, Allah’tan hayır ummak vardır. Yoksa fal gibi geleceği görme isteği yoktur. Zaten geleceği görmek bize hayır da getirmez. Bunu baştan kabul etmeliyiz. Gerekli şartları yerine getirdikten sonra gelecek hususunda yapmamız gereken tek şey, Allah’a güvenmek olmalıdır.
Diğer bir husus; genel manada rüyalarınız için hayır dilemenizi tavsiye ediyoruz. Biz de hayır diliyor, hayır olsun diyoruz. Gün boyu olumlu şeyler düşünen, olumlu umutlar taşıyan, kalbinin kararlılığı bulunan ve karamsarlık yaşamayan kişi, rüyasında mutlu ve umutlu şeyler görür, beyaz renkler görür.
Nitekim Bediüzzaman Hazretleri, “Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen güzel rüya görür.” demiştir. Güzel bir rüya içerisinde beyaz renk gördüğümüzde, istihare zaviyesinden bu demektir ki, bizim kalbimiz bir tarafa yatışmış, bir kararlılığa ulaşmış, bir tarafa meyletmiş; bu durumda bize sadece hayır dileyip adım atmak kalıyor. Bu sırada kıldığımız istihare namazı ve yaptığımız duâ, kalbimizin yatıştığı işin hayırlı olmasını Cenâb-ı Allah’tan dilememizi sağlar. Çünkü hayır bizim arzumuzda değil; Cenâb-ı Allah’ın takdirindedir.
İSTİHARE, TEVHİD İNANCINI ÖRSELEYECEK BİÇİMDE YAPILAMAZ
İstihare yaptığınız meselede istişare yapmışsanız, bilenlere danışarak ve düşünerek içinizde bir temayül meydana gelmişse; artık Allah’tan hayır umulur, hayır istenir, Allah’a tevekkül edilir, her şey Allah’ın takdirine bırakılır ve adım atılır.
Bu durumda iki rekât namaz kılınır ve Allah’tan hayır istenerek gerekli işlemler başlatılır. İstihare budur ve Tevhit inancı bunu gerektirir.
Yoksa istihare tevhit inancını örseleyecek biçimde yapılmaz.
Kalbimizde kararlılık oluşmayıp kararsızlık devam ettiğinde, istihare namazını tekrar kılarız ve Allah’a tekrar duâ ederiz. İhtiyaç duyduğumuz her an namaz ve duâyı kesmez, içimizde yatışma ve kararlılık meydana gelinceye kadar devam ederiz. Namazdan ve duâdan sonra, kalbimizde umduğumuz şekilde herhangi bir yatkınlık bulursak; “Bismillah” der ve ilk adımı atarız. Artık bundan sonra Allah’a yine tevekkül ederiz.
İstiharede sünnet olan budur.
Dipnotlar:
1- Tecrit Terc. 4/143.