Hanım okuyucumuz: “Hacda sa’yde kadınlar değil erkekler koşturuluyorlar. Oysa bir kadın olarak koşan Hacer anamızdı. Bunun hikmeti nedir?”
İbadetler Emredildiği için Yapılır
Esasen ibadetlerin hiçbir bölümüne “neden” sorusu sormaya hakkımız ve yetkimiz yoktur.
İbadetler emredildiği için yapılır.
Eğer Safa ile Merve tepeleri arasında ilk koşan kadındı diye, haccın bu bölümünde kadınların koşması emredilseydi, emre itaat gereği kadınlar koşardı.
Ama o zaman da bir feminist çıkar, “bu kadınların çilesi nedir böyle?” diye sorardı her halde.
İlk Koşan Hacer Anamızdı
Gerçek şu ki, Safa ile Merve tepeleri arasında ilk koşan Hacer anamızdır. İlahi hikmet gereği İbrahim Aleyhisselam muhtereme eşi Hacer ile henüz yeni doğmuş bulunan İsmail’i şimdi Kâbe’nin bulunduğu yere bırakıyor. Ortalıkta hiç kimse yok. Henüz oralar yerleşim yeri değil. Uçsuz bucaksız bir çöl!
Birkaç gün içinde azıkları ve suları tükeniyor. Susuzluk çekmek kolay değil. Kundakta bulunan İsmail su istiyor. Hacer anamız da çaresiz su aramaya koyuluyor. Yakında bulunan Safa tepesinin başına çıkıyor. Etrafa bakıyor. Derdini dinleyecek kimseleri bulamıyor. Oradan Merve tepesine koşuyor. Yine etrafa bakıyor. Yine kimseler yok! Oradan Safa tepesine koşarak geri dönüyor.
Böylece Safa’dan Merve’ye dört defa koşarak gitmiş, Merve’den Safa’ya da üç defa koşarak gelmiş bulunuyor.
Son defa Merve üzerindeyken bir ses duyuyor. Dikkat kesiliyor. Yine kulağına ses geliyor. Sonra yüksek sesle bağırıyor:
“Ey sesin sahibi! Sesini duyurdun! Eğer kudretin varsa bize yardım et!” diyor.
Ardından İsmail’in yanında muhteşem kanatlarıyla Cebrail (as) beliriyor. Cebrail (as) kanatlarıyla orayı kazıyor. Hazret-i Hacer bu defa sevinçle o yöne doğru koşuyor. İsmail’in yanına geldiğinde gerçekten de su çıkmış, akmaya başlamıştır. Sevincine sınır yoktur. Hemen suyun aktığı yeri çeviriyor ve kırbasını doldurmaya başlıyor.
Cebrail (as):
“Kayboluruz diye korkmayın! Şurası Beytullah’ın yeridir. Beytullah’ı şu çocuk ile babası yapacaktır. Allah sizi zayi etmez!” diyor ve kayboluyor.
Böylece Zemzem suyu Cebrail’in eliyle ortaya çıkmış oluyor.
Hac’da Safa ile Merve Arasında Koşmak
Olay budur. Bu olay, Hazret-i Muhammed (asm)’in dininde, ecdadının her adımını yönlendirdiği vahye ve çilenin başındaki Hazret-i Hacer’in sabrına hürmeten hac ibadetine menasik olarak teşri kılınmıştır. Yani Safa ile Merve arasında sa’y yapmak, yani koşmak haccın önemli bir vecibesidir. Bu koşuyu erkeklerin hervele biçiminde, yani kısa adımlarla, canlı ve koşar gibi yapması sünnettir.
İslam dini yüksek şefkati nedeniyle kadının hervele yapmasını meşru kılmamıştır. Burada kadını zora koşmama gibi bir hikmet ilk bakışta söz konusu olabilir. Başka hikmetler de söylenebilir.
Fakat temelde bizim bilmemiz gereken gerçek, emrin böyle geldiğidir. Gerisi söz kalabalığından ibarettir.
Alacağı Zekâta saymak
İzmir’den Okuyucumuz: “Borcunu ödemeye güç yetiremeyen bir alacaklım var. Borcunu zekâtıma sayabilir miyim?”
Alacağınız para, borçlunuz olan kişinin zimmetine geçmiş size ait bir mülkiyettir. Siz bu mülkiyeti zekât niyetiyle o kişiye temlik edebilirsiniz. Yani alacağınız parayı zekât niyetiyle o kişiye bağışlayabilir, o kişinin mülkiyetine geçirebilirsiniz. Bu bağış (mülkiyete geçirme) zekât niyetiyle olursa, zekât yerine geçer.
Bu bağışı sadece niyetinizde bilmeniz / tutmanız yeterlidir.
Fakat ona incitmeden söylemeniz, sadece Allah’a minnet etmesi ve daha sonra ödeme derdine düşmemesi için yararlı olur. Söylerken mesela, “O para zaten bende senin emanetin idi. Bunu kabul et! Senin bana borcun yok. Benim zaten zekât borcum vardı. Böylece beni borçtan kurtardın. Allah senden razı olsun.” Gibi bir üslup kullanılabilir.