"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Farklı makamlarda olanlar ahirette birlikte olmazlar mı?

Süleyman KÖSMENE
14 Aralık 2016, Çarşamba
Saffet Bey: “Kişi sevdiğiyle beraberdir.” Hadisini açıklar mısınız? Farklı makamlarda olanlar ahirette birlikte olmazlar mı?”

SEVDİKLERİMİZLE BİRLİKTE OLMA MUTLULUĞU 

Kişinin dünyada sevdikleriyle beraber olduğu gibi, âhirette de sevdikleriyle beraber olması Allah’ın hususî bir lütfudur. Zaten beşer olarak biz de bunu istiyoruz. Çünkü ancak sevdiklerimizle birlikte olduğumuzda mutlu olabiliyoruz, yüzümüzden tebessümler taşıyor. Sevdiklerimizden uzak olduğumuzda ise içimizi bir düşüncedir, bir kederdir, bir garipliktir, bir mutsuzluktur, bir keyifsizliktir kaplıyor.  

Beşer olarak sevdiklerimiz içinde yaşamak, sevdiklerimiz içinde gülmek, sevdiklerimiz içinde ağlamak, sevdiklerimiz içinde ölmek istemiyor muyuz? Acımızda, kıvancımızda, sevincimizde, düğünümüzde, derneğimizde hep sevdiklerimizi yanı başımızda görmek istemiyor muyuz? Öyle ki, başımız ağrıdığında sevdiklerimiz çare buluyor, dişimiz ağrıdığında sevdiklerimiz merhem oluyor, düştüğümüzde sevdiklerimiz elimizden tutuyor. Hazret-i Âdem (as) yaratıldıktan hemen sonra, sevdiği bir eş olarak beraberinde Hazret-i Havva validemizin de yaratılmış olması, insanoğlunun sevdikleriyle birlikte yaşamaya ne derece meyyal olduğunu göstermeye yeter. Cenâb-ı Hak da bu isteğe cevap olarak insanoğluna beraberinde sevebileceği eşler, dostlar, ahbaplar ve arkadaşlar yaratmıştır.  

SEVDİKLERİMİZİ ALLAH İÇİN SEVMELİYİZ 

Madem sevdiklerimizi bize Cenâb-ı Hak ihsan etmiştir. Öyleyse onları Allah için sevmeliyiz. Onları Allah için sevdiğimizde, Cenâb-ı Hak ebedî âhiret hayatında da inşallah onları bize, bizi onlara ihsan eder. 

Nitekim Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur: “Ruhlar, sınıf sınıf toplanmış cemaatlerdir. Birbiri ile dünyada tanışmış ve birbirlerini sevmiş olan salih ruhlar, orada bir araya gelirler ve birbirlerini yine severler. Dünyada birbiri ile zıtlaşan, birbirini inkâr eden, birbirine muhalif giden ve birbirini sevmeyenler ise, orada yine birbirlerine muhalif giderler, birbirlerini sevmezler ve birbirinin sınıfında da olmazlar.”1    

Hiç şüphesiz sevgilerin başında Allah sevgisi gelir. Gerçek dostumuz Allah’tır. Gerçek sevdiğimiz Allah’tır. Nitekim sevebileceğimiz dostlar yaratmak suretiyle, dost aynasında bize asıl kendi sevgisini gösteren Allah’tan başkası değildir. Sonra Resûlullah (asm) sevgisi gelir. Sonra Allah için olmak şartıyla diğer insanların ve varlıkların sevgisi gelir. 

ASHABI SEVİNDİREN MÜJDE

Enes bin Malik (ra) der ki: Bir adam geldi ve Resul-i Ekrem Efendimize (asm):

“Ya Resûlallah! Kıyamet ne zaman kopacak?” dedi. Resul-i Ekrem (asm): “Sen kıyamet için ne hazırladın ki?” buyurdu. Adam: “Allah’ın ve Resulünün (asm) sevgisini hazırlayabildim yâ Resûlallah!” diye cevap verdi. Bunun üzerine Resul-i Ekrem (asm): “Muhakkak sen sevdiğinle berabersin!” buyurdu. Enes (ra) der ki: “Biz İslâm’a girdikten sonra Hazret-i Peygamber’in (asm), “Sen sevdiğinle berabersin!” sözünden dolayı duyduğumuz sevincin üstünde daha şiddetli bir sevinç duymadık. Ben, Allah’ı, Resulünü, Ebu Bekir’i ve Ömer’i severim. Ben onların hayır işlerine benzer hayır ve ibadet işlememiş olsam bile, onlara olan bu sevgim sebebiyle ahirette onlarla beraber olacağımı Allah’ın kerem ve inayetinden umarım.”2

MAKAM FARKI BİR ENGEL TEŞKİL EDER Mİ?

Şüphesiz âhirette herkesin bir makamı ve mertebesi olacaktır.

Ve şüphesiz âhirette ve Cennette sevdiklerimizle beraber olmamız, onlarla aynı makamda ve aynı mertebede bulunmamızı gerektirmez. 

Fakat ne gam: Farklı makam ve mertebelerde bulunduğumuz halde sevdiklerimizle beraber olabilmemiz mümkündür ve bu sırf Allah’ın bir lütfudur. Hazret-i Peygamber (asm) ile onu seven ümmetinin Cennette beraber olması mümkündür. Bu beraber oluş, Peygamberimiz (asm) ile ümmetinin aynı makamda olduğunu elbette göstermez. 

Üstad Bedîüzzaman Saîd Nursî Hazretleri buna, aynı bahçede farklı görme ve işitme yeteneklerine sahip olan dostların, yetenek farklılıklarından dolayı zevklerinin de farklı olmasına rağmen bir yerde ve beraber bulunmalarının mümkün ve vaki olduğu misalini verir. Aynı dostlardan biri görme yeteneği zayıf olduğundan dolayı az ve zevksiz görmekte, diğeri ise mükemmel görmekte ve eksiksiz göz zevkini almakta olmasına rağmen iki dost beraber bir bahçede bulunabilmektedirler. Bu, dünyada mümkün ve vakidir; Cennette de mümkün ve vaki olacaktır. Dost dostuyla beraber bulunduğu halde her biri farklı makamlarda, farklı zevk ve safa içinde bulunabilecektir.3

Dipnotlar:

1- Müslim, Birr, 49. 2- Müslim, Birr, 50. 3- Sözler, s. 460.

 

Okunma Sayısı: 2554
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı