Yozgat’tan İhsan Emre Şahin: “Faizsiz KOSGEB kredilerini almak ve yararlanmak caiz midir? Faizini devlet ödüyormuş.”
Vatandaş faiz ödeyince haram oluyor da, vatandaş adına devlet faiz ödeyince caiz mi oluyor? Üstelik vatandaş adına devletin ödediği faizde tüyü bitmedik yetimin de hakkı ve hukuku vardır. Faizsiz kredi çeken kişinin faizini devlet hangi bütçeden ödüyor? Fakir milletin bütçesinden değil mi? Millet zengin de olsa buna cevaz-ı şer’î verilemez.
Bu işe tevessül etmemek lâzım. Bu iş, şahsî faizli krediden daha veballi ve daha mesuliyeti mucip bir iştir. Devleti ve milletin hukukunu bu işe alet etmek İslâmiyet’e lâyık doğrulukla bağdaşmaz.
Öte yandan bu meseleden pis kokular geliyor. Çürümenin ne boyutlara geldiğini gösteriyor. Eski bir Yahudi kavminin böyle fırıldaklı düşüncelerle yaptıkları dolayısıyla azaba uğradıklarını zihinler unutmamalı! Bu kavme Cumartesi günü denizden avlanmak haram kılınmıştı. Fakat bunlar, deniz kenarına tuzak havuzlar yapmışlar, tuzağa kapılan balıkları Pazar günü avlamışlardır.
Kur’ân onları şöyle anlatıyor:
“Onlara, deniz kıyısında bulunan şehir halkının durumunu sor. Hani onlar Cumartesi gününe saygısızlık gösterip haddi aşıyorlardı. Çünkü Cumartesi tatili yaptıkları gün, balıklar meydana çıkarak akın akın onlara gelirdi, Cumartesi tatili yapmadıkları gün de gelmezdi. İşte böylece Biz, yoldan çıkmalarından dolayı onları imtihan ediyorduk.
İçlerinden bir topluluk: ‘Allah’ın helâk edeceği yahut şiddetli şekilde azap edeceği bir kavme ne diye öğüt veriyorsunuz?’ dedi. (Öğüt verenler) dediler ki: ‘Rabbinize mazeret beyan edelim diye, bir de sakınırlar ümidiyle (öğüt veriyoruz). Onlar kendilerine yapılan uyarıları unutunca, Biz de kötülükten men edenleri kurtardık, zulmedenleri de yapmakta oldukları kötülüklerden ötürü şiddetli bir azap ile yakaladık.
Kibirlenip de kendilerine yasak edilen şeylerden vazgeçmeyince onlara: ‘Aşağılık maymunlar olun!’ dedik.”1
Hayat-ı içtimaiye-i siyasiyede2 sıdkın ölmesi her halde böyle bir şeydir. Öyleyse bunca hastalığı tezyid eden fiillerle bu İslâm milleti nasıl belini doğrultacak, nasıl ayakları üstüne kalkacak; sorabilir miyim? İslâm milleti olarak kurun-u vustada durmaya devam mı edeceğiz?
KEHANET DİNDEN ÇIKARIR MI?
Ali Çeçen: “Geleceğe dair kehanetleri okumak ve doğru olabileceklerini düşünmek dinden çıkarır mı ve nikâh tazelemek gerekir mi? Ayrıca oruçluyken dalgınlıkla ya da unutarak tırnak parçasını yutmak orucu bozar mı?
Kehanette bulunmak küfür alâmetidir. Allah’tan başka kimse gaybı bilmez. Bildiğini iddia edene inanılmaz. İnanılırsa dinden çıkarmasa bile, günah işlenmiş olur.
Çünkü Kur’ân buyurur ki: “Gaybın anahtarı Allah’ın yanındadır. Onları ancak O bilir.”3 “Hiçbir kimse yarın ne yapacağını bilemez.”4 “De ki: Göklerde ve yerde Allah’tan başka kimse gaybı bilemez.”5
Peygamber Efendimize (asm) kâhinler hakkında sordular.
Peygamber Efendimiz, “Kâhinlerin hakikat nazarında hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur.” buyurdular.
“Yâ Resulallah! Onlar bazen bir şey söylüyorlar da doğru çıkıyor” dediler.
Resulullah Efendimiz (asm) şöyle buyurdu:
“Bu söz cinlerindir. Cin bilgiyi kapar da dostunun kulağına tavuğun gıdaklaması gibi gıdaklar. Bu şekilde ona yüz yalandan daha fazlasını karıştırır.”6
Dolayısıyla, geleceğe dair kehanetleri okumak ve bunların doğru olabileceklerini düşünmek kişiyi küfre sokmaz; ama kişiyi günahkâr kılar. Nikâh tazelemek gerekmez.
Oruçlu iken oruçlu olduğunu unutarak bir şey yiyip içmek orucu bozmaz. Dalgınlıkla bir şey yiyip içince oruç bozulur; ama kefareti değil, kazayı gerektirir.
GÜNÜN DUÂSI
Ey gizliyi bilen! Ey hiçbir şeye muhtaç olmayan! Ey sonsuz servet ve tükenmez hazineler sahibi olan Allah’ım! Verdiğin nimetleri helalinden kıl! Rızkımızı geniş kıl, dar eyleme! Şükrü, hamdi, sabrı, rızayı, memnuniyeti zor eyleme! Âmin.
Dipnotlar:
1- A’râf Sûresi: 163-166. 2- Eski Said Dönemi Eserleri, Hutbe-i Şamiye, s. 325. 3- En’âm Sûresi, 59. 4- Lokman Sûresi, 34. 5- Neml Sûresi, 65. 6- Müslim, Selâm: 123.