"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cennette elbise ve başörtüsü var mıdır?

Süleyman KÖSMENE
11 Mayıs 2015, Pazartesi
İzmir’den Hatice Erden: “Cennette kıyafet nasıl olacaktır? Meselâ başörtüsü var mıdır?”

Ahiret Yurdunda Elbiseler

Ahirette sun’î elbiseler olmayacağı açıktır. İnsan sun’î elbiselerden çıplak ve üryan olarak dirilecektir. 

Fakat Bediüzzaman ifade ediyor ki: “meydan-ı haşirde sun’î libaslardan üryan olarak, fıtrî bir libas giydirmesi, ism-i Hakîm muktezasıdır.”1

Cennet ve cehenneme gelince: Cennette cennet cinsinden, cehennemde de cehennem cinsinden kıyafetler bulunacağına işaret eden âyetler ve rivayetler vardır. Bunlar dünyadaki elbiseler gibi sun’î değildirler. Fıtrî, canlı ve şuurlu elbiselerdirler. Cennet elbiseleri cennet ehline zevk ve onur verecek, cehennem elbiseleri de cehennem ehline azap ve ıztırap verecektir.      

Konuya işaret eden bazı âyetler:

“Orada canların çekeceği, gözlerin zevk alacağı her şey vardır.”2

Bu âyetten, Cennette giyeceğimiz elbisenin, başta nefsimiz ve gözümüz olmak üzere bütün duygularımızın hoşlanacağı cinsten olacağı anlaşılıyor.

-“Âhiret yurdu her şeyiyle hayata mazhardır.”3 

Bu âyetten, her şeyi ile capcanlı olan âhiret yurdunda elbiselerimizin sun’î elbiseler gibi ölü ve cansız olmadığını, derimiz ve tenimiz gibi canlı ve hayata mazhar olduğunu anlıyoruz. Bu deriden elbiselerimizde canlılıkla beraber, şuur da olacaktır.   

- Cehennem’de fıtrî elbisemiz olan derimizle ilgili şu âyette buyurulur ki:

“Nihayet oraya geldiklerinde kulakları, gözleri ve derileri onların işleyip durdukları günahlar hakkında aleyhlerine şahitlik ederler. Onlar derilerine: “Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz?” derler. Derileri cevap verir: “Bizi, her şeyi konuşturan Allah konuşturdu. Sizi ilk önce yaratan da O’dur. Nihayet O’na döndürülüyorsunuz.” Hâlbuki siz ne kulaklarınızın, ne gözlerinizin ve ne de derilerinizin şahitliklerinden çekinmiyordunuz. Allah’ı da, sizin yaptıklarınızdan birçoğunu bilmez sanıyordunuz.”

Cennet Elbiseleri

Bedîüzzaman Hazretleri Mektubat’ta, Cennetin çok çeşitli güzellikleri ve lezzetleri bulunduğunu bildiriyor ve devamla diyor ki: 

“Ehl-i Cennet olan bir insan, hususan bütün duygularıyla ve cihazat-ı mâneviyesiyle ubudiyet etmiş ve Cennetin lezâizine istihkak kesb etmişse, herbir duygusunu memnun edecek, herbir cihazatını okşayacak, herbir letâifini zevklendirecek bir tarzda, Cennetin herbir nevinden birer mehâsini gösterecek bir tarz-ı libası, kendilerine ve hurilerine, rahmet-i İlâhiye tarafından giydirilecek. 

Ve o müteaddit hulleler bir cinsten, bir neviden olmadığına delil, şu mealdeki hadistir ki: “Huriler yetmiş hulle giydikleri hâlde, bacaklarındaki ilikleri görünür, setretmiyor.”5 Demek, en üstündeki hulleden, tâ en alttaki hulleye kadar, ayrı ayrı mehâsinle, ayrı ayrı tarzda hissiyâtı ve duyguları zevklendirecek, memnun edecek mertebeler var.”6

Anlaşılıyor ki: Cennet ehli, Cennetin her bir lezzetinden her zaman yararlanmak ister ve yararlanır. Cenâb-ı Hak, Cennet ehline ve eşlerine Cennet elbisesi olarak, Cennet güzelliklerinden birer numune giydirir. Öyle ki, bu lezzetli elbiselerle Cennet ehli ve Cennet kadınları birer küçük Cennet hükmüne geçerler. 

Çünkü Rahman ve Rahîm olan Allah, bütün duygularıyla ibadet etmiş olan Cennet ehli bir insanın her bir duygusuna, bu duyguyu memnun edecek, okşayacak ve keyiflendirecek tarzda Cennet güzelliklerinin her çeşidini üzerinde bulunduran canlı bir elbise modelini giydirir. Bu güzel elbiseler bir cinsten olmaz. Her bir duygunun zevkine hitap edecek şekilde, her güzel çeşitten birer numune olur.7

Nitekim Peygamber Efendimiz (asm) Cennet elbiseleri hakkında şöyle buyuruyor:  

“Cennet ehlinin kadınlarından bir kadının baldırının beyazlığı, yetmiş kat Cennet elbisesinin altından görünür. Ve hatta onun iliği dahi görünür. Çünkü Allah (cc), ‘O kadınlar adeta yakut ve mercan gibidirler.’8 buyurmuştur.”9

Bu rivayet ve haberlerden anlaşılıyor ki, Cennette bedende olduğu gibi başta da sun’î kıyafet ve başörtüsü olmayacak. Ancak başa güzellik ve cazibe veren fıtrî bir kıyafet başta bulunacaktır. Bu baş kıyafetinin güzelliği ve albenisi sahibinin zevkine göre değişecektir.

Dipnotlar:     

1- Mektubat, s. 373.
2- Zuhruf Sûresi: 71.
3- Ankebût Sûresi: 64.
4- Fussilet Sûresi: 20-22.
5- Tirmizi, Cennet, 5.
6- Mektûbât, s. 373.
7- Mektûbât, s. 374.
8- Rahman Sûresi: 58.
9- Tirmizî, Cennet, 5.

Okunma Sayısı: 45331
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Orhan Ali YILMAZ

    12.5.2015 09:54:09

    Sayın Süleyman Abim, Hurilerin başörtüsü ile ilgili hadislerde "dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır" ifadesi var ve bu minvalde pek çok var... "Cennet'te başörtüsü yoktur " demek bu manayla sizce çelişmiyor mu? Hem de başörtüsünün de "estetik" açıdan sizce de ayrı bir zevki de yok mudur ki!..:) İlgili bir Hadis... 5071-) Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: Hz. Enes'ten şu ziyadede bulunmuştur: "Sizden birinizin yayı kadar veya kamçısı kadar cennetteki bir yer, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır. Cennet ehlinden bir kadın, arz ehline görünecek olsa, dünya ve içindekileri aydınlatır, arzla sema arasını güzel koku ile doldururdu, onun başörtüsü dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır." Kaynak: Buhari, Bed'ü'l-Halk 8, Tefsir, Vakı'a 1; Müslim, Cennet 6, (2826); Tirmizi, Cennet 1, (2525). Bence bu konuda köşenizde bir "tashih" ve de "tavzih" gerekir diye düşünüyorum.. Hatta belki de bir özür... Ne de olsa, kimse "la yuhtî" değildir... Selâmlarımla...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı