"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cehennem görünüyor mu?

Süleyman KÖSMENE
19 Ocak 2015, Pazartesi
İzmir Hanımlar İhtisas Dersi: “İşaratü’l-İcaz’da Cehennemin yeri ile ilgili geçen şu cümleyi açıklar mısınız: “Cehennemin arzın altında bulunması, arzın karnında veya arz ile muttasıl, yapışık olmasını istilzam etmez. Zira şems, kamer, yıldız, arz gibi küreler, hep şecere-i hilkatin meyveleridir. Malûmdur ki, meyvenin altı, bütün dalların aralarına şümulü vardır. Binaenaleyh, Allah’ın mülkü pek geniştir. Şecere-i hilkatin dalları da her tarafa uzanıp gitmiştir; Cehennem nereye giderse, yeri vardır." (1)

CEHENNEMİN YERİ NERESİDİR?

Bahse konu yer, Bakara Sûresinin 24. Âyetinin İşaratü’l-İcaz’daki tefsirinde geçiyor. Tefsiri yapılan âyetin meali şöyledir: “Yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten sakının. O ateş kâfirler için hazırlanmıştır.”2

Burada iki soru mukadder olmuştur: 

1- Cehennemin yeri neresidir?

Üstad Hazretleri bu soruya, “Cehennemin yeri tahte’l-arz, yani yerin altındadır.”3 hadisi ile cevap veriyor. Bediüzzaman burada diyor ki: “Küre-i arzın merkezinde bulunan iki yüz bin derece hararetli bir ateş, Cehenneme bir çekirdek hükmünde olup, kıyamette, kabuğu hükmünde bulunan tabaka-i türabiyeyi çatlatıp, bütün dehşetiyle çıkar, tevessü etmeye başlar ve tam teçhizatıyla Cehennem meydana gelir, denilebilir.” 

Bu cevaba gelen ikinci mukadder soru da şudur:

2- “Arz, Cehenneme nisbeten bir yumurta kadardır. O kocaman Cehennem, arzın karnında nasıl yerleşir?”

Bu soruya Üstad Hazretleri birkaç vecihle cevap veriyor:

1- Âhiret âleminden olan Cehennem öyle bir azamet içindedir ki, binlerce dünyayı yutar ve doymaz. Şu içinde yaşadığımız şehadet âlemi ise Cehennemin bu boyutta genişlemesine mani olmuştur. Yer kürenin içindeki Cehennemden maksat, Cehennemin kalbi ve çekirdeğidir. 

2- Cehennem arzın altındadır hadisinden, Cehennemin arzın içinde veya arz ile yapışık bir yerde olduğu anlaşılmaz. Zira arz, ay, gezegen, güneş ve yıldız gibi kürelerin hepsi hilkat şeceresinin meyveleridir. “Malûmdur ki, meyvenin altı, bütün dalların aralarına şumulü vardır.”

MEYVENİN ALTI VE DALLARIN ARALARI

Kâinattaki yıldızlar, küreler, galaksiler ve kuasarlar birer yaratılış meyvesidirler. Cehennemin yeri bütün bu yaratılış meyvelerinin altındadır. Meyvenin altından maksat, bütün dallarının aralarıdır. Nasıl bir ağacın meyvelerinin altından, ağacın bütün dallarının aralarını anlıyorsak; her biri birer yaratılış meyvesi olan dev kürelerin, dev yıldızların, dev galaksilerin ve dev kuasarların altından da bütün kâinatı, yani bütün hilkati anlıyoruz.   

Ve anlıyoruz ki, şu şehadet âlemi, yani şu görünen âlem, Cehennemin yüzüne çekilmiş tenteneli bir perdeden ibarettir. Meyvenin hangi dalını kaldırsak, altından Cehennem görünecektir. Ve aslında meyveler de, Cehennemin âlem-i şehadetten görüntüleridir denilebilir. 

BÜTÜN ATEŞİMİZ CEHENNEMDEN OLMASIN

Yani anlıyoruz ki, yer kürenin içinden fırlayan lavlar olsun, dev yıldızlardan, dev kürelerden, dev galaksilerden ve dev kuasarlardan akıl almaz homurtularla kükreyip dönen ateş olsun, bu kürelerden kâinata yayılan enerji olsun Cehennemin âlem-i şehadetteki farklı boyutlarda görüntülerinden başka bir şey değildirler. 

Nitekim yazın şiddetli sıcağına bile hadis dilinde “min feyhi cehennem” (Cehennemden bir nefes) denmiştir.4

Keza kışın şiddetli soğuğundan olan zemherir bile Cehennemde soğuğu ile yakan bir ateş sınıfının adıdır.5 

3- “Allah’ın mülkü pek geniştir. Şecere-i hilkatin dalları da her tarafa uzanıp gitmiştir; Cehennem nereye giderse, yeri vardır.” Allah nereye dilerse Cehennemini kurar. 

4- Bir rivayete göre Cehennem matvidir, yani dürülüp bükülmüş ve adeta nüve veya yumurta haline getirilmiştir. Öyleyse Cehennemin yer kürenin merkezinde bir çekirdek halinde şimdilik bize varlığını hissettirmesi, bilâhare âhiret âlemi açılınca da tamamıyla tezahür etmesi mümkündür.6

Allahümme ecirnâ mine’nnâr! Âmin. 

Dipnotlar:

1- Bediüzzaman, İşaratü’l-İ’caz, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2009, s. 302.
2 - Bakara Sûresi: 24.
3 - Hakim, Müstedrek, 4/568.
4- Bediüzzaman, Mektûbât, Yeni Asya Neşriyat, Germany, 1994, s.15; Buhari, 1/142, 162.
5- Bediüzzaman, Sözler, Yeni Asya Neşr., Germany, 1993, s. 237; İşaratü’l-İ’caz, Yeni Asya Neşr., İstanbul, 2009, s. 301.
6- Bediüzzaman, İşaratü’l-İ’caz, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2009, s. 302.

Okunma Sayısı: 2534
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı