21 Şubat 2015 günü inşallah 46. Yaş gününe girecek olan Gazetemiz Yeni Asya, bu güne özel ve güzel bir doğum günü hediyesi verme hazırlığı içinde: Bediüzzaman ve Neşriyat.
YENİ ASYA’NIN DOĞUM GÜNÜ EKİ
Gazetemizin, hizmete dönüştürmek istediği bu doğum günü sevincine, şevkine ve heyecanına siz de ortak olmak ister misiniz?
Bu hizmet kervanına ve heyecanına ortak olmak için bulunduğunuz hizmet mahallinin neşriyat temsilcisiyle görüşmeniz ya da doğrudan gazetemiz neşriyat bölümünü arayarak, alıp dağıtacağınız kitapçık sayısını bildirmeniz yeterli olacak.
8 Şubat’a kadar sayı bildirmeniz gerekiyor.
Bir hizmet, zamanında yapılırsa bir değer ifade ediyor.
ÇİLELİ YOLUN YOLCUSU
Gazetemiz Yeni Asya kırk beş seneden beri bir çileli yolun yolcusu.
Risale-i Nur’un nâşir-i efkârı olmak kolay iş değil.
Herkesin sus pus olduğu zamanlarda susmamak kolay iş değil!
Eğilmeyeceksiniz, bükülmeyeceksiniz, yıkılmayacaksınız, hakkın hatırını hiçbir güce, hiçbir kuvvete, hiçbir iktidara, hiçbir hatıra satmayacaksınız.
Tirajınız istenen rakama çıkmayacak. Çünkü siz şakşakçı değilsiniz, fetvacı değilsiniz, alkışçı değilsiniz.
Hakkın hatırını âli tutmanın bedelini bu yüzden peşin, ama ağır ödeyeceksiniz.
Tıpkı Peygamber Efendimiz’in (asm) kendini sevenlere söylediği gibi…
Bir gün Sahabe-i Kiram: “Ya Resulallah! Seni çok seviyoruz.” dediler.
Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Beni seviyorsanız belâya, fakirliğe ve zorluklara hazır olun. Çünkü beni sevene dünya gülmez!”
Evet, para, pul, makam, mevki, dünya sizin dâvânızın yanında hiçbir değer ifade etmeyecek!
Dünya size gülmeyecek!
Ama siz bütün imkânınızı bir dâne-i hakikati söyleyebilmek için sarf edeceksiniz. Bütün varlığınızı süfyanizmin zulümatını dağıtmak için ve sağır sultana hakkı ve hakikati haykırmak için kullanacaksınız.
Bu yüzden itibar görmeyeceksiniz. Eller üstünde tutulmayacaksınız. Taşlayanlarınız çok olacak.
Ama siz sıkılmayacaksınız, moralinizi bozmayacaksınız, elinizi inandığınız haktan ve hakikatten gevşetmeyeceksiniz.
Bediüzzaman’ın neşriyatçılığını yapmak kolay iş değil.
GELİN YENİ ASYA’MIZA SAHİP ÇIKALIM
Bediüzzaman Said Nursî… Mutlâkiyet, Meşrûtiyet, Cumhuriyet ve Demokrasi olmak üzere dört dönem görmüş ve dört dönemde sesini hiç kesmemiş, neşriyattan hiç uzak kalmamış bir Zât-ı Nuranî. Hep ümmete söyleyecekleri olan, hep cebbar - demokrat hiç fark etmeden yöneticilere tavsiyeleri bulunan… Hep hapiste veya dağda, seferde veya hazarda kibrit kutularına kadar her bulduğu yazılabilir satıhlara hakkı ve hakikati haykırmaktan incinmeyen, yorulmayan, erinmeyen, çekinmeyen bir hakikat havarisi, bir müsbet hareket kahramanı, “mevtim hayatımdan ziyade dine hizmet edecek” diyen bir nurdan adam!
Hiç neşriyatsız olur mu?
Gelin; Yeni Asya’mıza yeni bir solukla sahip çıkalım.
Şu sosyal ve siyasî gidişata muhalefet ediyor diye Yeni Asya’ya kızanlarımız varsa, lütfen kılıçlarını kınına soksunlar.
Hep serfüru, hep serfüru… Hayır!
Zulme serfüru bizim kitabımızda yazmaz!
Bize yalnız Hakka serfüru (baş eğmek) yakışır ve bu yeter bize!
MUHALEFET DE LÂZIM
Bediüzzaman değil mi, “Haksızlığa karşı, zulme karşı, kanunsuzluğa karşı muhalefet, hiçbir hükûmette suç sayılmaz; bilâkis, muhâlefet meşrû ve samîmi bir muvâzene-i adâlet unsurudur.”1 diyen…
Bu nurdan hakikatleri haykırmak lâzım!
Yoksa Bediüzzaman’ın hakkını ketmetmiş oluruz.
Yoksa hakkın ve hakikatin namusunu çiğnetmiş oluruz.
Yoksa yarın mahşerde, mahcubiyetten, başımızı eğmekten, yerde delik aramaktan boynumuz kırılır!
“Bediüzzaman ve Neşriyat” broşüründe neler var, neler! Bediüzzaman’ın sanki, “ekmeksiz yaşarım, neşriyatsız yaşayamam” demişçesine, her dört dönemde de hiç neşriyatsız olmadığını gayet güzel sunmuş gazetemiz.
Sipariş verelim, alalım, dağıtalım, ulaştırabildiğimiz kadar insana ulaştıralım, çorbada bizim de tuzumuz olsun, gücümüz yettiği kadar, binlerce duâlar, duâlar alalım.
Yarın mahşerde yüzümüz ak olsun!
Dipnotlar
1- Tarihçe-i Hayat, s. 564.