"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman kimleri kabul etmiyor?

Süleyman KÖSMENE
17 Mart 2016, Perşembe 10:00
Mehmet Ali Bey: “Üstad Hazretleri’nin “Ben kendimi beğenmiyorum, beni beğenenleri de beğenmiyorum” sözünü nasıl anlamalıyız? Biz Üstadımızı çok seviyoruz ve çok beğeniyoruz. O zaman Üstad Hazretleri bizi beğenmiyor mu?”

İHLÂSIN TEZAHÜRÜ     

Bu sözler, azamî ihlâs ve mahviyet prensibinin bir tezahürüdür. Bizim bu cümleden çıkaracağımız ders, hayatta ne tür bir başarı kazanırsak kazanalım, azamî ihlâs ve mahviyet prensibini kendimize düstur edinmemizdir. Bediüzzaman bir insanın ayrı ayrı ahlâk gösteren çeşitli şahsiyetleri olabileceğini ifade ediyor ve bunun için bir memurun makamındaki vakarı ile evindeki tevazuunu örnek veriyor. 

Meselâ makamda tevazu olmaz. Bu, makamı tenzil olur. Evde de vakar olmaz! Bu da kibre girer. Demek evine dönünce makamındaki ahlâkının zıddı bir ahlâk olan tevazu gerekiyor.  

 Nitekim ecdadımız, “Taş yerinde ağırdır” demişler. Her ikisi de yerine göre iyi ahlâktır. Ama biri diğerinin yerine geçerse ikisi de kötü ahlâka dönüyor.   Yani yerinde olmayan vakar kibre, tevazu da zillete dönüyor. 

O KAPI KAPALIDIR       

Sağlığında hediyeyi, hürmeti ve ziyareti kabul etmeyen1 Bediüzzaman, kendisini ziyarete gelenleri ikiye ayırıyor:  

1- Hayat-ı dünyeviye cihetinde gelenler. 

Meselâ kısmetim açılsın, kazancıma bereket gelsin. İşime uğur gelsin, hastalığıma şifa olsun gibi niyetlerle gelenler için Bediüzzaman diyor ki: “O kapı kapalıdır!” 

Bediüzzaman kendisini ve dâvâsını dünya metaına alet ettirmiyor!

2- Hayat-ı uhreviye cihetinde gelenler. 

AHİRET KAPISINDA KABUL ŞARTLARI          

Evet, ahiret için Bediüzzaman kendisini ziyarete izin veriyor. 

Fakat Bediüzzaman’ın burada da şartı vardır. Diyor ki: “O cihette iki kapı var:

1- Şahsımı mübarek ve makam sahibi zannedip gelenler. 

Bu kapıda insanların ahiret hesabına duâ istekleri, feyiz talepleri, sevaplarını arttırma duyguları, daha çok zahire-i ahiret kazanma niyetleri ön plânda bulunuyor. 

Fakat ilginçtir; Bediüzzaman bu kapıyı da kapatıyor! Diyor ki: “O kapı dahi kapalıdır.”

Bediüzzaman bu kapıyı neden kapattığını da şöyle açıklıyor: 

“Çünkü ben kendimi beğenmiyorum; beni beğenenleri de beğenmiyorum. Cenâb-ı Hakk’a çok şükür, beni kendime beğendirmemiş.”  Bu durumda, “Bediüzzaman büyük adam! Duâsını alalım; sevabımız-feyzimiz artsın! Cennetimizi genişletelim!” gibi niyetlerle gelenleri de Bediüzzaman kabul etmiyor. Bu niyeti de sahih bulmuyor. Fakat ahiret için gelenlerden ikinci bir kısım vardır ki, Bediüzzaman böyle gelenleri “başım gözüm üstüne” diyor ve kabul ediyor. Bu ciheti şöyle açıklıyor: 

2- “Sırf Kur’ân-ı Hakîmin dellâlı olduğum cihetledir. Bu kapıdan girenleri ale’r-re’si ve’l-ayn kabul ediyorum.”2

BEDİÜZZAMAN ANCAK HİZMETİ KABUL EDİYOR!  

Fakat Bediüzzaman, Kur’ân’ın dellâlı olduğu şahsiyetine sahip çıkmıyor. “Kur’ân’a ait bir şahsiyetim var.” diyor; ama ilâve ediyor: “O ahlâk benim değil; ben sahip değilim. Belki o makamın ve o vazifenin iktiza ettiği seciyelerdir. Bende bu neviden ne görseniz benim değil; onunla bana bakmayınız, o makamındır.”3    

Bu durumda Bediüzzaman’ı “Kur’ân’ın dellâlı” sıfatıyla ziyaret edenler, aslında Kur’ân’ı ziyaret etmiş oluyorlar. Kur’ân’ın hakikatlerinin neşrine hizmet etmeyi amaç ediyorlar. Bediüzzaman’ın hizmetine yardım etmek istiyorlar. 

Bediüzzaman böyle niyet taşıyanlara kapısını açıyor ve bunları kabul ediyor.

Bediüzzaman o gün ancak hizmet niyeti taşıyanları kabul etmiştir. Bu gün de ancak hizmet niyeti taşıyanları kabul ediyor. 

Bunun dışında işin kabuğunda, kışrında, havasında, şatafatında, makamında, azametinde, şovunda, reklâmında kalanları Bediüzzaman kabul etmiyor.

 Dipnotlar:

1- Emirdağ Lâhikası, s. 406; Tarihçe-i Hayat, s. 606.
2- Mektubat, s. 329.
3- Mektubat, s. 307.

Okunma Sayısı: 3468
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Metin kardeşime..

    18.3.2016 10:03:38

    Üstad'ın 86 yıllık hayatında; tek bir kişi bile onda en küçük bir kibir emaresi görseydi onu yayardı ve inan bana şu an milyonlarca insan onu kibirli biri olarak bilecek.. Zaten yazdığın şey çok mantıksız ve tezat.. Aşırı mütevazilik nasıl olur da kibrin göstergesi olabilir ki..?

  • Metin

    17.3.2016 08:05:55

    Bu aşırı tevazuu sadece kibrin göstergesidir

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı