Emine Hanım: “Anne babayı ve akrabayı arayıp sormanın ve ziyaret etmenin zamanı ne olmalıdır? Ölçü nedir? Bu konuda Kur’ân’da ve hadislerde bir ölçü var mıdır?”
SILA-İ RAHMİ İHMAL ETMEMELİ
Sıla-i rahim farzdır. Yani anneyi öncelemek kaydıyla sırayla babayı ve yakından uzağa diğer akrabaları aramak, sormak, ziyaret etmek, ihtiyaçları varsa elimizden geldiği kadar muhakkak ilgilenmek, ihtiyaçlarını görmek, hayatî derecede hizmete ihtiyaçları varsa hizmetlerini yapmak Kur’ân’ın emirlerdendir. Arayıp sormanın, ziyaret etmenin ve ihtiyaçları ile ilgilenmenin resmî bir zamanı yoktur. Ölçü ihtiyaç derecesine göre değişebilir. Esas olan kendimize göre değil, anne ve babamıza göre onları ihmal etmemektir.
Bazen bir vurdumduymazlıktır; evlatlar günlerce aramıyor, oysa anne ve babamız her gün yol gözlüyor. Bizim gafletimizi değil; onların gözlemesini esas alarak onlarla ilgilenmelidir. Faziletli olan, onları yola baktırmamaktır.
Bizim örfümüzde aslında geniş aile esastır. Yani anne ve baba kadar dede ve nine de ailenin asil fertlerindendir. Dede ve nine aileden uzakta kalmazlar. Böylece hem onların ihtiyaçları göz ardı edilmemiş, hem de torunlar dede ve nine şefkatinden mahrum olmamış olurlar. Aynı evde olmasa bile en azından yakın evlerde kalmaları faziletlidir.
Anne ve baba eğer uzakta iseler, mümkün olan iletişim araçlarını kullanarak onları aramalı, hal ve hatırlarını sormalıdır. Mümkünse ziyaretlerini ihmal etmemelidir. Arayı açmamak kaydıyla hal hatır sormayı, ziyaret yapmayı ve ihtiyaçlarını yerine getirmeyi, ihtiyaç şiddetini de dikkate alarak biz ayarlamalıyız.
Emir çok açıktır: “Allah’tan başkasına ibadet etmeyin, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edin ve herkese güzel sözler söyleyin.”1
Resulullah Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Rahim Arş’a asılmış vaziyettedir. Şöyle der: “Kim beni gözetirse Allah da onu gözetsin. Kim benden uzaklaşırsa Allah da ondan uzaklaşsın.”2
Bediüzzaman diyor ki: “Eğer ahiretini seversen, işte sana mühim bir define: Onlara hizmet et, rızalarını tahsil eyle. Eğer dünyayı seversen, yine onları memnun et ki, onların yüzünden hayatın rahatlı ve rızkın bereketli geçsin.”3
ANNELER ŞEFKAT MELEĞİ GİBİDİR
Hamdi Bey: Yaşlı anneme iyilik yaptığımda çıkarıp para veriyor. Ben de çoğu zaman istemediğimi söylüyorum, bu sefer kırılıyor. Ne yapmam lazım? Ayrıca annem hava kötü olunca (derse) gitme, üşürsün diyor. Ne yapmam lazım? (Yaşım 50’den fazladır.)
Anneler şefkat meleği gibidirler. Siz yüz yaşında da olsanız onların gözünde çocuk hükmündesiniz. Yaşlandıkça sizi bir bebek gibi koruma isteği ifrata doğru kayabilir. Onu kırmadan mukabele etmeniz, elini öpüp hürmet göstermeniz kâfidir. Yani hem derse gitmenin, hem üşümekten korunmanın, hem de annenizi memnun etmenin bir yolu olmalıdır. Bunu siz başarısınız.
Annenize iyilik yaptığınızda size para vermesi onun fart-ı nezaketini gösterir. Bu iyidir. Onu bunun için incitmeyin. Almadığınızda mutlaka elini öperek onu buna ikna edin. Bazen de hayır ve hizmet adına alırsanız bunu ona söyleyin.
Sizin o altın kalbiniz, annenizle olan ilişkilerinizi de altına çevirir ve Rıza-i Bari olarak inşallah size geri döner.
GÜNÜN DUASI
Ey mahlûkatına merhamet eden! Ey mevcudatına hükmeden! Ey kullarına rahmet eden Allah’ım! Hesap gününde beni, annemi, babamı ve bütün mü’minleri bağışla! İnsanları dirildiğin gün, zorluklarımızı kolaylıklara tebdil eyle! Âmin.
Dipnotlar:
1 -Bakara Suresi: 83. 2- Buhari, Edeb, 13; Müslim, Birr, 17, (2555). 3- Mektubat, s. 440.