Menfur 15 Temmuz hadisesinden bu yana 10 ayı geride bıraktık. Millet olarak 15 Temmuz menfur hadisesini bu milletin ve bu devletin başına açanlara hep bedduâ ettik. Yine ediyoruz ve kıyamete kadar da hep lânetle anılacaklar. Allah bu dehşetli fitneyi plânlayanları ve serenleri Kahhar ism-i şerifiyle kahr-u perişan eylesin ve dünyada ve ahirette rezil rüsvay eylesin. Âmin.
Sayın adil hâkimler,
Bu meselede işin zor kısmının da, sizin olduğunun farkındayız. Ne yapalım; siz bu zor mesleği, mesleğe adım atarken seçtiniz. Adalet dağıtmak, Allah’ın Adl, Âdil, Hakem, Hakim, Hak ism-i şeriflerine mazhar olmak, suçluyu suçsuzdan ayırmak kolay bir iş değil! Kılı kırk yarmanız gerekir. Hem ibadettir. Hem görevdir. Hem sizi de Allah’ın nezdinde mahkûm eder veya bahtiyar eder bir meslektir. Çünkü bilirsiniz “Ahkemü’l-Hâkimin”1 olan, Yargıçların Yargıcı olan Cenâb-ı Allah’tır. Her verdiğiniz hükümde sizi de yargılayacak olan bir Allah var. Dolayısıyla dünyada da, mahşerde de işiniz kolay olmayacak. Size duâ ediyoruz. Allah hakkı ve adaleti uygulamada yardımcınız olsun. Âmin.
Bu makalemi sizlere hitaben yazıyorum. Çünkü siz hukuk kurumu iseniz, ben kamu vicdanıyım. Korkarım ki, ben yazmazsam Allah benden soracaktır. Ülkemde yüz binlerce kişi (aileleriyle birlikte en az bir milyon kişi) bu menfur olayla ilişkilendirildi. Tutuklandı, mağdur edildi. Oysa hâlâ haklarında bir hukukî süreç başlatılmadı, hâlâ yüz binlerce kişi yargılanmadı.
Bizi mazur görün, soruyoruz: Bu insanlar hâlâ neden yargılanmıyorlar? Adalet neden yavaş değil; çok yavaş değil; çok çok yavaş işliyor? Binlerce arsız ve hırsız salıverilerek, cezaevleri boşaltılıp, yüz elli bin kişinin on aydan beri tutuklu bırakılması ve mahkemelerin bir türlü yapılmaması ne anlama geliyor? Bu insanları yargılamada hâkimler mi isteksiz? Savcılar mı delil bulmakta çaresiz? Elde bu kişileri yargılamaya ve mahkûm etmeye yetecek delil yok mu?
Peki, o zaman, yeterli suç delili olmayanları neden serbest bırakmıyorsunuz? Denetimli serbestlik gibi tutuklu haklarından, hakkında delil olmayanları faydalandırmak daha adilce bir tutum değil mi? Suçluluğu müdellel olarak sabit oluncaya kadar kişilerin suçsuzluğu asıl değil mi? “Beraat-i zimmet asıldır” hukuk kuralını hangi hukuk kuralıyla rafa kaldırdınız?
Sürüp giden OHAL’in yargılamalarda işinizi kolaylaştıracak bir zemin olarak ihdas edildiği kanaatinde olmak istiyoruz. Yoksa OHAL adalet etmenize mi engeldir? KHK’larda mahkeme etmeyin ve adaleti mümkün mertebe geciktirin diye bir emir mi vardır? Elinizi adalet etmekte bir tutan mı vardır?
Eğer aksine bir emir yoksa adalet neden geciktikçe gecikiyor? Hukuk neden işlemiyor? Elde suç delili yoksa neden insanların suçsuz olduklarını delillendirmelerini istiyorsunuz? Bu nasıl bir süreç? Bu nasıl bir hukuk anlayışı? Bu nasıl bir adalet?
Sayın adil hâkimler,
Cezaevinde tutuklu bekletilen 150 binden fazla kişi yalnız değiller. Her birisinin birinci dereceden en az üç-beş aile efradıyla birlikte toplamda bir milyonu aşkın Türk ve Müslüman evlâdı sizden adalet bekliyor. Bu insanlar merhamet edin demiyor, acıyın demiyor, affedin demiyor, iltimas geçin demiyor, suçumuzu örtbas edin demiyor; adalet edin diyor! Adalet edin diyor! Adalet edin diyor! Mahkeme edin ve yargılayın diyor!
Şunu unutmayın ki, ya bu gün, bu an, elinizde bulunan dosyalarla ilgili bir an önce mahkemeleri oluşturacak ve adalet edeceksiniz; ya da tarih ve kamu vicdanı sizi yargılayacak, Allah sizinle ilgili bir gün adalet edecektir!
Şunu unutmayın ki, temelde bir milyon mağdur ile birlikte, bu insanların ikinci, üçüncü, dördüncü dereceden yakınlarıyla beraber en az on milyon Türk evlâdı şu an psikolojik, sosyolojik, fizyolojik travma içindedir. En az on milyonu gizli veya açık travma içinde olan seksen milyonu aşkın bir millet sizden adalet bekliyor. Türk Milletini bu kadar adalete susatmaya hakkınız var mı?
Bu işin ahireti yok mu?
Ahkemül-Hâkimin olan Allah yarın hukuku düzgün işlettiğinde, bu adaletsiz sürecin sizleri mahkûm etmesinden sakının! Kamu vicdanında ve Allah nezdinde suçlu bulunmaktan kendinizi koruyun!
Dipnot:
1- Tin Sûresi: 8.