"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Avrupa’da sağ denilince ne anlaşılıyor?

Şükrü BULUT
12 Temmuz 2024, Cuma
Yazımızın başlığını görenler, bu sorunun çok şeyleri tedai ettirdiğini bilirler…

Bizden; sağ ve sol manaları, tarihçeleri ve inançlardaki yerleri gibi sorulara da cevap isteyeceklerdir. Gördüğünüz üzere; bir sahife içinde ve beş yüz kelime ile meramımızı anlatmak durumundayız. Belki bu geniş çerçeveyi, maksadımızı ifade edecek şekilde daraltıp hususileştirmemiz gerekecek.

Sosyal Marksistlerin global sermayenin ekserisini kontrol etmeye başladıkları ve demokrasiyi itibarsızlaştırmaya çalıştıkları şu zamanda, bu küresel ihtilâlcilerin toplumun zihin coğrafyasına ve oradaki kelime ve manalara kadar müdahale ettiklerini, çalışmalarının neticelerinden anlıyoruz. Liberalizm manasına ilâve ettikleri “YENİ” kelimesiyle milletlerin zihinlerindeki hürriyet/demokrasi anlayışını değiştirmeye çalıştıkları gibi, insaniyetin sosyal hayatını düzenleyen yüzlerce manayı da, kendi uydurma sözcükleriyle itibarsızlaştırmaya uğraştıklarını; medyada, okulların müfredatlarında, netflix gibi dev filim zincirlerinde ve nihayet siyaset arenasında açıkça görüyoruz.

Bu yazımıza sebep olan Avrupa’daki siyasi gelişmeler ve bu gelişmelerde öne çıkarılan “Avrupa Sağı” ifadeleri; SAĞ ve SOL mefhumlarına çok dar bir açıdan bakmaya çalışacağız. Kur’an’ı Kerim’de “Ashabu’l –Yemin (sağ) ve Ashabuşşimal (sol) kelimeleri ve başka ayetlerde bu manaya gelen diğer ayetler; bu manada Müslüman Dünyasında bu manadaki zihni kargaşaya müsaade etmemiş. Oralardaki “SOLUN” manası açıktır. Semavi dinlere, ahlaklara ve hayatlara karşı olanların SOL’da yer aldıklarını biliyoruz. Fakat Avrupa’da ise mesele bu kadar net değil.

Bediüzzaman Said Nursi, Avrupa ile İslâm Alemini karşılaştırırken üçüncü bir tercihe işaret eder. Semavi dinlere karşı olanlara (materyalist felsefe) solcu, Müslümanlara sağcı ve Hristiyanlara da “Orta” pozisyonunu verir. Hristiyanların bulundukları orta pozisyon, bilhassa hürriyet, demokrasi ve insaniyet peşindeki diğer halklara bir ortak hareket alanı da olur. Yani Müslümanlık, Hristiyanlık veya başka inançlar demokrasiye zıt olmadıklarından; insani olan bu rejimde bütün inançlar, kimliklerini koruyarak barış içinde bir arada yaşayabilirler.

Bediüzzaman’ın bu yaklaşımına itiraz etmiş bir Hristiyan feylesof yoktur. Fakat siyasi manada zihinleri iğfal için kullandıkları “sağcılık” mefhumunun esasta soldan doğduğunu, bütün felsefe tarihçileri biliyorlar. Materyalist veya Marksist feylesoflarının bilhassa 19. Yüzyılda Avrupa’da ürettikleri ırkçılık/milliyetçilik düşüncesinin ne Müslümanlıkla ve ne de Hristiyanlıkla ilgili olmadığını eserlerinde yazmışlar. Belki de şu şekilde ifade etmemiz daha güzel olacak… Irkçılık/milliyetçilik düşüncesinin kaynağı, semavi dinlere karşı olan materyalist felsefedir. Aslı soldan gelen bu düşünceyi, milliyetçilik sosuna buladıktan sonra piyasaya “sağcılık” olarak pazarlayanların, ancak münafık Marksistler olduğunu söyleyebiliriz.

Demokrasi ve insaniyet karşıtı olan Marksistlerin, ırkçılığı/milliyetçiliği sağcılık olarak propaganda etmelerinin altındaki maksadı biliyorsunuz. Demokrasilerde halkları iğfal etmek, korkutmak, iç çatışmalara sürüklemek için; milliyet duygusunu ırkçılıkta kullanıyorlar.

Türkiye’mizden de örnek verebiliriz. Kemalizm; ırkçılığı ve milliyetçiliği, Materyalist Avrupa’nın yardımıyla dinlerini gaspettiği Türklerin iğfalinde kullanmıştır. Fakat bütün Kemalistler kendilerini solcu olarak tanıtırlar. Zira m. Kemalin semavi dinlere düşman olduklarını bilirler. Avrupa’da Hristiyanlığı benimsemiş bütün vatanperver ve milliyetperver Hristiyanlar, daima ırkçılıkla aralarına mesafe koymuşlardır. Onlara karşı çıkan Marksistlerin bu geleneksel Hristiyanlık çizgisini bazen sağcı ve bazen faşist olarak nitelemeleri ise, kendilerine karşı oluşlarından başka bir şey değildir. Küresel ihtilalciliklerinin önündeki demokrasi engelini aşabilmek için; karşı cepheyi hile ve desise ile parçalamaya çalışıyorlar. Bilhassa 1970 lerden sonra, sermaye ve hürriyetlerle anlaşmış bir kısım sosyal Marksistlerin, kapital ile siyasete müdahalesi neticesinde

Avrupa’da “SAĞCI KİMLİK” üretilmiş oldu. Bu kimliği üretenlerin, finanse edenlerin ve hatta onlar adına terör gurupları kurarak bu paralı elemanlarıyla cinayet ve dehşet saçanların Marksist olduklarını, bütün araştırmalar ortaya koyuyor.

Avrupa’da önce PEGİDA hareketini ve sonra AfD partisini kuranlar, sosyal Marksistler değil miydi?

Bin bir desise ile Rotshild çalışanını Fransa’nın başına musallat edip Fransa halkını bezdirip, buradaki – sözde- milliyetçi partiyi öne çıkaranlar da; barış, demokrasi ve AB düşmanı olan sosyal Marksistlerin ta kendileridir. Siz bunlara Macron, Sarkozy, von den Leyen, Helmut Kohl ve Merkel de diyebilirsiniz. Zira bütün bu siyasetçilerin söz konusu organizeli Marksist sermayece desteklendiklerini, küçük araştırmalarla öğrenebilirsiniz…

Okunma Sayısı: 1648
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Süleyman

    13.7.2024 09:25:51

    Bu makale, hamasi nutuklardan ve magazin bilgilerden bizi ilmiliğe davet ediyor. Baş göz üstüne...

  • Nur

    12.7.2024 23:01:40

    Avrupa’da sosyalizm de iki türlü algılanıyor. Sosyal adaleti hedef almış ve dinlere düşman olmayan sosyalizmi, Marksist sosyalizmde ayırmamız gerekiyor.

  • Ahmet Said

    12.7.2024 15:01:26

    Yalnız Avrupa'da değil, Türkiye veya İslâm Dünyasında da sağ ve solun manalarını bilemiyoruz. Birçok Müslümanın dünyasında, Marksizm kapitalizmden ve Hristiyanlıktan daha yakın duruyor. Zihinlerimiz burada da bulanık. Berraklık istiyoruz bu konuda. Yeni Asya üzerine düşeni yapmalı.

  • Said Emre Dağ

    12.7.2024 14:18:04

    Avrupalıların endülüse ne yaptıklarını biliyoruz. Bosnaya, kosovaya ne yaptıklarını gördük. Balkanları kan gölüne çevirdiler. Avrupa hep böyle bozguncuydu.

  • Demokrat Avrupa

    12.7.2024 12:35:32

    Münafıkane hareketler her şeyde olduğu gibi kelimelerin de içlerini boşaltarak manalarını yitirmeye çalışıyorlar…Aynı Irak’a demokrasi götüreceğiz deyip de ülkeyi üçe böldükleri gibi…

  • Hüseyin T

    12.7.2024 12:25:13

    küresel çağda yaşanan  felaketlerin ekseriyetinin müsebbibi ortam sağlayıcısı ademoğlunun bizatihi kendisidir. Yeryüzündeki nüfusun cüzi bir kısmı bozguncu ekserisi seyircidir. Kuranı Kerimin muhtelif ayetlerinde ademoğlunun mahiyeti anlatılırken, dehşeti ve cürmünün sınırları tanımlanırken sık sık cahil ve zalim sıfatlarının kullanılması  ikazların yapılmış olması düşündürücüdür. Peygamberlerin mürşidlerin düşünürlerin ve  eğitim sistemlerinin bu cahil ve zalim mahluku insan yapmak için yeryüzünün koruyucu ve halifesi yapmak için yıllarca uğraşmaları anlamlı ve gereklidir ..Batı bunu eğitimle bilimle rasyonel akılla kısmen de olsa başarmış, doğu geçmişin tekrarıyla sınıfta kalmıştır.

  • Mustafa-kemal

    12.7.2024 11:45:13

    Batida kim iktidara gelirse gelsin ayni politika uygulanir.abd ve israil ne diyorsa o olur.boṣuna ümitlenmiyelim.bati tek dilden anlar,kuvvet ve menfeaat.varsa konuṣabilirsiniz.yosa görmez sizi

  • Hamdi

    12.7.2024 10:03:15

    Yerinde ve zamanında bir yazı. Vazifesini bilinçli veya bilinçsiz yapmayarak milletine ihanet edenlere sessiz kalan bekçilere güzel bir ders olmuş.

  • Mustafa Said Kara

    12.7.2024 08:36:50

    Batılı Hristiyan devletler dünyanın dört bir tarafını misyonerlik faaliyetleri ile sömürmediler mi? Ve halen daha sömürmeye devam etmiyorlar mı? Hristiyan halk elinde bulundurduğu zenginliği fakir ülkelerle neden paylaşmıyor? Avrupadaki bütün kötülükleri marksistlere verip hristiyanları sanki masum gibi düşünmek bir hata olur. Aliya der ki: Unutulan katliam bir daha yaşanır. Daha dün bosna soykırımının yıldönümüydü. Hırvat ve sırp hristiyanlar yaptı bu katliamı. Amerika yerlilerini kim yok etti? Avustralyayı kim işgal etti? Hindistanı, İranı, Afrikayı kim işgal etti? Osmanlıyı kim yıktı? Hristiyanlar kusura bakmasın ama Müslümanlara karşı hiç iyi niyetli değiller.

  • S.topuz

    12.7.2024 05:50:46

    ..."Bil ey ikinci Avrupa! Sen sağ elinle sakîm ve dalaletli bir felsefeyi ve sol elinle sefih ve muzır bir medeniyeti tutup dava edersin ki, beşerin saadeti bu ikisi iledir. Senin bu iki elin kırılsın ve şu iki pis hediyen senin başını yesin ve yiyecek. Ey küfür ve küfranı dağıtıp neşreden bedbaht ruh! Acaba hem ruhunda, hem vicdanında, hem aklında, hem kalbinde dehşetli musibetlerle musibet-zede olmuş ve azaba düşmüş bir adamın cismiyle, zahirî bir surette aldatıcı bir zînet ve servet içinde bulunmasıyla saadeti mümkün olabilir mi? Ona mes'ud denilebilir mi? Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı, İman ve Küfür Müvazeneleri - 180 Rahmet Şefkat - 78 🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😥😭😪🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇩🇪🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • S.topuz

    12.7.2024 05:48:43

    "Yanlış anlaşılmasın, Avrupa ikidir: Birisi, İsevîlik din-i hakikîsinden aldığı feyz ile hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye nâfi' san'atları ve adalet ve hakkaniyete hizmet eden fünunları takib eden bu birinci Avrupa'ya hitab etmiyorum. Belki felsefe-i tabiiyenin zulmetiyle, medeniyetin seyyiatını mehasin zannederek, beşeri sefahete ve dalalete sevkeden bozulmuş ikinci Avrupa'ya hitab ediyorum."... ..."Bil ey ikinci Avrupa! Sen sağ elinle sakîm ve dalaletli bir felsefeyi ve sol elinle sefih ve muzır bir medeniyeti tutup dava edersin ki, beşerin saadeti bu ikisi iledir. Senin bu iki elin kırılsın ve şu iki pis hediyen senin başını yesin ve yiyecek."... Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı, İman ve Küfür Müvazeneleri - 180

  • Davut

    12.7.2024 05:43:25

    Avrupadaki siyasi hareketlerin mahiyetleri ve felsefeleri anlaşılmadan demokrasiye kavuşabilmemizin yolu kapalı gibi görünüyor. Vatan, millet ve İslamiyet düşmanlarını deşifre etmeye devam, lütfen.

  • Davut

    12.7.2024 00:27:31

    Türkiye’deki birçok dikkatli okuyucunun merak ettiği bir konu idi. Elhamdülillah aydınlanmış olduk. Kaleminize sağlık hocam.

  • Erdal

    12.7.2024 00:24:44

    Risalinura uygunca bir makale. Allah gönlünüze ve göğsünüze genişlik versin.

  • Mücahit

    12.7.2024 00:21:01

    İstifadeye medar, teşekkürler..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı