Bu yazımda ise, ilgili rivayetleri artırarak;

a. Mezkur rivayetler

b. Şam rivayetlerinin müzakeresi diye iki başlıkta ele alıp ikincisinde önceki nakilleri biraz müzakere etmek istiyorum.

Öncelikle tekrar Şam’ın “Dmaşk” gibi belli bir vilayetin isminden ibaret olmayıp bir bölgeyi ifade eden bir terim veya tabir olduğunu tekrar hatırlatayım ki, bu rivayetleri dar bir bölgeye hapsederek çıkmaza girmeyelim.

Zaten hadis literatüründe, belli bir vilayete münhasır olan rivayetlere ihtiyatla yaklaşılır fakat Yemen, bundan istisna edilmiştir. Bir de, bu rivayetler müteşabih olduğu için mealden ibaret değil, te’vil gerekir. Mesele bu tevili doğru yaparak ümmet-i Muhammed’i yanlışlıklardan kurtarıp, sırat-ı müstakimi bulmaktır.

a- Şam’la ilgili rivayetler:

1. ”iza fesadüşşam fesadı ümmeti, vela tezalü taifetün min ümmeti hatta yukatilüddeccal”

 Bu rivayet, Helekeşşam helakı ümmeti olarak da ifade edilmekte olup, “Şamın fesadı, ümmetimin fesadıdır. (Ancak bu fesatlara rağmen) ümmetimin içinden çıkarak zuhur edecek bir taife Deccalı öldürünceye kadar devam edecektir” buyurulmaktadır.

Tabiri caizse ‘bu fesat ve helaketlerden sonra artık ümmetimde hayır kalmaz’ gibi ifadeler de kullanıldığı halde, ‘bu fesada rağmen, onun içinden bir taifenin zuhur edip Deccalı öldürünceye kadar devam edeceği’ de, müjdeli ve teselli verici bir haber olarak telakki edilmektedir.

Bunların toplam tevilini sona bırakarak bazı nakillere devam edelim:

2. “Muhakkak siz ilerde Şam ordusu, Mısır ordusu, Irak ve Yemen ordusu gibi ordular bulacaksınız, siz Şam ordusuna katılınız. Şayet ona güç yetiremezseniz Yemen ordusuna katılınız.

Şüphesiz Cenab-ı Allah (cc) Şam’a benim için kefil olmuştur.” (Ebu Davut, Ahmet bin Hanbel, Hakim Taberani)

3. Ebu Hureyre’den rivayette “Savaş ve kargaşalar çıktığında Dımaşk’ta mevaliden (Arap olmayanlardan) bir birlik çıkacaktır. (Hakim ve ibn. Mace, Tecrid’ü Şerhissünne Abdullah b. Amr. H. No:208)

4. “İmanı güçlü kimseler Şam’da olacaklardır.”

5. “Kitabın direğinin yastığımın altından çekildiğini görür gibi oldum. Gözümle takip ettim. Yükselen nur olduğunu, onun Şam’a bırakıldığını gördüm.

6. Dikkat edin şüphesiz iman -fitneler meydana geldiğinde Şam’da olacaktır- (Hakim Taberani)

7. “Şam helak olduğunda artık ümmetimde hayır kalmamış olacaktır.”

8. “Allah’ım, Mekke ve Medinemize bereket ver, mübarek kıl. Şam ve Yemenimize bereket ver, mübarek kıl.” buyurunca içlerinden biri, “Irak için de dua isteyince, Efendimiz (asm) “şeytanın boynuzu orada ortaya çıkacak ve fitne orada yayılacaktır” buyurur.

9. Meryem oğlu İsa Dımaşk’ın doğusundaki beyaz minarenin yanına inecektir. (Tirmizi)

10. Ebu Hureyre’den; “Allah’ın emri kıyamet gelinceye kadar, bu ümmet her nereye yönelse galip gelmeye devam edecektir. İnsanlardan onları yalnız bırakanlar onlara zarar vermeyeceklerdir.”

11. Şam evliyası Mehdiye biat edecektir. Vs. gibi

…

Not: Bu kadar tahşidata rağmen Hutbe-i Şamiye’yi tam anladığımızı iddia edebilir miyiz? Elbette edemeyiz. Çünkü o, âlem-i İslamın yol haritasıdır. Şayet anlaşılsaydı bu şaşkınlık olur muydu?

Demek bu gerçeği Amerika anlamış ki, 2011’de Şam Emevi Camiindeki Hutbe-i Şamiye programını engelleyip imamı oradan sürdürmüştü.

Ey alem-i İslam artık uyan!

Yani konumu Fahr-i Cihan Efendimiz gönderdiği, Üstat da adresi navigasyon olarak doğru gösterdiği halde, biz müslümanlar doğru anlayıp takip edemedik ve onun için şaşkınları oynuyoruz. Demek, çare bellidir. Vesselam.