Havaların ısınması ile kesretle yaratılan ve devamlı bizleri taciz eden bu mahlûklara, neden “mübarek” deniyor diye düşünebilirsiniz.
Sineklerin, dünyada yaklaşık 120 bin, Türkiye’de 1300 çeşidinin yaşadığı söyleniyor. Bunların yüzde doksanını karasinekler oluşturur. Çok mükemmel uçma yetenekleri vardır. Her yere rahatça konar ve kalkarlar. Ayaklarının altından salgıladıkları bir sıvı sayesinde, zor zeminlere bile rahatça tutunur, gözleri ile arkalarını bile görebilirler. Gözlerini, ısı ve ışığa karşı hassas olduğundan radar gibi kullanırlar. Sineklerin gözleri örnek alınarak, ısıya karşı hassas kameralar yapılmıştır. Gözleri, 400 bin küçük gözcükler gibi merceklerden oluşmuştur. Bu mercekler sayesinde küçük mikropları görüp yok edebilirler. İnsan gözü saniyede 20 renk değişimini algılarken, sinekler saniyede 200’ün üstünde renk değişimini algılıyorlar. Ani hareket kabiliyetleri, insanlardan on kat daha fazladır.
20-30 derecelik sıcaklıkta 10 saatte yumurtalarından çıkıp, 6 günde yetişkin sinek olurlar. Bir defada 800 dolayında yumurta yaparlar ve bir yılda silsileli olarak, bir sinekten 10 trilyon kadar sinek üreyebilir. Koku alıcı antenleri sayesinde besinlerin yerini ve kalitesini anlayabilir, rüzgâra karşı yön tayin edebilirler.
Bugün, antibiyotiklerin bir kısmının fare zehirinden yapıldığı söyleniyor. Sineklerin saldıkları salgılar ise kuvvetli bakteri öldürücüsü olduğundan, en güvenli ve en iyi antibiyotikler, karasineklerden yapılıyor. Sinekler, mikroplu yerlere konarak mikropları yok ederler. Yumurtlama zamanı toplardamarlardaki kirli kana, önce uyuşturucu, sonra da kanın pıhtılaşmasını önlemek için bir kimyasal madde şırınga ederek kanı emerler.
Bu mübarek hayvanların özellikleri saymakla bitmez. Eğer sinekler olmasa idi—sebepler dairesinde—hayat dururdu!
Bediüzzaman “Güz mevsiminde sineklerin terhisat zamanına yakın bir vakitte, hodgâm insanlar cüz’î tacizleri için sinekleri itlâf (telef) etmek üzere hapishanedeki odamızda bir ilâç istimal ettiler. Benim fazla rikkatime dokunmuştu. Odamda çamaşır ipi vardı. Bilâhare, o insanların inadına, sinekler daha fazla çoğaldılar. Akşam vaktinde o küçücük kuşlar, o ip üzerinde gayet muntazam diziliyorlardı. Çamaşırları sermek için Rüştü’ye dedim: ‘Bu küçücük kuşlara ilişme, başka yere ser.’ O da kemal-i ciddiyetle dedi ki: ‘Bu ip bize lâzımdır. Sinekler başka yerde kendilerine yer bulsun…’ (…) Ona dedim ki: Böyle nüshaları çoğalan nevilerin ehemmiyetli vazifeleri ve kıymetleri vardır. Evet, bir kitap kıymeti nispetinde nüshaları teksir edilir. Demek sinek cinsi de, ehemmiyetli vazifesi ve büyük kıymeti var ki, Fatır-ı Hâkim, o küçücük kaderî mektupları ve kudret kelimelerinin nüshalarını çok teksir etmiş”1 diyor.
Allah, yeryüzünü ve denizleri temizlemek için, çok çeşitli, leş yiyen canlıları yarattığı gibi, yere dökülen küçük ekmek kırıntılarını yemek, toprağı delip havalandırmak için de kesretle karıncaları yaratmış. Aynı şekilde insanlara zararı dokunan mikrop ve bakterilerden, insanları korumak için sinekleri yaratmıştır. Bir sinekten, silsileli şekilde bir yılda 10 trilyon sinek oluyor, eğer mikrop bulaştırsaydılar, bir yılda insanlık sona ererdi!
Bediüzzaman “Sinekler dahi, insanın gözüne görünmeyen, hastalıkların mikroplarını ve madde-i semmiyeyi (zehirli maddeyi) temizlemekle, sinekler muvazzaftırlar (vazifelidirler). Değil mikropların nakileleri, bilakis muzır mikropları mass, yani emmek ve yemekle o mikropları imha, o madde-i semmiyeyi istihaleye (dönüşüme) uğratırlar, çok sâri (bulaşıcı) hastalıkların önünü alırlar. Hem sıhhiye neferleri, hem tanzifat (temizlik) memurları, hem kimyager olduklarına ve geniş bir hikmete mazhar bulunduklarına delil ise, onların gayet kesretidir. Çünkü kıymettar, menfaattar şeyler teksir edilir. (…) Ey hodgâm insan! Sineklerin binler hikmet-i hayatiyesinden başka, sana ait bu küçücük faydasına bak, sinek düşmanlığını bırak. (…) Sinek pisliği, tıp cihetiyle zararı yok bir maddedir ki, bazen tatlı bir şuruptur. Fakat sinek, yediği binler muhtelif muzır maddelerin ve mikropların ve semlerin menşe-i olmakla, sinekler küçük istihale ve tasfiye makineleri hükmüne geçmeleri, hikmet-i Rabbaniyeden uzak değildir, belki şe’nindendir.”2
Sonuç: Sinekler mikroplu yerlere konduğuna göre, sinekleri öldürmektense, o konduğu yerleri temizlemek daha mantıklıdır. Temizlikte kimyasallar kullanarak aşırıya kaçmak çok tehlikelidir. Kimyasalların büyük bir kısmı buharlaşır. Bugün, kadınlarda görülen hastalıkların en büyük sebeplerinden biri de, solunum yolu ile aldıkları kimyasal temizlik malzemeleridir. Bu kimyasallar, beyin, akciğer ve kanda büyük tahribatlara sebep olur. Çok kimyasal, iyi temizlik demek değildir. Hem mikrop ve bakteriler hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır, tamamen bunlardan arınmak da mümkün değildir, organik temizleyiciler kullanarak oranı en düşük düzeye indirmek lâzımdır.
Dipnot:
1- Lem’alar, 28. Lem’a, 3. Nükte, Yeni Asya Neşriyat, yeni tanzim, s. 607.
2- A.g.e., s. 611-613.