24 Haziran 2018 tarihi itibarıyla, demokrasi-diktatörlük, milletçiler-devletçiler, meclis -tek adam, barış-kavga, hâsıl-ı kelâm “Birinci Türkiye-İkinci Türkiye” taraf(tar)ları için kritik ehemmiyeti haiz çifte seçimli bir sandık önümüze konulmuş bulunuyor.
Gazetemiz “Yeni Asya,” bu sandık vesilesiyle “Tamam, söz milletindir!” üst başlıklı ve de “Demokrasi ve adalet için Millet İttifakı” isimli bir broşür neşrederek, “milleti tenvir etmek” maksatlı tarihî bir hizmeti daha hayata geçirdi. İşte, 15 x 21 cm ebadında kuşe kâğıda ve renkli basılı dört sayfalık broşürdeki müthiş “deklarasyon” (bildiri):
“DEMOKRASİ VE ADALET İÇİN MİLLET İTTİFAKI”
* Evrensel ve güçlü demokrasinin temel ilkelerinden biri olan kuvvetler ayrılığı prensibini te’sis etmek, * Her türlü baskı ve müdahaleden azade, “bağımsız, tarafsız ve âdil” bir yargı, * Milletin verdiği yasama ve denetleme yetkileri KHK’larla gasp ve by-pass edilmeyen güçlü bir meclis, * Meclis’in içinden çıkan, Meclis’e ve millete karşı sorumlu bir dinamik bir iktidar için…
* Önceki seçimlerde milletin büyük ümitlerle verdiği oy desteğinin bir “tek adam rejimi” inşasında kullanılması girişimine “dur” demek, * Tek adamlık dayatmasına karşı parlamenter sisteme dönmek ve Meclis iradesini hâkim kılmak için…
* Darbelerle ve darbecilerle mücadeleyi demokrasi ve hukuk içinde vermek, * Demokratik hukuk devletini yapısal reformlarla güçlendirip sağlam güvencelere bağlamak için…
* Ülkeyi, milyonlarca ma’sum insanın mağduriyetine yol açan OHAL rejiminden çıkarıp normalleştirmek, * İbreyi demokrasi ve hukuka çevirmek, * “Ma’sumiyet” karinesi ile “suç ve cezanın şahsiliği” ilkesini, “âdil yargılanma ve savunma” haklarını işler hâle getirmek, * “Düşünce, ifade, basın, bilim ve san’at, mülkiyet, girişim” hak ve özgürlükleri başta olmak üzere temel hak ve hürriyetlere yönelik baskıları kaldırmak, * Mağduriyetleri en kısa zamanda telâfi edip yaraları sarmak için…
* Ekonomiyi üretim ve istihdama dayalı sağlam bir yapıya kavuşturmak, * Lüks, israf ve şatafata son vermek, * Kaynaklarımızı ve potansiyelimizi doğru ve verimli projelerde değerlendirmek, * Sosyal adaleti ve âdil gelir dağılımını sağlamak için…
* Dış ilişkilerimizi günübirlik ve konjonktürel rüzgârlara, değişken tercihlere ve keyfî tasarruflara değil, “doğru, dengeli, gerçekçi ve barışçı” temellere bina ederek Türkiye’yi bölgede ve dünyada “saygın, itibarlı ve sözü dinlenir” bir konuma taşımak için…
* Milletin ve insanlığın ortak değerlerini ayrıştırıcı politikalara âlet ve malzeme yapmamak, yaptırmamak ve yapmak isteyenlere geçit vermemek, * Kriz ve gerilim siyasetlerinden bunalan ve huzur arayan topluma rahat nefes aldırmak için…
* “Ayrıştırıcı, dışlayıcı, kutuplaştırıcı, kamplaştırıcı” gerilim politikalarına son vermek, * “Çoğunlukçu değil, çoğulcu” bir anlayışı hâkim kılmak, * Siyasetin “savaş değil, olumlu ve yapıcı bir hizmet yarışı” olduğunu göstermek için…
* Sadece bazıları için değil, herkes için hukuk ve adalet, herkes için demokrasi, herkes için hizmet, herkes için fırsat eşitliği anlayışıyla milletin bütün fertlerini kucaklamak için…
YA “DİN” SOSLU FAŞİZM, YA DA TAM DEMOKRASİ
[Kısacası:] Kuvvetler ayrılığı, parlamenter sistem, darbelere karşı [gelmek], normalleşmek, ekonomi, saygın bir Türkiye, huzur, hizmet ve herkes için Millet İttifakı! “Millet İttifakı”na verilecek hiçbir oy boşa gitmez ve ziyan olmaz; hepsi yerini bulur…
Evet, “millet” diye diye hakikatte milleti ha bire kandıran, “kroşe”leriyle (boksta bükük kolla indirilen yumruk ya da ta’bir-i diğerle “sağ gösterip sol vurmak”) milleti şaşkına çevirip duran hâkim/menfî siyaset anlayışına “dur” demek adına, DP’nin de içinde yer aldığı “Millet İttifakı”nı desteklemek için—fazla geç olmadan—inşallah uyan(dır)alım!