Cenâbı Hak bir daha böyle dehşeti bize yaşatmasın. Bu olaya katılan ve bilerek alet olanları Cenâb-ı Hakk’ın ilâhî adaletine havale edelim.

Bu serencamı toplumun bütün ayrıntılarıyla bilmesi lâzım ki:

1- İleride tekrar aynı hataya düşülmesin.

2- Mukaddes din ve onu hakkıyla yaşamaya çalışan halis ve samimî dinî cemaatler haksız ve mesnetsiz yere suçlanıp dışlanmasın. Mukaddes değerler zedelenmesin.      

Bu olayların toplumumuz için bir “turnusol kâğıdı” olmasını dileyelim. Bazı gerçeklerin bir defa daha çok iyi değerlendirilmesi ve dikkatli yorumlanmasının gereğine dikkat çekelim. 

Aşağıdaki konuların da genel bir değerlendirilmesini kamuoyu ve yetkililerin dikkatine sunalım. 

1- Din ve mukaddesatın hiçbir dünyevî ve hatta uhrevî işe alet edilmemesi gerektiğinin bilinmesi. 

2-  “Tek adamlık” hâkimiyetinin ne kadar çığırından çıkabileceğinin görülmesi. Hem gerçek demokrasi, hem de dini hayat için meşveret ve şûrânın gerekliliği şuurunun tesis edilmesi.  

3- Gerçek demokrasi inanç, kavram, anlayış, kültür ve mantalitesinin toplumda yerleşmesinin sağlanması.

4- Adalet ve hukukun üstünlüğünün ve hâkimiyetinin sistematik halde tesis edilmesi. 

Bu olayın arkasından alınan ders ve bazı kazançlarımız: 

1- Olay esnasında demokratik tepkiyi gösteren milletin müsbet hareket, duyarlılık ve cesareti.

2- - Bütün siyaset kurumunun iktidarı ve muhalefet gruplarıyla ilk olarak istisnasız aynı ortak çizgi ve tepkide birleşmeleri.

Toplum olarak bazı kesimlerin olay sonrası endişe duyulabileceği hassas konular: 

1- Kurunun yanında yaşında yanma tehlikesi. Toptancı hareketle masumların da mağduriyete uğraması. 

2- Adalet ve devlet otoritesinin bazı bölümlerinin, öç alma, tarafgir davranma endişe ve ihtimali.

3- Provokasyonlarla,  ihbar ve asılsız şikâyetlerle mağduriyetlerin olma ihtimalinin bilhassa son tasfiyelerle iyice kuvvetlenmesi.

4- Fırsat kollayan terör örgütü ve derin güçlerin bu olaydan nemalanma tehlikesi.

Bütün bu tesbitlerimizin ışığında; 

2016 Türkiye’sinde böyle feci bir kalkışma ve çılgınlığı nefretle kınıyoruz. Milletin kalbi TBMM’yi bombalayacak kadar gözü dönmüşlüğü yapanların hukuk önünde gereken cezaya çarptırılmasını talep ediyor ve bekliyoruz.  

Tahkikat ve yargılamalarda tarafgirlik ve haksızlık yapılmadan gerçeğin ve hakikatlerin su yüzüne çıkarılmasına hiçbir karartmanın olmamasını diliyor ve bekliyoruz. 

Başkasının hürriyetini bozmamanın bir insanlık vazifesi ve hakkı olduğu şuuruyla toplumun gerekli dersini aldığını umuyoruz. 

Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Benî Âdemin en eşrefi, ehl-i hak ve hakikat olan doğru Müslümanlardır. Sırat-ı müstakîmi göremeyen ifrat ve tefrite düşer. Arzın imarının direği olan beşerdir.” (Muhakemat)  Tesbitlerinin ne kadar doğru olduğunu tasdik ediyor ve bizzat yaşayıp yaşatmayı temenni ediyoruz.  

Son olarak da Fethullah Hoca hareketinin serencamını kimlerin, hangi mahfil ve derin güçlerin sabote edip ne kadar, ne zamandan beri, neyi, nasıl, niçin, ne yaptıkları! İhtimal ve soruların da bütün belge ve bilgileriyle kamuoyuna açıklanmasını bekliyoruz. Kim olursa olsun Failleri hakkında gereğinin yapılmasını ve bu konuda bilgi kirliliğinin asgariye indirilmesini bekliyor ve talep ediyoruz.