Selfie günlük hayatımızda herkes tarafından bilinen bir kavram oldu. Türk Dil Kurumu tarafından “özçekim” anlamı verilen selfie’nin kamu personel sınavlarında bile anlamı soruldu. Oxford sözlüğünü inceleyince ise “coşkun ve içi içine sığmayan” olarak tanımlanıyor.
Kendini çekmek, özü çekmek, günlük hayatımıza “selfie” ismiyle çok çabuk girdi. Ancak bu kavram önceleri de farklı şekilde günlük hayatımızda vardı. Sevdiğimiz biriyle, arkadaşlarımızla ön kamera kullanarak çekilen fotoğraflarınız olmuştur muhakkak. Aslında şöyle bir fotoğraf tarihine bakarsak, 1909 yılında bile o zamanki fotoğraf makineleriyle kendini çekenler olmuş. Nitekim fotoğraf makinesi, sekizinci yüzyılda Müslüman bilgin İbn-i Heysem gümüş nitrat’ın güneş ışığı etkisiyle karardığını bulması ve özellikle on beşinci yüzyılda büyük sanatçı Leonardo da Vinci’nin karanlık odada ufak bir deliğin dış dünyadaki görünümlerini aksettirmesi fotoğrafçılık tarihindeki başlangıçtır. 1888 yılında, kutu fotoğraf makinesi piyasaya sürüldü. Ve o zamanlardan beri kendilerini çeken insanlar vardı.
Günümüz modasında “selfie” kavramı kendini uçuruma yolladığı açık hemen herkes sosyal medya da selfie ile kendilerini gösteriyor, kendilerinden geçmiş abartılı pozlarını paylaşıyor. Çoğu insanın kendi suretine tapınmasından öte değil. Peki, bu aşırılıkta biz, gün geçtikçe büyüyen selfie modasına karşı duruşumuz ne olacak? Bütünüyle karşı mı olacağız? Helal dairede selfie’nin güzelliklerini yaşayamaz mıyız?
Yaşarız elbette, insan kendi fotoğrafını çekince bütünüyle kendini beğenmiş olmaz. Bunu başkalarıyla paylaşmak tehlikeye götürür. Özel olarak, kendi fotoğraflarımızın ailecek oturup izlenmesiyle hoş zamanlar geçirebilir. Uzakta olduğumuz oğlumuzla, kızımızla veya akrabamızla ister selfie ister başka birşey olsun fotoğrafları çekmek, özel olarak kendisini barındırması fantaziyeden uzak bir durumdur. Zira medeniyet fantaziyeleri; batı medeniyetinin insanoğluna sunduğu günah ve haramların tamamıdır.
Ve ayrıca görünürlüğün ve gösterişin ya da teşhirin önem kazanarak selfie sıçraması tiryakiliğin oluşmasına ve böylece psikolojik rahatsızlığa da sebep oluşturabiliyor. Bu da haram olarak kullandığımız bir şeyin sağlığımızı da bozduğunun apaçık bir delilidir.
Bizler selfie’yi kendimize ve çevremize haram şeklinden çıkarabiliriz. Bu kendi özel yaşantımızın dışarıya aksettirilmemesi ile sağlanabilir. Fotoğraflara tapmak şeklinde değil de yüce Yaradanın esmasının cilvelerini görür şekilde bakmak, güzel bakıp güzel şeyler düşünmekle meşru kılabiliriz.