Kur’ân-ı Kerîm’e göre; insanı insan yapan, onun her türlü aksiyonlarına anlam kazandıran ve ilâhî emirler karşısında insanın yükümlülük ve sorumluluk altına girmesini sağlayan, akıldır.
İslâm Ansiklopedisi aklı “varlığın hakikatini idrak eden, maddî olmayan, fakat maddeye tesir eden basit bir cevher; maddeden şekilleri soyutlayarak kavram haline getiren ve kavramlar arasında ilişki kurarak önermelerde bulunan, kıyas yapabilen güç” olarak tarif ediyor.
ÇELİŞKİ...
‘Kafa fenerine güvenme, kafa fenerini kır, aklını karıştırma’ gibi deyimler ile aklı yücelten ifadeler arasında zahiren bir çelişki varmış gibi gözüküyor.
Kafa feneri, kafamıza takmak suretiyle, eller serbest olarak kullanılabilen özellikle kamp aktivitelerinde önümüzü aydınlatan lamba. Mecazi olarak; vahiy, meşveret, ortak akıl yerine, kendi fikrine göre hareket etmek kastediliyor sanırım.
Hadislerden bir demet sunalım önce.
“Kişiyi ayakta tutan aklıdır. Aklı olmayanın dini de yoktur.”1 Deli biri mükellef değil.
“En akıllınız, Allah’tan çok korkanınızdır. En iyiniz Allah’ın emir ve yasaklarına riayet edeninizdir. Her ne kadar nafile ibadetleriniz az bile olsa.”2
“Allah akıldan daha değerli bir şey yaratmamıştır.”3 Öyleyse aklı kötülemek nereden kaynaklanıyor?
ALTERNATİFLER
Akıl bir alet. Kullanıma göre kıymet alıyor. Siz bir adamı öldürmek isterseniz, akıl size alternatifler sunar: “Tabanca veya bıçakla öldür, zehirle” gibi.
Eğer bu insanı kurtarmak (maddi-manevi) isterseniz, akıl bu defa ona göre çözümler üretir: “Ona yardım et, iman hakikatlerini anlat, hediye ver, dostluk kur, değerli olduğunu hissettir, tehlikelere karşı koru” vs.
Risale-i Nur’dan öğrendiğimize göre aklın üç mertebesi vardır. İfrat, tefrit, vasat. İslamın istediği vasat olanıdır. Çünkü ifrat cerbezeyi, tefrit hamakatı netice verir. Gerçek akıl ise, aklın vasatı olan hikmet mertebesidir ki, “Hakkı hak bilir, ona uyar; batılı batıl bilir, ondan da sakınır.”4
“Akıl ve nakil teâruz ettikleri (çeliştikleri) vakitte, akıl asıl itibar ve nakil tevil olunur. Fakat o akıl, akıl olsa gerektir.”5 Çelişki işin ehli tarafından müzakere, müşavere ve ortak akıl ile giderilir.
REHBER
“Kafa feneri” ortak aklın gösterdiğini değil; kafanın çevrildiği tarafı gösterir. Sadece kafa fenerinin sönük ışığı, her adımı tuzak dolu hayat yolumuzu çok yanlış yerlere götürebilir.
Diğer yandan dünya yükü zor ve sıkıntılıdır. İnsan bunlara karşı ancak; her an sönecek olan kifayetsiz kafa feneri ışığının yerine, sönmez iman nurunun ziyasıyla karşı koyabilir. İnsanın elindeki bir fener ile güneşi kıyaslamak mümkün değil elbette.
Evet; akıl “kâinattaki nihayetsiz rahmet hazinelerini ve hikmet definelerini açan bir anahtar”dır.6
Hakikati doğru anlayabilmek ve hayata sağlam bir istikamet verebilmek için, her mesajı akla uygun olan, ama aklın tek başına erişip idrak edemeyeceği vahyi de rehber etmek şartıyla.
Dipnotlar:
1- Camiü’s-Sağir, 4: 528 H. No:6159., 2- İ. Gazali, İhya, 1/214., 3- İ. Gazali, İhya, 1/217., 4- İşaratü’l-İcaz, s. 29., 5- Muhakemat, 1. mukaddime., 6- Sözler, s. 50