"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zincirleme gelişmeler

M. Latif SALİHOĞLU
09 Eylül 2016, Cuma
Medyadan uzak kaldığımız son iki-üç hafta zarfında pek mühim gelişmeler yaşandı.

Gerek iç ve gerekse dış bağlantılı hadiselerin başında, şüphesiz Suriye topraklarında kara harekâtını netice veren “Fırat Kalkanı” operasyonudur.

Bunun yanı sıra, bölge ve dünya ülkeleriyle sürdürülen diplomatik münasebetler, şu dönemde son derece önem arz ediyor.

Bu konuya aralıklı da olsa temas etmenin lüzûmu, zarureti ortada.

* * *

Öte yandan, “15 Temmuz Saldırıları” sonrasında ülke çapında ilân edilen OHAL ve bununla bağlantılı olarak icrâ edilen KHK’lara istinaden sürdürülen operasyonlar, farklı ve yeni boyutlar da kazanarak hayatı derinden etkilemeye devam ediyor.

Sosyal sarsıntılara, hatta aile fâcialarına yol açan bu zincirleme etkileşimlerin teşkil ettiği bazı tabloları şu şekilde sıralamak mümkün: Ailenin yükünü omuzlayan kimi anne, ya da baba, şüpheye veya yetersiz delillere istinaden işten-meslekten ihraç ediliyor. Maaşı kesiliyor. Bütün özlük hakları sıfırlanıyor. Kimi içerde tutuluyor; dışarıda olanlar da “damgalı” olduklarından hemen hiçbir sektöde iş bulamıyor.

Mağdur edilen bu insanların durumu, çoğu yerde Suriyeli sığınmacılardan da beter bir vaziyete dönüşüyor: Adeta bütün imkân ve dayanakların sıfırlandığı bir noktada, kiracı olan kirayı nasıl ödesin?

Misâl, her şeyden bîhaber durumdaki bir kadın, faraza suçlu durumdaki kocasının ateşine niçin yansın, ya da yandırılsın?

Bütün bu herc û merç içinde, tahsil çağında olan çocukların durumu ne olacak; düşünen var mı?

Velev ki, anne-babaları zanlı veya suçlu da olsa, onların çocuklarını sefil ve perişan bir hayata mahkûm etmeye kimin vicdanı elverir?

Misâl: Siirt’teki Adliye koridorlarında üç çocuğuyla feryâd û figân eden çaresiz kadının şu çığlığına duyarsız kalmak mümkün mü: “Kocam içerde. Meslekten atıldı. Maaşı kesildi. Üç çocuğumla kirada oturuyorum. Babamın yardım edecek durumu yok. Kardeşim, kayın biraderim de yok. Kirayı veremiyorum; ev sahibi çıkmamı istiyor. Nereye gidebilirim? Çocuklarımın zarurî ihtiyaçlarını nasıl ve ne ile karşılarım ben? Yarı okullar açılacak, çaresiz şekilde ulu-orta yerde kaldık. Bize yapılan bu muamele revâ mıdır? Kocamın bir suçu varsa, benim ve çocuklarımın suçun ne? Hukuk bu mu? Adalet bunun neresinde?”

* * *

Görüldüğü gibi, içerde ve dışarda bîgâne kalamayacağımız, gözümüzü-kulağımızı kapatamayacağımız bir dizi hayatî meselelerle karşı karşıyayız.

Bunların sebep ve çarelerine inşaallah hak nâmına ve hakikat hesabına peyder-pey değinmek, temas etmek ümit ve temennisiyle.

GÜNÜN TARİHİ: 9 Eylül 1919-23

Sivas, İzmir, Halk Fırkası

Tek parti, dahası “devlet partisi” olma yolunda ilerleyen bir siyasî hareket olarak tasarlanan Halk Fırkası (CHP), resmî kuruluş tarihi olarak “9 Eylül”ü tercih etti. (1923)

Bu tarihin tercih edilmesinde önemli iki sebep var: Birincisi, Sivas Kongresinin 9 Eylül’de (1919) başlaması. İkinci sebep, Anadolu’nun Yunan işgalinden bütünüyle arındırıldıktan sonra, bu zaferin İzmir’in Kurtuluşuyla taçlandırılmış olması.

Cumhuriyetin ilânından 50 gün kadar önce kurulan Halk Fırkasının başına 10 Kasım 1924'te “Cumhuriyet” tabiri eklemlendi; 1935’teki kurultayda ise, ismen bugün de geçerli olan nihaî şeklini almış oldu.

@salihoglulatif:

Özellikle 1925’ten sonraki konjonktürel şartlar hemen tümüyle Said Nursî'nin aleyhinde olduğu halde, o, yine de açılan bütün mahkemelere katıldığı ve bütün dâvâlardan beraat ettiği gibi, hiçbir suça bulaşmadan da ömrünü tamamlayıp gitti. Buna rağmen çıkıp ona ve dâvâsına kara çalmanın hukukla, insafla, vicdanla bir alâkası olamaz.

 

Okunma Sayısı: 4583
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • alpaslan

    9.9.2016 23:53:07

    Hoş geldiniz. Örneklere ve hakikatları yazmaya devam edelim inşallah. Başkaları yağ yaksın ellerii kızarncaya kadar alkışlasınlar ama hakikat ortada bunu degiştiremiyecekler insallah uykuları kaçar huzurları bozulur akılları başlarına gelir vicdanları kalplerine iner. Afat lar ve ilahi ikazlar bizleri bekliyor.....

  • bilal

    9.9.2016 18:00:47

    Allah yetkililere akıl vicdan insaf merhamet versin. Bu yapılanlar kafire bile reva gorulemez. Tarih böyle bir olaya şahit olmusmudur bilmiyorum.

  • Abdurrahman KOÇAK

    9.9.2016 10:06:35

    Öyle bir zulüm uygulanıyorki sizinde bahsettiğiniz örnekte olduğu gibi...Siirtli kadın örneğinde olduğu gibi..Allah masumların yar ve yardımcısı olsun...Aradan sonra hoş geldiniz.

  • biyolog

    9.9.2016 08:30:30

    Allah razi olsun sizden.

  • çetin acar

    9.9.2016 00:13:23

    hoş geldin salih abi uzun bir ayrılık oldu. yazılarınla hasretimizi gidermen dualarıyla. selametle kal.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı