"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Vahim âkıbet sizi bekliyor

M. Latif SALİHOĞLU
19 Ekim 2015, Pazartesi
Yakın tarihteki olayların görünen yüzüne baktığımız gibi, bunların arka plânını da araştırıyoruz.

Araştırarak mahiyetini öğrendiğimiz olaylardan alınması gereken ders ve ibret tablolarını sizlerle paylaşmaya gayret ediyoruz.

Bir de, bizzat şahit olduğumuz ibretlik hadiseler var ki, bunların da adeta şeş cihetini dikkatle inceleyerek, dağarcığımızı doğru bilgi ve sahih tecrübelerle ayrıca zenginleştirmeye çalışıyoruz.

İçinde bulunduğumuz şu dehşetli âhir zaman hadiselerini doğru şekilde okumak ve sıhhatli şekilde yorumlayabilmek için ise, Kur’ân’ın malı olan Risâle-i Nur projeksiyonunu kullanmaya âzami derecede dikkat ve gayret sarf ediyoruz.

Bu girizgâhtan sonra, önemli birkaç noktaya temas edelim.

12 Eylül’den önce

Bu bölümde ifade edeceğimiz şeyler, daha çok 1980 öncesinde de sandığa gidip oy kullananlara yöneliktir.

O dönemi yaşayanlar, hiç tereddüt dahi etmeden, gayet açıklıkla bilirler ki, hür seçmen kitlesinin mutlak çoğunluğu Demokrat Parti ile Adalet Partisini desteklemiştir.

Dahası, demokrasi tarihimizde sadece bu iki parti yüzde 50’nin üzerinde oy alabilmiştir.

Şimdi, bilhassa 1960-80 arası dönemi es geçenlere, Adalet Partisinin hizmetini yok sayanlara, bu partinin lideri Süleyman Demirel’in ismini dahi anmak istemeyen bugünün AKP destekçilerine soruyorum:

Siz o yirmi yıllık zaman zarfında yapılan seçimlerde kimi desteklediniz ve hangi partiye oy verdiniz? CHP’ye mi, MHP’ye mi, MSP’ye mi?

Bu soruya açık yüreklilikle cevap verseniz de, günümüz siyasetini öyle konuşsak daha iyi olmaz mı?

Yok eğer AP’ye oy verdiyseniz, şimdilerde bundan kaçınmanızın, adeta hicap duymanızın sebebi ne?

Can alıcı bir diğer soru şudur: Üstad Bediüzzaman’ın yüzlerce talebesi, hizmetkârı o seneler zarfında hayatta idi. Başta Tahirî, Zübeyir ve Tola kardeşler olmak üzere bütün Nur Talebeleri ittifakla Adalet Partisini desteklemediler mi?

Bunu kim çıkıp inkâr edebilir? Kim aksini iddia edebilir? Dahası, şimdiye kadar aksi yönde bir iddiaya dahi rastlayan var mı? Varsa şayet, lütfen çıkıp söylesin ki, biz de ona göre yazalım, konuşalım.

Yoksa eğer, o halde bunca çekinmenin, uzak durmanın, o dönemi adeta ademe mahkûm etmenin sebeb-i hikmeti nedir?

Acaba, 12 Eylül Darbesi, fikrimize de mi bir darbe vurdu? Bu darbeden evvel, siyaset noktasında zuhûr eden bir ayrılık yok iken, sonrasında niye oldu? Hem, darbe ve darbeciler yüzünden niçin ihtilâf, iftirak olsun ki...

Geçelim, bir başka konuya...

Düşman çoğaltan siyaset

Bugünkü siyasî iktidara sırtını dayamış ve ona bel bağlamış olan dostlara da son bir hatırlatmada bulunmak istiyoruz.

Aslında dayandığınız şey, kuvvetli bir dâvâ, fikir, misyon hareketi değil. Adeta, pamuk ipliğiyle bağlı duran bir şahsa, bir fâniye yaslanmış durumdasınız. O şahıs yıkıldığı, yahut tökezlediği anda, vahim âkıbet kaçınılmaz olacak. 

Bu durumda, şahıs, kendi başının derdine düşecek ve orta yerde kalacak olan sen, acaba en başta çevrene ve aile efradına ne cevap vereceksin, baş koyduğun yolun iflâsını nasıl izah edeceksin...

Yâ hû! Fert, dâhî olsa bile, bu zamanda kifayetsiz kalacağını bilmez misin? O bir yana, akıl almaz derecede onun düşmanları çoğaldı. Bu düşman ordularını da, aslında bizzat kendi elleriyle vücuda getirip çoğalttı. Zira, hemen her seçim dönemindeki “siyasî strateji”yi bir başka “düşman cephe” üzerinden yürütmeye çalıştı. Biliyorsun...

Oysa, düşmanların değil, dostların sayısını çoğaltmak gerekirdi.

Hani, ne demiş atalarımız: “Bin dost az, bir düşman çok.”

Ne var ki, bu gerçeğin tam tersi bir yol izlendi. Neticede, düşmanın sayısı ve gücü o derece arttı ki, bundan sonraki seçimlerde artık yüzde 49.9 oranında oy desteği alınsa dahi, bu parti, hem kendisi rahat edemez, hem ülkeye rahatlık getiremez. Zira, muhtemel oy artışından ziyade, yekûn tutan hataların, günahların ve muhaliflerin sayısı, miktarı, kuvveti artış gösterdi.

Kaldı ki, yüksek derecedeki oy ihtimali pek uzak olmakla birlikte, tersine bir durumun vukuu daha muhtemel görünüyor.

Ayrıca, şunu da tahmin ediyoruz ki: Parti, iktidar mevkiinden düşmemek ve gitmemek için, çok çetin direnişler de olacak. Dolayısıyla, gergin hava daha da gerilmeye çalışılacak.

Ama, buna rağmen, vahim âkıbet yine de kaçınılmaz görünüyor.

Kıymetli dostlar! Yarın öbür gün çıkıp da “Vaktiyle niçin hatırlatmadınız? Bize uyarıcı ikazlarda niçin bulunmadınız?” demeyesiniz diye, şiddetli hücûmları da göze alarak, bütün bu acı gerçekleri şimdiden hatırlatmak ihtiyacını duymaktayız.

Cevap bekleyen sorular

“11 Eylül” gibi “10 Ekim” etiketli terör saldırısı hakkında da iki zıt görüş var.

11 Eylül saldırısı, her yönüyle El-Kaide tarafından gerçekleştirildi, yoksa, bundan ABD’nin haberi ve CİA’nın, FBI’nın bilgisi var mıydı?

Bir diğer soru: Kişi 11 Eylül’e nasıl bakıyorsa, 10 Ekim’e de aynı şekilde bakmak durumunda kalır mı? Kişi, “Yok canım, bizimkiler Müslüman, asla yapmaz öyle şeyleri” diyorsa, bunun inandırıcı izahını nasıl yapacak?

Bütün bunlar zihinlerde cevap bekleyen sorular.

@salihoglulatif: Son günlerde yoğunluk kazanan siyasî muhtevalı seri yazılardan, bazı dostların rahatsızlık duyduğunu biliyorum. Maksadım, onlara da "Uçurumdan önceki son çıkış"ı tesirli bir şekilde hatırlatmak.

Okunma Sayısı: 2876
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İLHAN

    19.10.2015 20:19:01

    Geçmişte DP-AP siyasetinde olanların yaptıkları kendilerini vebal altına alıyor,millet nazarlarında bu şahıslar tabir-i caizse tecrit ediliyordu.Şu an DİN i referans gösterip dinimizin haram kıldıklarını helal,helal kıldıklarını haram olarak gören,tatbik eden AKP hem içeride hem dışarıda MÜSLÜMAN KİMLİĞİNE,EMİN OLMA VASFINA CİDDİ DARBEİNDİRMİŞTİR.Bu günahkar,riyakar ve sahtekarlara hala KILIF UYDURMAYA ÇALIŞANLAR ın yaptığı,KEFENE CEP YAPMAK gibidir.ALLAH AKIL,BASİRET,FERASET,İNSAF,İZ'AN, VERSİN.MUHAKEME-İ AKIL NASİP EYLESİN.

  • Latif Salihoğlu

    19.10.2015 13:36:27

    TASRİH Said Yüce, Isparta 1. sıra değil, AKP 2. sıradan aday. Bu arkadaş, Risâl-i Nur'un devletleştirilmesi işinde aktif rol alanlardan biri. Ayrıca, geçen senelerde Nurs'ta düzenlenen "Bediüzzaman Mevlidi"ni adeta siyasetin arenasına çevirdi. Bu sayede, milletvekili olma şansını elde etti. Ne var ki, Bitlis, Hizan ve özellikle Nurs'taki Nur hizmetlerine ciddi bir sekte vurulmasına sebebiyet verdi. Nurs'ta bu sene mevlid yapılamamasının birinci sebebi onun daha evvel yaptıklarıdır. Siyaset zehrini Nurs'a ve Üstad Bediüzzaman'ın akrabalarına dahi zerk etti. Onlar, bu sebepten, siyasî ihtilâfa düşüp Mevlid programını da iptal ettiler. Bu söylediklerime inanmayan varsa şayet, Hizan Belediye Meclis Üyelerinin listesine şöyle bir baksın. Üstad'ın resmî soyadını taşıyan akrabalarının ismine orada rastlayacaklardır. Velhasıl, diğer veballerin üstüne, Üstadın akrabalarını siyasete bulaştıranların yekûn tutan günahı, vebali gayretullaha dokunacak raddeye varmış durumda.

  • hakan kagan

    19.10.2015 13:13:19

    Nur talebelerinin Beyanat ve Tenvirleri iyi tetkik etmesi gerekiyor...Eski Said eserlerini iyi idrak edemeyen Nurcular Emirdağ 2'yide anlamıyor..Yer yer kasıtlı olarak okumuyorum diyenlerde var..Sonra böyle arızalı tiplerle tv'lerde boy gösteriyor diye Has Nurcu zannediliyor.Soruyorum Emirdağ 2 yi okumuyorum okutmuyorum diyen bir Nurcu nasıl has Nurcu oluyor.Abi diyorsun.Saygı duyuyorsun adam Risaledeki bir çok ölçüyü görmezden gelerek parti militanı gibi fikrine ne uygunsa kendi abiliğinide kullanarak safdilleri yönlendiriyor..Zübeyir abi gibi demek lazım.OKU OKU OKU KARDEŞİM KABİRDE OKUYAMAZSIN!... Oku ki safdiller ve onları kullanan sahtekarlar deşifre olsunlar...Nurcular aslınıza dönün Demokrat olun..Bizim Demokratımız zaten müslüman ithal etmiyoruz...Bizim Demokratımız Hürriyet-i Şer'i'nin nüvesidir..İstibdad kendini muhafaza için her türlü vesveseyi veriyor..Din elden gider diye bu sefer kendini muhafaza ediyor...Bu zamanın oyunu başkadır...

  • Doğru söze

    19.10.2015 12:07:27

    Allah razı olsun. cok aydınlatıcı. onemli bir gorevi ustleniyorsunuz. bence agabeylerin bildirisini kendileri hazirlamadi. Akgunduz un parmagi var, kendisini tanirim, onde gozukmeyi cok sever. birde said yüce nin bildiri olayinda parmagi var bu sayede milletvekilligini aldi. 7 haziranda amasya, simdide isparta 1.sira. bunlar hic tesaduf degil. ayrica risalerin devletlesmesindede yuce etkin rol aldi.

  • Toygar

    19.10.2015 10:09:36

    Sırr-ı imtihan, ne dehşetli bir asırda olduğumuzu yüzümüze haykırırcasına ehl-i imanı bir oraya bir buraya savururken, sahil-i selamette kalanlar buna en çok üzülenler oluyor. Savrulanlara sorsan gerekçeleri elbetteki vardır ancak, hakta sebat edenler bu hâle herhangi bir gerekçe göremedikleri için, akıbeti de daha yakinen hissediyorlar. Bu sebeplerle yapılacak olan tek şey, dua, dua ve yine dua!.. Bize kalan sadece dua etmek oluyor! Ahir zaman insanına sözle bir şeyler anlatmak mümkün görünmüyor; yaşayıp görmek istiyor! Basiret ver Allah'ım!.

  • Lut Kapısı

    19.10.2015 09:41:35

    Yunus Emre ikiliği aklıma geliyor teşbihte hata olmaz... 7 Haziranda AKP ile Demokrat Parti teşbih edilirek kıyaslanırsa; AKP seçimin en güçlü Kartal partisi gibi çıktı, DP ise seçimden en zayıf Sinek partisi gibi çıktı. Yunus Emre'nin ikiliği geliyor aklıma: ' Bir sinek bir kartalı salladı vurdu yere Yalan değil gerçektir ben de gördüm tozunu ' 1 Kasım için bu bir muhal gibi gelse de Karadeniz'in batmasının zatında mümkün olduğu kadar mümkün... Ve Namık Kemal'in meşhur 'Rüya' makalesinde vatan ve hürriyet namına konuşturduğu hürriyet perisi kadar da özlem dolu!

  • Abdurrahman KOÇAK

    19.10.2015 09:21:09

    Agabeylerin bildirisinde Adalet Partisi nin hizmetleri yok sayıldığı gibi mevcut iktidarın yapmış olduğu hizmetlerin Merhum Mendersin yaptığı hizmetlerden daha fazla olduğunudan bahsediliyor.Maateessüf ama bildiriyide Ağabeylerin hazırladığına dair tam kanaat sahibi değiliz...

  • Ali Vefalı

    19.10.2015 08:50:12

    Yazı çok güzel, eleştiriler çok değil, bilakis çok çok hafif kalmıştır. Çünkü 1980 yılı öncesinde Ankarada öğrencilik yıllarımızda, Risalei Nur dershaneleride kalırken, ağabeylerin tamamının, Demirel liderliğindeki Adalet Partisini mantıklı şekilde desteklediklerine şahidiz. Demoktratları desteklemek için ağabeylerle birlikte çok toplantı ve mitinglere yıllarca katıdık. Bunlara şahidiz, fakat şimdilerdeki ağabey bildirisi denen ilanlarda; Demirelin 20-25 yıllk devresi yok sayılıyor, el insaf diyorum. Bu vefasızlığın, çarpıtmanın manevi cezasının ağır olacağınıda haber vermek istiyorum.

  • garip talebe

    19.10.2015 05:58:06

    Bazi agabey ve kardesler israrla anlamak istemiyor..Evet köpruden önce son cikis bu kafayla gidilirse bu millet birbirine girecek..yahu paralel ve pkk dediginiz yapiyi kimler bu ulkenin basina musallat etti bi dusunun artik..Ey Nurcular bu kadar basiretsiz olmayin yahu..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı