"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Uçak kazası ve kalp krizi

M. Latif SALİHOĞLU
17 Şubat 2025, Pazartesi
GÜNÜN TARİHİ: 17 Şubat 1959-61

Yakın tarihimizin iki ayrı “17 Şubat”ında iki mühim hadise yaşandı.

Birinci vakıa: 17 Şubat 1959’da yaşandı: Başbakan Adnan Menderes’in de içinde olduğu diplomat heyeti taşıyan “TC-SEV” isimli uçak, Londra yakınlarında arızalanarak ormanlık bir alana düştü. Menderes’in hafif yaralı kurtulduğu bu kazada, aralarında bakan ve milletvekillerinin de bulunduğu 14 kişi vefat etti.

İkinci vakıa: Yüzlerce Demokrat idareci ile birlikte Yassıada’ya götürülen Sağlık Bakanı Dr. Lütfi Kırdar, uyduruk mahkeme heyetinin tahkir ve tezyiflerine dayanamayarak, duruşma esnasında kalp krizi geçirerek mahkeme salonunda vefat etti.

Şimdi, bu iki mühim hadisenin gelişme seyrini özetleyerek takdim edelim.

KIBRIS GÖRÜŞMELERİ

Başbakan Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Kıbrıs’ı işgalci İngiliz’in elinden almaya kararlıydı. Önce 11 Şubat 1959’da Türkiye ile Yunanistan arasında “Zürih Anlaşması”nın imzalanması sağlandı. Ardından 17 Şubat’ta İngiliz-Türk-Yunan görüşmeleri için İngiltere’ye gidilmesine karar verildi.

Bütün bu görüşme ve antlaşma trafiği neticesinde, İngiliz egemenliğinin Ada’da sona erdirilmesine ve yönetimin bir yıl içinde kurulacak müşterek Kıbrıs Cumhuriyetine devredilmesine karar verildi. 

Özetle: Başbakan Menderes ve Hariciye Bakanı Zorlu, Londra ve Zürih Antlaşmalarıyla Türkiye’ye hem “garantörlük” hakkını kazandırdılar, hem de Kıbrıs’ı İngiltere’nin tahakkümünden kurtarmış oldular.

*

Evet, Başbakan Menderes ile beraberindeki Türkiye heyeti, muhatap ülke (İngiltere) temsilcileriyle “Kıbrıs Meselesi”ni görüşmek üzere Londra’ya gidiyordu.

Türkiye heyetini taşıyan THY uçağının, önce Londra’nın merkezine yakın olan Heatrow Havalimanına inmesi planlanmıştı. Ne var ki, Heatrow kontrol kulesi yetkilileri, Londra’daki aşırı sis nedeniyle diğer uçaklar gibi Türkiye uçağını da 25 km kuzeydeki Gatwick Havalimanına yönlendirdi. Oysa, burası da sisliydi ve görüş mesafesini büyük ölçüde azalmış vaziyetteydi. 

İngiltere Havacılık Bakanlığının raporu kısaca şöyle: THY uçağı, kule ile telsiz irtibatının kesilmesi ve yoğun sis sebebiyle saat 16.58’de aniden çıkan bir fırtınanın da etkisiyle Londra yakınlardaki ormanlık bir alana çakılmıştır. Yerde 250 metre kadar sürüklendikten sonra, uçağın iki kanadı da kopmuş ve taklalar atarak parçalanmıştır.

DURUŞMADA GELEN KALP KRİZİ

Bütün ömrünü vatana, millete hizmet yolunda harcamış olan Dr. Lütfi Kırdar, Yassıada Mahkemesinde 17 Şubat 1961’de savunma yaptığı esnada kalp krizi geçirerek vefat etti.

Dr. Kırdar, son DP hükümetinde Sağlık Bakanı olduğu için, diğer Demokrat maznunlarla birlikte o da darbeciler tarafından tutuklanmış ve Yassıada’ya sevk edilmişti. İğrenç iftiralara, haysiyet kırıcı hakaretlere mâruz kalması ve kendini zalim müfterilere karşı orada savunmak mecburiyetinde hissetmesi, onu ziyadesiyle üzmüş, yıpratmış durumdaydı. 17 Şubat günü yapmış olduğu savunma esnasında, kalbi zulümkârlığa daha fazla dayanamamış ve oracıkta yere yığılarak son nefesini vermişti.

Dr. Kırdar’ın duruşma esnasında vefat etmesi, dava arkadaşlarını da eleme, kedere gark etti. Bilhassa Menderes, ziyadesiyle müteessir oldu. Çünkü, Dr. Kırdar, onun kurmuş olduğu kabinede Sağlık Bakanıydı, yani en yakın hizmet arkadaşıydı.

*

1887 Kerkük doğumlu olan Dr. Kırdar, aynı zamanda İstiklâl Harbi gazisiydi. Madalya sahibiydi. 1912’de Balkan Harbine, 1915’de Dünya Harbine ve 1918’den sonra da İstiklâl Harbine iştirak ederek vatan ve millet müdafaasında bulunmuş bir şahsiyettir.

Bir müddet Kızılay Başkanlığı ile Manisa ve İstanbul’da valilik yaptı. 11 sene İstanbul Valiliğiyle birlikte Belediye Başkanlığı görevinde bulundu.

Okunma Sayısı: 1850
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah

    17.2.2025 10:53:47

    Hakilaten insan hayretler iiçinde kalıyor.Bu asil,şerefli,vatan ve millet sevdasıyla hizmet eden bu fedâkârlaral bu zalimane muameleler nasıl reva görülür! Bunlarda zerre kadar bir vicdan ve insanlık olsa bu vahşeti yapa maz.Bu nasıl bir kin ve adavettir, bu na sıl bir tefessuh etmiş bir vicdan ve ca navarlıktır!..Mazlum şehitlere Allah'tan rahmet diliyorum.Mekânlaru cennet olsun, Zalimler için de yaşasın cehen nem diyorum.

  • S.topuz

    17.2.2025 08:43:08

    "Dördüncü Tabaka-i Hayat: Şüheda hayatıdır. Nass-ı Kur'anla şühedanın, ehl-i kuburun fevkinde bir tabaka-i hayatları vardır. Evet şüheda, hayat-ı dünyevîlerini tarîk-ı hakta feda ettikleri için, Cenab-ı Hak kemal-i kereminden onlara hayat-ı dünyeviyeye benzer, fakat kedersiz, zahmetsiz bir hayatı Âlem-i Berzahta onlara ihsan eder. Onlar kendilerini ölmüş bilmiyorlar.. yalnız kendilerinin daha iyi bir âleme gittiklerini biliyorlar.. kemal-i saadetle mütelezziz oluyorlar.. ölümdeki firak acılığını hissetmiyorlar. Ehl-i kuburun çendan ruhları bâkidir, fakat kendilerini ölmüş biliyorlar. Berzahta aldıkları lezzet ve saadet, şühedanın lezzetine yetişmez."   Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat - 6 Şehidler ÖLMEZ. Cenabu Allah c.c, cümle Şühedaya gani gani Rahmet eylesin ve Aile efradına ve cümle Vatandaşlara sabrı cemil ihsan etsin inşaallah. Amiiin. 🇹🇷😢🇹🇷🙌🌹🤲🌹❤🌙☝️🕋😭😭😭🕊🕊🕊🌍🇪🇺🕋🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı