"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tekel-tahkire karşı, tebrik-teşekkür (!)

M. Latif SALİHOĞLU
25 Aralık 2014, Perşembe 10:00
Aman yâ Rabbî! Ne acip bir zamana kaldık ve ne garip gelişmelere şahit olmaktayız.

Düşünün ki, birileri çıkıyor Nur Risâlelerinin neşrini resmen tekelleştirmeye çalışıyor, bazı Nur Talebeleri de çıkıp bu fecâate sebebiyet verenlere gazete ilânları ile tebrik ve teşekkürlerini sunuyor.

Düşünün ki, birileri çıkıyor, köşe yazısında Bediüzzaman Hazretlerine zındıkların dahi tevessül edemedikleri hakaretleri savuruyor ve yine Üstad Bediüzzaman’ın hizmetkârı olan bazı muhteremler çıkıp, bir gün sonraki aynı gazeteye tam sayfa tebrik-teşekkür ilânını neşrettiriyor.

Bütün bu işlerde muhakkak ki, bir bit yeniği, yani bir başka iş var demektir. Bakalım, görelim...

İlân tezgâhında fitne-fesat kokusu

Medyayı takip eden çoğu kimsenin bildiği veya bakarak gördüğü gibi, 23 Aralık 2014 tarihli iktidar yanlısı gazetelerin hemen tamamında bir tam sayfalık “Tebrik ve Teşekkür” ilânı çıktı.

İlân metninde, siyasî iktidarı elinde tutan ve Nur Risâlelerini devlet tekeline alan Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyelerine tebrik ve teşekkür arzı yer alıyordu.

Bu ilânı veren “Bediüzzaman Said-i Nursî’nin talebelerinden” Abdullah Yeğin, Hüsnü Bayram ve Said Özdemir’in isimleri sıralanıyor. 

Onların altında ise Türkiye’nin 10 bölgesinde faaliyet gösteren 100’den fazla vakıf, dernek, yayınevi gibi STK’ların isimleri üç sütun halinde ardı ardına diziliyordu.

* * *

Allah biliyor ya, biz ilânı görür görmez, bu işin perde gerisinde ve kapalı devre usûlü kotarılan bir tezgâh olduğunu anladık.

Zira, orada ismi zikredilen ve yaşları 80’in üzerinde olan üç muhterem Ağabeyin böyle bir işi organize etmediği, edemeyeceği kanaatinde idik.

Kezâ, bu üç ismin yanında—daha evvel Erdoğan’ı beraberce tebrik etmiş olan—Ahmet Aytimur, Mehmet Fırıncı, Abdulkadir Badıllı gibi isimlerin yer almamış olması, ayrı bir nifak kokusunu yansıttığı da hemen fark ediliyordu.

Bir diğer fitnekârlık şudur: Bu tür ilânlarla, devlet ve kamuoyu nazarında “Birbiriyle uyum sağlamayan Said Nursî’nin talebeleri de meğerse ülke çapında bir örgütlenme faaliyeti içinde bulunuyorlarmış” intibaı uyandırılmak isteniyor.

Bütün bu yaşananların en acip bir yönü de şudur ki: Daha bir gün öncesine kadar Üstad Bediüzzaman ile umum Nur Talebelerine en ağır sözlerle hakaretlerde bulunan Türkiye gazetesi ile Yeni Akit’te tam sayfa aynı tebrik-teşekkür ilânı verilmiş.

Türkiye gazetesi yazarlarından Rahim Er’den beş gün sonra Fuat Bol, 22 Aralık günkü köşe yazısında “içimizdeki beyinsizler” diye hakaret ettiği Said Nursî’yi “Halife-i Müslimine düşmanlığıyla övünmüş” diyerek “hâzâ iftira” bir iddiada bulundu.

Yeni Akit gazetesinin önemli isimlerinden biri olan R. Fatih Uğurlu (Yayın Kurulu üyesi ve halen yayın sahibi durumunda) ise, imza sahibi olanlar da dahil olmak üzere Bediüzzaman Hazretlerinin hemen bütün talebelerini tahkir-tezyif edici yazılar yazdı. Meselâ, bir yazısında şu ifadeleri kullanıyor: “Bediüzzaman Said Nursî denilince, aklıma hep Türkiye’deki Nur Talebelerinin ...her seçim döneminde yaptıkları gönüllü kölelik hizmeti gelir. Tıpkı celladına aşık olan mahkûmlar gibi canhıraş bir şekilde destekledikleri ve her defasında ‘Eli hamur, karnı aç!’ kaldıkları bir hayata nasıl razı edildiklerini hep merak etmişimdir.”

(Bkz: Habervaktim.com.tr 23 Eylül 2013; www.mansetim.com › Yazarlar › Fatih Uğurlu)

* * *

İşte bunlar gibi daha başka isimlerin de hakaret dolu yazılarının neşredildiği gazetelerde, bazı Ağabeylerin imzasıyla Risâle-i Nur’u tekelleştiren siyasîlere tebrik ve teşekkür ilânının yer almış olması, etrafa bir fitne-fesat kokusu yaydığı gibi, aynı zamanda işin içinde bir başka tertip, bir kumpasın olduğunu da hatıra getiriyor.

Pek yakında, meselenin vüzûh peydâ edeceği kuvvetle muhtemel.

* * *

Oldum olası Millî Görüşçü ve şimdiki iktidar taraftarı, hatta bir kısmı meddahı durumunda olan bu saldırgan gazete(ci)ler, şayet iktidar kanadından cesaret almamış olsalardı, Bediüzzaman Hazretlerine ve talebelerine böylesine adâvet duymaz ve ağız dolusu kin-husûmet kusmazlardı.

* * *

RUZNÂME 25 Aralık 1683

Bozgun bedel aldı

İkinci Viyana Kuşatması esnasında, Osmanlı ordusunun uğramış olduğu bozgunun bedelini hayatıyla ödeyen Sadrâzam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Padişah IV. Mehmed'in fermanıyla Belgrad'ta idam edildi.

Paşa, bu tarihe kadar hem Başkomutan (Serdâr–ı Ekrem), hem de Sadrâzam, yani Başbakandır.

Belgrad'ta (Sırbistan) bulunan Kara Mustafa Paşaya önce padişahın azil (vazifeden alma) fermânı tebliğ edilir. Paşa ise, bunu hürmetle karşılar ve şu mukabelede bulunur: "Hakkımızda azilden başka bir emr û fermân var mıdır?" Tebliğci, "Belî paşam, vardır" diyerek ölüm fermânını uzatır.

Merzifonlu, bunu da metanetle karşılar ve fermanı öperek başına koyar.

Sıra infaza gelir. Cellâtlar hazırda bekliyor. Paşa, hemen oracıkta abdest tazeler, iki rekât namaz kılar ve "Gelin, ben hazırım" der.

Cellâtlar gelirken de, halının kaldırılmasını ister. Tâ ki, kafası kesilirken akacak kandan halı kirlenmesin, kanı toprağa düşsün diye...

* * *

@salihoglulatif: Cidden hayret ve taaccüple karşılanacak gelişmelere şahit oluyoruz. Risâlelerin neşrine takoz koyanları, müellifine ve talebelerine hakaret edenleri bazı Nurcular tutup tebrik ediyor.

Okunma Sayısı: 5795
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • KUBİLAY

    25.12.2014 15:55:38

    bediüzzaman ve şakirtlerine karşı hainane taarruzlar bu güne mahsus değildir.açın siyasal ve menfaatçi islamcıların geçmişteki mevkutelerine hiç dost olmamaışlar ki,hiç hakkımızda hüsnü niyet taşımammışlarki .Bunlar geçmişteki haricilerden farklı değiller.kendileri gibidüşünmeyenleri hep tekfir etmişler.bütün amaçları ulaşmak istedikleri dünyevi ikbal.adeta leş kargaları gibi.bakın bu gibiler.her türlü planı ikballerine sahip olmak için sinsice tatbik ederler.kendilerine en büyük rakip olarak nur talebelerini görürler.açıkça yapamadıklarını hainane planlarla dost görünerek yapmaya başladılar son zamanlarda.nur cemaatini nasıl böleriz hesapları vardır.güçleri yetmeyecek ve allah'a havale ediyoruz bildiği gibi yapsın inşaallah.aldırmıyruz zira kervan yürüyor bilmem anlatabildim mi?

  • KUBİLAY

    25.12.2014 15:51:39

    bediüzzaman ve şakirtlerine karşı hainane taarruzlar bu güne mahsus değildir.açın siyasal ve menfaatçi islamcıların geçmişteki mevkutelerine hiç dost olmamaışlar ki,hiç hakkımızda hüsnü niyet taşımammışlarki .Bunlar geçmişteki haricilerden farklı değiller.kendileri gibidüşünmeyenleri hep tekfir etmişler.bütün amaçları ulaşmak istedikleri dünyevi ikbal.adeta leş kargaları gibi.bakın bu gibiler.her türlü planı ikballerine sahip olmak için sinsice tatbik ederler.kendilerine en büyük rakip olarak nur talebelerini görürler.açıkça yapamadıklarını hainane planlarla dost görünerek yapmaya başladılar son zamanlarda.nur cemaatini nasıl böleriz hesapları vardır.güçleri yetmeyecek ve allah'a havale ediyoruz bildiği gibi yapsın inşaallah

  • ali yeşilkaya

    25.12.2014 15:37:42

    olup bitenlerin,nurlara ve nurculara karşı bazı planların neticesi olduğu aşikardır.bu konuda tahşidata devam etmeliyiz. amma velakin camiamızın(umum nurcu grupları kastediyorum) hadiselerden en az zararla çıkmasını temin adına mutlaka diğer gruplarla ittifak zemini yoklanmalı. zira biliyoruz ki abilerin temsil ettiği cemaat yapılanması nurcuların az bir kısmıdır.kimilerinin o manada cemaatleri dahi yok.bilhassa kırkıncı hoca acaba ne düşünüyor?o grubun bu meseledeki tutumu bence beraber hareket etmemize imkan tanıyabilir. hükümet aleyhtarlığı gibi anlaşılmayacak,sadece risale-i nur üzerindeki oyunlara karşı olacak bir ittifak zemini sağlanmalı.

  • mahmut

    25.12.2014 14:58:05

    kimse olumsuz yazı yazmıyor mu buraya kardeşim bu ne biçim iş :)

  • CEMAL ÖZKAYA

    25.12.2014 14:05:25

    bizim bu işte bir fitne kokusu var dediğimiz olaya diğer kardeşler diğer sitelerde dua yarışına girmiş durumdalar.

  • Hamza

    25.12.2014 12:48:34

    Operasyonun içine bütün nur gruplarını almak için bahane hazırlıyorlar, görene böyle olacağı baştan belliydi.

  • yalçın

    25.12.2014 12:31:15

    Abdulkadir Badıllı ağabeyimiz rahatsızlığı nedeniyle hastahanede yatmaktadır.Allah acilen hayırlı şifalar versin. Bu nedenle ismi zikredilmemiş olabilir.Suizan olmaması için belirtim.

  • M. Latif Salihoğlu

    25.12.2014 10:13:12

    BERK Kardeşim, "Sapı bizden baltalar" konulu 14-15 Mart 2014 tarihli yazılarım arşivde duruyor. Lütfen tekrar okuyun. Bakın bakalım, o yazıda başkasına hakaret mi etmişiz, yoksa yaşananları sayıp dökerek karşılaştırmada bulunmuşuz? Eleştiri başka, hakaret başka. Bunları karıştırmamalı. Lütfen, doğrudan hakaret ihtiva eden bir tek cümlemi örnek olarak gösterebilir misiniz?

  • M. Latif Salihoğlu

    25.12.2014 09:46:38

    Türkiye'de fikrî sermayesini "Sultan Abdülhamid meddahlığı" üzerine bina eden bazı şahıs ve gruplar, gerçekte meslek ve meşrep itibariyle muhalif oldukları kimselere karşı gayet müfrit bir husûmet ve adâvet besliyorlar. Onlar, Sultan Abdülhamid'i "hakikatin merkezi"ne aldıkları için, ona (ya da Mutlakiyet rejimine) muhalif olan herkesi haksız ve azim bir yanlışın içinde görüyorlar. Her muhalifi "Halife Sultana karşı geldi" diye damgalayıp affedilmez günahkârlar zümresine dahil ediyorlar. Hatta, o kimselerin neredeyse bütün hasenesini yok hümkünde addediyorlar. Velhasıl, bunlar "Kur'ânın helâl etmediği" o meşhûr İhtiyar Hocanın peşinden gidiyorlar. Aklını yitirmemiş, vicdanını satmamış olanları uyarmak, ıslahına çalışmak lazım. Fakat, "şiddetli mukabelede bulunan" bir kısmının ıslâhı ne yazık ki mümkün görünmüyor. Kendimizi ve birbirimizi aldatmayalım.

  • Berk

    25.12.2014 09:42:17

    Latih abiciğim sizde "sapı bizden baltalar" diye hakaret ettiğinizi hatırlıyormusunuz.?

  • M. Latif Salihoğlu

    25.12.2014 09:18:47

    Türkiye gazetesi yazarı, 17 Aralık günkü yazısında, tıpkı Fuat Bol gibi Halife-Sultan Abdülhamid üzerinden Üstad Bediüzzaman'ı vurmaya çalışmış, hatta yalan-yanlış şeyler uydurarak aynen şunları yazmıştır: "(Said Nursî), kalem çalışmalarını yaparken siyasete de uzak durmamış, O da tıpkı Mehmet Akif gibi Sultan ve Halife Abdülhamid Han'a ağır tenkitler yöneltmiştir." El-insaf yahu! 1) Said Nursî, bu konuda tıpkı Mehmet Akif gibi mi davranmış? 2) Said Nursî, Halife-Sultan'ın şahsını mı hedef alıp ağır tenkitler yöneltmiş? 3) Bu bakış açısının yanlışlığı defalarca yazıldığı ve kendilerine de hatırlatıldığı halde, niçin aynı hatada ısrar edilip duruluyor. NOT: Biz o yazının çıktığı aynı gün, Sayın Rahim Er'e gönderdiğimiz bir mesajla meselenin hakikatini izah ettik ve kendisinin de bu temel yanlışını düzelmesini istedik. Ne yazık ki, şu ana kadar da hiç oralı olmadılar. MLS

  • ali vefalı

    25.12.2014 09:03:18

    1977 yılından bu yana Yeni Asya yı okur inceleriz. Bana göre Risalei Nur cizgisinden en ufak bir sapma göstermemiştir. Ama o tarihlerden bu yana bildiğimiz çok sayıdaki bazı kardeşlerin, ağabeylerin sonraki yıllarda gösterdikleri değişimler de hep bizleri şaşırtmıştır. Bu da onlardan olsa gerek. Sıkıntılı gibi görünen bu olayda Allah ne gibi bir hayır saklıyor bilemiyoruz.

  • celal can

    25.12.2014 09:03:04

    bir gazete üstad hakkında fitneci diye bahsedecek ,üstadın talebeleri oraya teşekkür ilanı verecek....

  • Cüneyt Yaşar

    25.12.2014 08:57:56

    Bu yazıyı herkese ulaştırmak lazım. Faydalı olur. Elinize sağlık, fikrinize kuvvet, Latif Abi.

  • R.Kalyoncu

    25.12.2014 08:52:10

    "Sezar'ın hakkı Sezar'a babında; Makalede adı geçen Türkiye Gazetesi yazarı Rahim Er'in 17 Aralık tarihli "Bir Cemaat Gayrı Milli Olamaz" başlıklı yazısında, Bediüzzaman Hz.leri ve Nur Cemaati ile ilgili şahsen menfi bir husus göremedim. Şu var ki, bilmeyenlerce sanki sürekli siyasetle meşgul olmuş gibi yanlış bir intiba uyandıracak “...siyasete de uzak durmamış” ifadesi hariç tutulursa; kendince objektif bir değerlendirme yapmış olduğu söylenebilir. Aynı Gazetenin diğer yazarı ise, tamamen kendi cehlini göstermiş. Anlaşılan, K.M. adlı, tarihçi geçinen müfrit şahsın bu konudaki iddialarının tesirinde kalmış. Çünkü yazdıkları, o şahsın yakın geçmişte aynı minvaldeki muvazenesiz iddialarını çağrıştırıyor.

  • Hüseyin İLHAN

    25.12.2014 07:15:55

    Yoldan geçerken başımıza saksı düşeceği ihtimaldir,trafikte kazaya karışacağımız ihtimaldir vs.vs.lakin AZİZ ÜSTADIMIZ HAKARET EDEN GAZETEYE BİR NUR TALEBESİNİN TEŞEKKÜR ETMESİ VE ONA NUR TALEBESİNİN HELAL PARA sının 'alınız efendim,çook güzel sözler söylediniz devamını bekleriz,mealindeki ilan ve para vermeleri hayrete muciip,acaba kıyamet mi kopuyor,dünya tersmi dönüyor,dedirtiyor.

  • Polat Müstear

    25.12.2014 04:44:14

    "Allahumme la tuhricna mineddünya illa ma'aşşehadeti vel iman" Allahım! Bizi dünyadan ancak kelime-i şahadet ve imanla çıkar. Allahim sana isyan ve seni inkar etmelerine ragmen Kefereye, Ebu Cehile, Deccale, Süfyana ve bunlarin müdahenecileri, kaselisleri, tufeylileri, canakyalayicilari, yalakalarina o keferelerin küfür ve zulüm yolunda yürürlerken tesekkür etme hatasindan sana siginiriz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı